'Mesleğimizin geleceği adına endişeliyiz'
ECZACI ODASI BAŞKANI İHSAN ORKUN YILMAZ 26'ncı Bölge Kastamonu-Çankırı-Karabük Eczacı Odası tarafından 14 Mayıs Eczacılık Günü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı'ndan çelenk sunma töreni gerçekleştirildi. Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı'na 26'ncı Bölge Kastamonu-Çankırı-Karabük Eczacı Odası adına Oda Genel Sekreteri Ecz. Emin Hakan ve Ecz. Gülcan Köroğlu tarafından günün anlam ve önemine binaen çelenk konuldu. 'KESİNTİSİZ İLAÇ...
ECZACIODASI BAŞKANI İHSAN ORKUN YILMAZ;
26'ncı Bölge Kastamonu-Çankırı-Karabük Eczacı Odasıtarafından 14 Mayıs Eczacılık Günü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı'ndan çelenksunma töreni gerçekleştirildi.
Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı'na 26'ncı BölgeKastamonu-Çankırı-Karabük Eczacı Odası adına Oda Genel Sekreteri Ecz. EminHakan ve Ecz. Gülcan Köroğlu tarafından günün anlam ve önemine binaen çelenkkonuldu.
'KESİNTİSİZİLAÇ VE SAĞLIK HİZMETİ VERİYORUZ'
26'ncı Bölge Kastamonu-Çankırı-Karabük Eczacı Odası BaşkanıEcz. İhsan Orkun Yılmaz, bilimsel eczacılığın 180'inci yılını kutlayarak; '14Mayıs 1839 tarihinde Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane içerisinde açılan eczacılıksınıfı ile ülkemizde eczacılık akademik bir mesleğe dönüşmüştür. O günden buyana, yaklaşık iki yüz yıldır, mesleğimizi ileriye taşımak, insan ve toplumsağlığına değer katmak için adımlar atıyoruz. 'Önce zarar vermeyeceksin'ilkesiyle, halkın sağlığını merkeze alan bir perspektifle hizmet veriyoruz.Eczacılık tarihini, insanlığın tarihinden ayıramayız. Tıpkı eczanelerimahallelerimizden, yani yaşamın içerisinden ayıramayacağımız gibi. Halka enyakın sağlık danışmanı olan biz eczacılar; köylerden kentlere, ülkenin herköşesine yayılmış hizmet ağı ile en kolay ulaşılan sağlık çalışanları olarak,kesintisiz ilaç ve sağlık hizmeti veriyoruz. Eczanelerimizin kapısından giren,derman arayan hastalarımızın dertlerine ortak oluyor, çözüm bulmak için herkoşulda, canla başla çalışıyoruz. Önleme, tarama gibi koruyucu sağlıkhizmetleri, farmasötik bakımın yanı sıra ilaç suiistimali ve yanlış ilaçkullanımında denetim mekanizması işlevi görüyor, bir nevi toplum için güvenlikağı oluşturuyoruz. Bebek, çocuk, genç, yaşlı, toplumun her kesiminde, yaşamınher aşamasında sağlıklı yaşamın öncelendirilmesi, ilaç tedavisi sonuçlarının iyileştirilmesiiçin çabalıyoruz' dedi.
'ANNE BEBEKDOSTU ECZANE'
14 Mayıs'ın bu yılki temasının Anne Bebek Dostu Eczane olarak belirlendiğini söyleyen Yılmaz; '14 Mayıs, mesleğimiz ve mesleğimizin geleceği açısından önemsediğimiz simgesel bir tarih. Her sene temalar belirliyoruz ve 14 Mayıs'ı bu temalar çerçevesinde, tüm Bölge Eczacı Odalarımızla birlikte çeşitli etkinliklerle bir hafta olarak kutluyoruz. Bu yıl da anne ve bebek sağlığına odaklandık. Biz eczacıların bu alandaki rolünü pekiştirmek amacıyla temamızı 'Anne Bebek Dostu Eczane' olarak belirledik. Toplum sağlığını ve kamu yararını her şeyin üstünde tutan sağlık çalışanları olarak hastalarımızın daha iyi bir sağlığa ulaşmaları her zaman öncelikli hedeflerimizden olmuştur. Ne yazık ki son dönemlerde tarafımızca asla kabul edilemeyecek uygulamalara üzülerek şahitlik ediyoruz. Bugüne dek eczanelerde, eczacı danışmanlığında halkımıza sunulan ürünlerin, eczane dışından satılmaya başladığını; ticari kaygılar ile hareket edildiğini, toplum sağlığının hiçe sayıldığını görüyoruz. Bu tarz plansızca atılan adımların toplum sağlığı açısından geri dönüşü olmayan ve istenmeyen sonuçlara yol açabileceği uyarımızı yineliyor, sağlık gibi hassas bir konuda reklamın ve pazarlamanın gücünün değil, sağlık çalışanlarının bilgi ve deneyiminin önemini vurguluyoruz. O nedenle de sizlerin aracılığıyla tüm Türkiye'ye sesleniyoruz. İnternetten pek çok şeyi alabilirsiniz, ancak anne bebek ürünlerini internetten almayın; ilacınızı, ilaç dışı sağlık ürünlerini internetten almayın. Bu ürünleri, bebeğinizin ve sizin hak ettiği şekilde, en güvenilir yer olan eczanelerden, bu konuda kapsamlı bir eğitim görmüş eczacınızın danışmanlığında alın' ifadelerini kullandı.
