Önce Kendisi Beğeniyor, Sonra Müşterilerin Beğenisine Sunuyor
Akın Çeyiz Evi'nin sahibi Hatice Mildan, iğne oya kültürünü yaşatmak için yıllardır büyük bir emek harcıyor.
Akın Çeyiz Evi'nin sahibi Hatice Mildan, iğne oya kültürünü yaşatmak için yıllardır büyük bir emek harcıyor. Mildan, rahmetli kayınvalidesinden öğrendiği iğne oyasını dükkânında yaparak hem kültürel mirası korumaya hem de aile ekonomisine katkıda bulunmaya çalışıyor.
Geçmiş ve gelecek arasında köprü kuran ve kayınvalidesinden kalan mirası yaşatan Hatice Mildan, el emeği ürünlerine büyük mesai harcıyor.
Yaptığı her bir parçada hem kültürüne hem de ailesine katkıda bulunmanın gururunu yaşayan Mildan, iğne oyası kültürünün yok olmaya yüz tuttuğuna dikkat çekti.
El emeği ürünlerini büyük sabır ve özveriyle müşterilerin beğenisine sunan Mildan, çeyize eskisi kadar ilgi gösterilmeiğini ifade etti.
'Elimde Yaptığım Her Bir Örnek Sevgi, Emek Ve Sabır İstiyor'
İğne oyasının çok zahmetli olduğunu belirten Akın Çeyiz Evi Sahibi Hatice Mildan; “İğne oyası gibi geleneksel el işçiliği. Rahmetli kayınvalidem çok güzel güzel iğne oyası yapardı. Bende iğne oyasını kayınvalidemden öğrendim. İğne oyasını öğrenmeye heves ederek öğrendim. Elimde bir meşgalem olsun istedim. İğne oyasına başlamadan önce bilmeniz gereken bir şey de bu iş sabır ve emek ister. Ama elinizde muazzam güzellikte ürün geçince arkası geliyor. Bugün dükkânımda satıp yaptığım iğne oyalarında en basit örnek 500 TL'den başlıyor. Zaten onca zahmetle emekle yapılan bir ürüne de böyle bir fiyat biçilmeli. Bu el emeklerinin içinde en çok maddi değeri olan da iğne oyası. Çünkü gerçekten de göz nuru. Hemen hemen 15 yıldır da bu dükkânı açarak işletmeye başladım. Elimde yapabildiğim ürünlerle hayata atılmak istedim. Kendi ayaklarımın üzerinde el emeğimle cüzdanıma birkaç kuruş da olsa geçsin istedim. Elimde yaptığım her bir örnek sevgi, emek ve sabır istiyor" dedi.
'İğne Oyası En Zahmetli Olan Çeşit Aslında'
Bu kültürün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Mildan; "Aklınızda ki ürün hemen sonrasında ise ellerinizde oluyor. Elimden geldiğince her türlü ürünü çıkarmaya çalışıyorum. Şöyle bir düşününce elimde bir oya hayat buluyor. Ama maalesef bu kültür de yok olmanın eşiğinde. Şimdiki gençlerimiz çok fazla bu çeyiz işlerinin üzerine düşmüyorlar. Bizler geriden gelen nesil olarak bu kültürü yaşatmaya çalışıyoruz. Bizde 2 tarafı da düşünerek gençlerin istedikleri ürünlerle bütünleştirmeye çalışıyoruz elimizdeki bu oyaları. Şimdiki kızlar çeyiz vesaire istemiyorlar. Bizler onlara yönelik nemamsa örtülerini, anır vb. yapıyoruz. Tüm bunlar içerinde iğne oyası en zahmetli olan çeşit aslında. Yaptığım tüm ürünleri önce kendim beğeniyorum. Ondan sonra müşterilerin beğenisine sunuyorum. Yapmak beceri istiyor ancak emek ve sabrı daha çok istiyor. Bana göre bunu yapmak ise tam bir terapi. Gözüm yorulsa da beynimi rahatlatıyor. Bu dükkânda yaptığım el emeğim göz nuru ürünlerim ile aile ekonomisine katkı sağlamaya çalışıyorum. Çorbaya tuz katıyorum aslında. Yaptığım her bir parçada hem kültürüme hem de aileme katkıda bulunmanın gururunu yaşıyorum. Ne yazık ki bu kültür yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Şimdiki gençler, çeyiz işlerine eskisi kadar ilgi göstermiyor. Girişimci kadınlar olarak da iğne oyasıyla geçen her gününün zorluklarına rağmen, el emeği ürünlerinin değerini yüceltmekten ve topluma aşılamaktan vazgeçmemeliyiz” şeklinde konuştu.