Mehmet Feyzi Efendi anılacak

Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı (TÜRKAV), her yıl olduğu gibi bu sene de Mehmet Feyzi Efendi'yi vefatının 27'nci senesinde Gümüşlüce'deki kabri başında anacak. Program 6 Mart 2015 Pazar günü saat 10.30'da Gümüşlüce Kabristanı'nda Kur'an-ı Kerim tilaveti ve devamındaki Hatim Duası ile başlayacak. Ardından misafirlere etli pilav ikramında bulunulacak. Öğleden sonra saat 13.30'da ise Rüya Düğün ve...

Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı (TÜRKAV), her yıl olduğu gibi bu sene de Mehmet Feyzi Efendi'yi vefatının 27'nci senesinde Gümüşlüce'deki kabri başında anacak. Program 6 Mart 2015 Pazar günü saat 10.30'da Gümüşlüce Kabristanı'nda Kur'an-ı Kerim tilaveti ve devamındaki Hatim Duası ile başlayacak. Ardından misafirlere etli pilav ikramında bulunulacak. Öğleden sonra saat 13.30'da ise Rüya Düğün ve Kongre Merkezi'nde Mehmet Feyzi Efendi'nin fikirlerini anlatmak üzere bir konferans tertip edilecek. Konuşmacı olarak Eski Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan'ın katılacağı 'Ailede Huzur, Yurtta Huzur' konulu konferansa tüm Kastamonu halkını davet eden TÜRKAV Şube Başkanı Abdullah Ünal; 'Vakfımızın bu dev organizasyonuna her yıl beş binden fazla gönül dostu katılmakta ve Kastamonu'nun manevi değerlerinden Mehmet Feyzi Efendi'yi yad etmektedir. Onun, bugün için önemi daha da iyi idrak edilen fikir ve görüşlerinin, Kastamonu insanı ve tüm Türk-İslam alemine anlatılması noktasında TÜRKAV üzerine düşeni yapmaktadır ve bundan sonra da aynı gayreti gösterecektir. Bu sene bu programlara ilaveten 4 Mart 2016 Cuma Günü saat 14.00'de Barutçuoğlu Alışveriş Merkezi 1'inci katta Mehmet Feyzi Efendi'nin hayatına dair kesitlerin yer aldığı bir fotoğraf sergisi de düzenleyeceğiz' şeklindeki sözleriyle basın açıklamasına son verdi. MEHMET FEYZİ EFENDİ'NİN HAYATI (28 Mart 1912 – 4 Mart 1989) Çocukluğundan itibaren ilim aşkıyla yetişen ve bu aşk çerçevesi içerisinde din, vatan ve millet mefkurelerini kendileriyle görüşmeye gelenlere aktaran ve hayatını Rasulullah Efendimizin sünneti doğrultusunda devam ettiren Mehmet Feyzi Efendi, 28 Mart 1912 tarihinde Kastamonu merkezinde dünyaya gelmiştir. Babası İzzet Efendi, annesi Hafıza Ayşe Hanım'dır. İlk dersini mahalle mektebinde Çerkez Hoca Hanım'dan almıştır. Çocukluğundaki olgun davranışlarını ve ilim meclislerine devamını gören dönemin alimleri, Onun gelecekte parmakla gösterilecek büyük bir zat olacağını söylemişlerdir. Yedi yaşında başladığı Yarabcı adındaki mektepte altı sene okuyarak ilk tahsilini tamamlamıştır. Altı yaşından itibaren, Sinan Bey Camii imamı ve Nasrullah Camii hatibi Kastamonulu Hafız Ömer Fazıl Aköz ile tanışmış ve ondan Kur'an-ı Kerim hıfzını ve talimini tamamlamıştır. Yine Kastamonu hocalarından Mercanzade Hafız Tevfik Efendi, Hafız Abdurrahman Efendi ve Hoca Kamil Efendi'den dini ilimlerle ilgili dersler okumuştur. Askerliğini 1935-1937 seneleri arasında İstanbul'da muvazzaf olarak yapmış, daha sonra da yine İstanbul'da yedi ay ihtiyat askerliğinde bulunmuştur. İlme olan aşkı ve şevki askerliğinde de devam etmiş, askerlik süresince Cumartesi günleri evci çıkıp Fatih dersiamlarından akrabası da olan Hoca Ahmed Efendi'nin evinde misafir olmuştur. Pazar günleri öğleden evvel Sultan Ahmed Camii'nde Ayasofya hocalarından Nevşehirli Hacı Hayrullah Efendi'den, öğle namazından sonra Fatih'te Hüsrev Hoca Efendi'den, ikindiden sonra Beyazıt Camii'nde Seyyid Abdulhakim Arvasi'den, tefsir ve hadis dersleri dinlemiştir. Askerlik dönüşünde, daha önce Kastamonu'ya gelmiş olan Bediuzzaman Said Nursi ile tanışmış ve ondan Kelam, İslam Felsefesi ve Mantık'a dair dersler almıştır. Sonraki yıllarda özel ilmi çalışmalarını yürütmek, isteyenlere ders vermek; kendisiyle görüşmeye gelenlere sohbetleriyle Allah ve Rasulullah sevgisi kazandırmak gayesiyle evlerinin bir odasını dershane edinmiştir. 