'İLAÇSANAYİSİNE SAHİP OLMAMIZ ELZEM'
İlacın bulunabilirliğine değinerek sözlerine devam edenYılmaz; 'Sizlerin de bildiği üzere ilaçta kur değişimi sırasında pek çok ilaçpiyasadan çekiliyor ya da piyasaya kısıtlı bir şekilde veriliyor. Bunun yanısıra döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar da ilacın bulunabilirliğini etkiliyor.Sizler de bu sürecin yakından takipçisi olarak bizlerle bu dönemde sıklıklailetişime geçiyorsunuz. Yaşanan tüm bu süreç ilaçta dışa bağımlılığın ülkemiziçin kabul edilebilir olmadığını, güçlü ve etkin bir ilaç sanayisine sahipolmamızın elzem olduğunu kanıtlıyor. Türk Eczacıları Birliği olarak ilaçtayerelleşmeyi destekliyor, konunun önemli bir paydaşı olarak işbirliklerinehazır olduğumuzu her fırsatta dile getiriyoruz. Bu konuda da ilaç dahil sağlığailişkin ürünlerin üretiminde elimizi taşın altına koyduk, bundan sonra dakoymaya devam edeceğiz' şeklinde konuştu.
'SAĞLIKOTORİTESİNE TEŞEKKÜR EDİYORUZ'
Yılmaz, ilaçların reçete ile sunulmasının önemine vurguyaparak; 'Türk Eczacıları Birliği olarak tüm ilaçların reçete ile halkasunulması gerektiğini her fırsatta dile getiriyor, sağlık sistemimizin vesağlık okuryazarlığı oranı düşük toplumumuzun reçetesiz ilaç kategorisiningenişletilmesine hazır olmadığını ifade ediyoruz. Pek çok ülkede örneğinigördüğümüz gibi reçetesiz ilacın beraberinde ilaçta reklamı, ilaçta fiyatartışını ve ilacın eczane dışına çıkmasını getireceğinden endişe duyuyoruz. Geçtiğimizyıl, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, reçetesiz ilaç listesinin tümpaydaşlarla mutabakat sağlanana dek görüşten kaldırıldığını duyurmuştu. Sağlıkotoritesine halk sağlığından yana karar verdiği için, bu tutumunun arkasındaduracağına duyduğumuz inançla bir kez daha teşekkür ediyoruz. Reçetesizilaçlarla ilgili yapılacak çalışmaların, konuyla ilgili tüm taraflarıngörüşleri alınarak ve ortak akıl doğrultusunda çözümlenmesinin toplum sağlığıaçısından faydalı olacağını vurguluyor; birlik olarak konuya ilişkin üzerimizedüşen görev ve sorumluluklara hazır olduğumuzu tekrarlıyoruz' dedi.
'ÜLKEMİZDE;AŞI REDDİ 40 BİNLERİN ÜZERİNDE'
Aşı karşıtlığına değinerek sözlerine devam eden Yılmaz; 'Aşıkarşıtlığı, son dönemlerde gerek dünyada gerek ülkemizde ivme kazanmış durumda.Aşılara, aşıların içeriğine ilişkin bilimsel dayanağı olmayan söylemler heryerde karşımıza çıkıyor. Aşılama ile önlenebilir hastalıklara ilişkin salgınriski günden güne artmaktadır. Açıkça ifade etmek gerekir ki halk sağlığınınsürdürülebilirliği tehdit altındadır. Sayısalveriler de tehlikenin boyutunu gözler önüne sermektedir: Ülkemizde; 2011yılında aşı reddi 183, 2013 yılında 913, 2015 yılında 5 bin 91, 2017 verilerinegöre 23 binin üzerinde, bugün geldiğimiz noktada ise 40 binlerin üzerinde. Buoldukça vahim ve halk sağlığı açısından, geleceğimiz açısından kabul edilemezbir tablodur. Ülkemizde tüm dünyada en gelişmiş kapsamlı aşılamapolitikalarından biri uygulanmaktadır. Biz eczacılar da o ulusal aşılamapolitikalarının başarıya ulaşabilmesi ve sürdürülebilir olması için sorumlulukbilinciyle çalışıyoruz. Aşıların savunuculuğunu yapıyor, aşı ile ilgili doğrubilgilendirmeler yapıyor, aşıların güvenilir bir şekilde temininigerçekleştirmek adına çalışmalar yürütüyor; danışanlarımıza aşı ile ilgilitavsiye ve hatırlatmalarda bulunuyoruz. Bir kez daha vurgulamak isteriz,aşıların güvenilir ya da gerekli olup olmadığı tartışmaya açık bir konudeğildir. Etkinliği kanıtlanmış aşıları tartışmaya açmaya çalışmak, halkıyanlış yönlendirmek abesle iştigaldir ve açıkça söylemek gerekir ki halkdüşmanlığıdır, bilim düşmanlığıdır, bu ülkenin geleceğine yapılabilecek en kötüşeylerdendir. Aşı olmayan her çocuğun diğer çocukları ve dolayısıyla ülkemizingeleceğini tehlikeye attığı asla unutulmamalıdır' diye konuştu.
