Öğretmenler Günü Coşkuyla Kutlandı
Öğretmenler Günü kutlama programı ve etkinlikleri kapsamında Cumhuriyet Meydanı'nda çelenk sunma töreni gerçekleştirildi.
Öğretmenler Günü kutlama programı ve etkinlikleri kapsamında Cumhuriyet Meydanı'nda çelenk sunma töreni gerçekleştirildi. Akabinde Halk Eğitim Merkezi'nde düzenlenen programla Öğretmenler Günü coşkuyla kutlandı.
Tören Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı Cumhuriyet Meydanı'nda İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş'ün Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı önüne çelenk koyması ile başladı. Ardından da Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile Cumhuriyet Meydanı'ndaki program sona erdi.
Programın devamında Öğretmenler Günü kutlamaları Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda devam etti. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan programda Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin'inin mesajı okundu.
5 Aday Öğretmen Yemin Etti
Kastamonu Aytaç Eruz Anadolu Lisesi ve Orhan Şaik Gökyay Güzel Sanatlar Lisesi ve tarafından düzenlenen programda Orhan Şaik Gökyay Güzel Sanatlar Lisesi tarafından müzik dinletisi gerçekleştirildi. “Hayallerin Işığı” adlı şiiri Mescit İlkokulu öğrencisi Eyüp Yaylı okudu. 24 Kasım Oratoryosunu Orhan Şaik Gökyay Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri ve “manastırın Ortasında” adlı parçayı da Orhan Şaik Gökyay Güzel Sanatlar Lisesi Öğretmen ve Öğrencileri seslendirdi. Video gösterisi ile devam eden program 5 aday öğretmenin yemin töreni ile devam etti. Meslekte hizmet edenlere Hizmet Şeref Belgeleri katılımcı protokol tarafından verildi. 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle öğrenciler arasında şiir, resim ve kompozisyon, öğretmenler arasında anı, (hatıra) dallarında ve sportif yarışmalarda masa tenisi, bocce ve dartta dereceye giren öğretmen ve öğrencilere ödülleri katılımcı protokol tarafından verildi.
‘Büyük Ve Güçlü Türkiye Hedeflerini Gerçekleştireceğiz'
Toplum için öğretmenlerin rollerinin büyüklüğüne değinen İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş; “Tüm medeniyetlere baktığımızda öğretmenlik mesleğine bir kutsiyet atfedilmiştir. Ve buradan harekette de birçok anlam yüklenmiş, birçok tanımları yapılmıştır. En kısaca baktığımızda öğretmenliğe, bir anne, bir baba, bir arkadaş, bir dost olduğunu görürüz. Aynı zamanda öğretmeni tanımlarken bir aşk, bir can, bir canan olduğunu, öğretmenin yine dün, bugün ve yarın olduğunu görmekteyiz. Yine bir nakkaç zarafeti, inceliği ve sabrıyla geleceği işleyenin adıdır öğretmen. Aynı zamanda öğretmen dünyanın tüm renklerini tualde birleştirip en iyi resmi yapanın adıdır öğretmen. Yine ülkesin bekası için milletinin bekası için mübarek kanlarını topraklarına akıtmış Ömer Halis Demirleri, Ahmet Şahanları, yetiştirenin adıdır öğretmen. Yine Ülkenin her bir yerindeki evlatları eğitimden mahrum kalmasın diyerek onlara gönlünü ve kalbini açan zihnini açan Şehit Aybüke Yalçın Şehit Necmeddin Yılmaz öğretmenleri yetiştirenin adıdır. Atatürk Cumhuriyeti gençlere, gençleri de bizlere emanet etmiştir. Bizler de öğretmenler olarak medeniyetimizden aldığımız ilhamla gençlerimizi Türkiye yüzyılını inşa edecek kapasitede yetiştireceğiz. Yetiştireceğimiz gençlere de doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle bu cennet vatanımızı yine dünyanın en onurlu, en şerefli ve insanlığın son kalesi Anadolu medeniyetini emanet edeceğiz. Bu millete yine değerlerini, dinini, dilini, bayrağını bu gençlerimize emanet edeceğiz. Öğretmenlerimizin önderliğinde ve liderliğinde bu gençlerimizle sadece fiziki coğrafyamızda değil, gönül coğrafyamızdaki tüm insanlara da aynı şekilde ulaşacaklar ve bu emanete sahip çıkacaklardır. Biz öğretmenler olarak tüm gençlerimizin kıyamete kadar bayrağımızı dalgalandıracaklarına inanıyoruz. Biz yine öğretmenler olarak köklerden geleceğe kutlu yürüyüşümüz yılmadan, yorulmadan, azim ve kararlılıkla devam edecek. Bu azim ve kararlılıkla büyük ve güçlü Türkiye hedeflerini gerçekleştireceğiz. Türkiye yüzyılını imar edeceğiz. Bu vesileyle tekraren 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü tebrik ediyorum” dedi.