1957 tarihinde evlenmiş dört kızı ve bir oğlu olmuştur. Mehmet Feyzi Efendi, kendisinden ders almak için gelen talebelerine Kur'an Ta'limi, Hadis, Fıkıh, Akaid, Arapça Sarf-Nahiv vb. alanlarda dersler vermiştir. Kendisinden ders almış olanların arasında profesörler, öğretmenler, müftüler, vaizler, imamlar ve sair meslek mensuplarından pek çok kimse bulunmaktadır. 1966, 1970 ve 1976 senelerinde üç defa haccetmiştir. Daima müspet (olumlu) düşünmeyi, müspet konuşmayı, müspet hareket etmeyi; etrafta fitne uyandıracak fikir ve davranışlardan şiddetle kaçınmayı; din ve dünya işlerinde daima orta ve kolay olan yolu tavsiye eden; dini ve milli unsurları bir bütün olarak görüp değerlendiren Mehmet Feyzi Efendi, bir Mirac Gecesine tekabül eden 4 Mart 1989 günü vefat etmiştir. Kastamonu'da Gümüşlüce'deki aile kabristanında metfundur. Her yıl Mart ayının ilk hafta sonu Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı Kastamonu Şubesi tarafından düzenlenen 'Mehmet Feyzi Efendi'yi Anma Haftası' etkinliklerinde, kabri başında yapılan hatim duası; panel, konferans ve çeşitli etkinliklerle anılmaktadır. MEHMET FEYZİ EFENDİ'DEN FEYİZLİ SÖZLER Hayatı boyunca yapmış oldukları tavsiyelerden ve veciz sözlerinden bazı örnekler: 'Kur'an'ın irşad ettiği yol en sağlam yoldur. Başka kapı aramaya lüzum yoktur.' 'Kur'an, ölülere hitap etmiyor! Dirilere hitap ediyor! Asrımız Kur'an asrıdır.' 'Rasulullah Efendimiz'den bize Kur'an kaldı, ilim kaldı, sabır, tahammül ve şefkat kaldı.' 'Ahir zamanda, kendini bilmez bir grup, koltuklara yaslanıp, bacak bacak üstüne atıp, sigara tüttürerek, laubali bir şekilde 'sen hadisleri bırak, bu mesele Kur'an'da var mı, ona bak' diyecekler. Altı tane hadis-i şerifi ezbere bilmeyen adamlar; ravi ve senetleriyle 600 bin hadisi hafızasında tutan İmam-ı Buhari'nin aleyhinde konuşamazlar.' 'Rasulullah'a Karşı Görevlerimiz
  1. Rasulullah Efendimizi kendi nefsimizden evla bileceğiz.
  2. Sünnetine ittiba edeceğiz.
  3. Al ve ashabını seveceğiz.
  4. Hadislerine hürmet edeceğiz.
  5. Çokça salavat getireceğiz.'
'İnsan, talebe olarak hayatını devam ettirir ve öyle kabre girerse, Allah kıyamete kadar onun ilmini tamamlar.' 'Müspet düşünelim, müspet söyleyelim, müspet hareket edelim.' 'Mefahir-i milliyye, mefahir-i diniyye ve sadakat-i vataniyye (din, vatan ve millet sevgisi) mefkuresi; bu üçü bir arada olduğu zaman onulmayacak hiçbir yara kalmaz.' 'İslamiyet ruhumuz, milliyetimiz de bedenimizdir. Beden sağlıklı olursa ruhumuz da sağlıklı olur. Ruh ile beden, et ile tırnak gibidir. Biri diğerinden ayrılmaz.' 'Vatan şarttır. Vatanı korumak; ırzını, namusunu ve dinini muhafaza etmektir. Çünkü bunlar, vatanla muhafaza olunur. Vatana hürmet, şehitlere ve atalara hürmettir. Her günah, her suç bağışlanabilir; ama vatana ihanet suçu başka! Vatana ihanet, nesilden nesle, batından batına intikal eder.' 'Her millet evvela kendi milli bünyesini ıslah etmeli; sonra İslam milletleri el ele vermeli. Çünkü kendi başına ayakta duramayan kimseler, el ele verince daha çabuk yıkılırlar ve düşerler.'

Bakmadan Geçme