'SAĞLIKPROGRAMLARINI MERCEK ALTINA ALMAK İÇİN 'SAĞLIK MASASI' KURULACAK'
Medyadan sağlıkla ilgili yapılan açıklamalara ilişkinsözlerine devam eden Yılmaz; 'Toplum sağlığının medyatiklikten önemli olduğunuher fırsatta dile getiriyoruz. Kimi 'bilim insanlarının', toplum sağlığınıyakından ilgilendiren konularda medya aracılığıyla bilimsellikten uzakaçıklamalarda bulunduğunu ve Türk Eczacıları Birliği olarak sorumsuzca yapılanaçıklamaların karşısında olduğumuzu sizlerle paylaşıyoruz. Bu noktada daRTÜK'ün medya yoluyla sağlığa dair açıklama yapacak kişilerin, yapılanprogramların denetimini yapacak, yaptırımlar uygulayacak mekanizmalargeliştirmesi çağrısında defalarca bulunmuştuk. RTÜK, geçtiğimiz günlerde biraçıklama yaparak sağlık programlarını mercek altına almak için 'Sağlık Masası'kurulacağını açıkladı. Halk sağlığını önceleyen bu yaklaşımından ötürü baştaRTÜK Başkanı Ebubekir Şahin olmak üzere katkıda bulunan herkese teşekkürediyoruz ve Türk Eczacıları Birliği olarak destek olmaya hazır olduğumuzu ifadeediyoruz' dedi.
'37 BİNİNÜZERİNDE ECZACI BULUNUYOR'
Açıklamalarına devam eden Yılmaz; 'Halk sağlığı ancaknitelikli sağlık meslek mensuplarının elinde yükselebilir. Bunun koşullarındanbirisi de şüphesiz sağlık profesyonellerinin aldığı eğitimdir. Ancak bizler,mesleğimizin geleceği adına endişeliyiz. Eczacılık fakültelerinin, plansız vekontrolsüz bir biçimde açıldığına şahitlik ediyoruz ve mesleğimizin geleceği adınakaygı duyuyoruz. Son 7 yılda, eczacılık fakülteleri kontenjanları yüzde 71,7oranında artırıldı. 2001 yılında eczacılık fakültesi sayısı 8'di ve bugüngeldiğimiz noktada bu sayı 49. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun Eylül2018 verilerine göre eczane açılabilecek yer sayısı bin 800 civarında. Eczacılıkfakültelerinden her yıl 2000'e yakın üzerinde öğrencimiz mezun oluyor. SağlıkBakanlığı Sağlıkta İnsan Kaynakları 2023 Vizyonu, 2023 yılında eczacıihtiyacını 32 bin 900 olarak gösteriyor. Şu anda ise 37 binin üzerinde eczacıbulunuyor. Gördüğünüz üzere veriler de endişelerimizi haklı çıkarıyor. GerekTürk Eczacıları Birliği gerek Eczacılık Fakülteleri olarak sorunlarımızı,endişelerimizi aktarmak adına Yükseköğretim Kurulu nezdinde defalarca girişimdebulunduk. Ancak yeni eczacılık fakülteleri açılmaya, kontenjanlar artırılmayadevam etti. Bu konu birliğimizin sürekli gündeminde. Endişelerimiz günden güneartıyor. Sorumluluğumuzun bilinci, mesleğimizin geleceğine, ülkemizinyarınlarına verdiğimiz önem doğrultusunda konunun bir an önce çözümekavuşmasını istiyoruz. YÖK'ün yeni açılacak fakültelere dair tek sorumluluğununonay vermek olmadığını hatırlatıyoruz. Fiziki, sosyal koşulları yetersiz,laboratuvarları ve öğretim elemanları eksik fakülteler ile bir yerevarılamayacağının altını çiziyor; YÖK'ü ülkemizin kaynaklarını ve insan gücünüetkin kullanmak adına adımlar atmaya davet ediyoruz' ifadelerini kullandı.
Yılmaz son olarak; '23 Haziran'da tekrarlanacak olan İstanbulBüyükşehir Belediyesi seçimlerinin ülkemiz adına güzel sonuçlanmasını,seçimlerin toplumda ayrışmaya ve kutuplaşmaya yol açmamasını diliyoruz.Yapılacak olan seçimin cumhuriyet, laiklik, demokrasi, evrensel insan haklarıgibi bizi birleştiren değerlerin çatısı altında geçmesini temenni ediyoruz. Tümmeslektaşlarımızın 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Günü'nü sizlerin nezdinde birkez daha kutluyoruz' dedi.