‘Öğretmenlerimizin Hepimizin Üzerinde Çok Büyük İzleri Var'
Kendisi için özel bir anekdot paylaşan Vali Meftun Dallı; “Öğretmenlerimizin hepimizin üzerinde çok büyük izleri var. Bunların bir kısmının belki farkındayız, hatıralarımız var onlarla ilgili. Bir kısmını zaman içerisinde unutuyoruz. Ama şu kesin ki nerede bir başarı varsa onun arkasında mutlaka bir öğretmen var. Ben kısaca kendim açısından hayatıma yön veren 2 öğretmenimi kısaca burada anmak, sizlere de kısaca onlardan bahsetmek istiyorum. Bir tanesi İlkokul Öğretmenim. Biliyorsunuz ben Sinop'un Boyabat ilçesindenim. Dağ köyü bizim köyümüz. Boyabat'a 39 kilometre mesafede küre dağlarının tepesinde ormanın içerisinde biraz fazlaca mahrum. Kastamonu'muzda da var biliyorsunuz böyle pek çok köyümüz hala. Öyle bir köy. Öğretmen yıl boyu 9 ay olduğunu varsayarsak o zaman 3-4 ay öğretmen var köyde. Onun dışında yok. Her türlü imkânsızlık. Ne zamandan bahsediyorum? 1971 yılından bahsediyorum. 1971 yılında, 3 yıl böyle ilkokulun ilk 3 sınıfını o köyde güya okumaya çalıştık. Ama sonra rahmetli babam herhalde baktı ki bu iş böyle olmaz. Gene bir öngörüsü varmış besbelli adamcağızın. İstanbul'da bir halam vardı Eyüp Sultan'da. Orada kadıncağızın zaten 5 çocuğu vardı. 6'ıncı çocuk olarak götürüp beni onun yanına bıraktı. Orada bir okula başladım Eyüp'te, İslambey İlkokulu. Şimdi tabii 3 yıl böyle bir köyden kalkmışsınız, İstanbul'un bir ilçesine gitmişsiniz. Orada bir okulda 4'ncü ve 5'nci sınıfları okuyacaksınız. Arada korkunç bir uçurum var oradaki şeylerle, diğer çocuklarla. Saliha Gülşen öğretmenim, sonra bir yıl sonra evlenince soyadı Saliha Yıldırım olmuştu. Kadıncağız işini gücünü bıraktı. Aylarca benimle özel olarak ilgilendi. Yani ‘bana ne, ne hali varsa görsün 'demedi. Ben de herhalde karşılığını verdim. Bir süre sonra o aradaki şey kapandı. 5'nci sınıfı da orada oldu. Ve o 2 yılın semeresini bütün orta öğretim hayatım boyunca da, daha sonra üniversitede bütün hayatım boyunca da gördüğümü düşünüyorum, ilgilenmeseydi bir şekilde sınıfı geçirip öylece bırakabilirdi. Ve eminim ki ben bugün olduğum yerde olamazdım. Saliha öğretmenimi minnetle şükranla hep anıyorum, biat ediyorum. Bir kere de buradan anıyorum. Çok aradım İstanbul Maltepe Kaymakamlığı'na 2016 yılında tayinim çıktığında ilk işlerimden birisi okula gitmek oldu. Belki biliyorlardır nerede olduğunu diye ama hiç kimse bilmiyor. İzini de bulamadım. Hayattaysa kendisine hayırlı uzun ömürler diliyorum Allah'tan. Eğer ayrıldıysa aramızdan da. Mekânı inşallah cennet olsun. Tabii İlk çocuğuma büyük kızım, 3 kızım var. Büyüğüne onun adını verdim. Büyük kızımın adı da Saliha. Diğeri lisedeki Türk Dili ve edebiyatı öğretmenim. O vefat etti 3 yıl önce. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Lise 2'nci sınıftan itibaren 10 öğrenciyi böyle kendisi ayırdı bir kenara. Diğer 4-5 öğretmen arkadaşıyla birlikte, hocalarımızla birlikte. Hem baştan bize meslek tayin ettiler. Öyle tavsiye falan etmediler yani. Sen şunu olacaksın, sen şunu olacaksın, sen şunu olacaksın. Bana da kaymakamlık mesleğini uygun görmüştü Lütfü Hoca, mekan cennet olsun. ‘Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesine gideceksin' dedi. Kamu Yönetimi. Tercihimiz bile daha lise 2'den belliydi. Bu 6 hocamız 2 yıl boyunca hafta sonları her fırsat bulduklarında hiçbir bedel beklemeden hatta bir de ev tuttular. Belki onun da masrafını kendileri karşıladılar. Ben bilmiyorum. Çocuğuz yani o zaman hala lisede de olsak. 2 yıl boyunca bize özel ders verdiler bizlere Boyabat'ta. Yani o olmasaydı eğer, üniversite sınavında bu arkadaşların içinde şu anda hekimler var, hakim, savcılar var, mühendisler var, başka mesleğinde avukatlar var. Hepsi gayet güzel üniversiteleri kazandılar. Ben Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Kamu Yönetimi bölümünü gerçekten İlk sıraya yazmıştık zaten. Kazandım ve mesleğimi de bu öğretmenime borçluyum. Tabi meslek insan hayatındaki herhalde en önemli konulardan birisi. Dolayısıyla 2 öğretmenimin, tabi hepsinin mutlaka üzerimizde ödenemez hakları vardır bütün öğretmenlerimizin. Onları göz ardı ederek söylemiyorum bunları ama ikisinin özellikle asla unutamayacağım, minnetimi de hiçbir şekilde ifade edemeyeceğim. Üzerimizde hakları var. Hepimizin üzerinde bu tür hakları, bıraktıkları izler hayatımıza yön verme anlamında çok büyük katkıları vardır öğretmenlerimizin. Bunları unutmamak lazım” ifadelerine yer verdi.
‘Öğretmenlerimizin Üzerinizdeki Haklarını Unutmayın'
Öğretmenler ve öğrenciler arasındaki bağların gücüne değinen Vali Meftun Dallı; “Daha gençlerimiz var aramızda, onlara söylüyorum. Öğretmenlerimizin üzerinizdeki haklarını unutmayın arkadaşlar. Şunu da ifade etmek istiyorum. Ben öğretmenle öğrenci arasında karşılıklı saygı ve sevgi ilişkisi olmadan Öğretim olabilir belki. Öğretim başka şekillerde oluyor yani. İnternet sitesinden veya bir şeyi takarsınız bilgisayara, şu anda günümüzde oradan bir şekilde bir şeyleri öğrenirsiniz. Ama öğrencinin öğretmenine saygısı olmadan ben ondan bir eğitim alabileceğine hiçbir zaman inanamıyorum. Yani bu saygıyı mutlaka yeniden en güzel şekilde tesis etmemiz lazım. Yani karşılıklı o saygı ve sevgi olmadan eğitim ayağının hep noksan kalacağına inanıyorum. Öğretmenlerimizi son derece seviyoruz. Ben Kastamonu'daki çocuklarımızın, gençlerimizin Türkiye yüzyılına yılına hazırlanmasında hepinizin çok büyük emekleri olacağının hepimiz farkındayız. Bütün Kastamonulu hemşerilerimiz adına bu eğitim faaliyetindeki fedakarlıklarınız, çabalarınız, gayretleriniz için sizlere en içten şükranlarımızı, teşekkürlerimizi buradan bir kere daha ifade etmek istiyorum. Bizler de tabii ki her zaman yanınızdayız. Sizleri gerçekten seviyoruz, sayıyoruz, sizlere büyük bir minnet duyuyoruz. Bize düşen herhangi bir şey olduğunda, Kastamonu'da bulunduğumuz süre içerisinde her zaman kapılarımızın, gönüllerimizin sizlere açık olduğunu buradan bir kere daha ifade etmek isterim. Bütün arkadaşlarım da eminim ki aynı duyguları paylaşıyorlardır” şeklinde konuştu.