Kulak Bakımı Nasıl Olmalı? Doğru Bilinen Yanlışlar Neler? İşte Cevaplar...
Uzman Odyolog Feyzanur Şenel, kulak bakımında toplum içinde yaygın olarak uygulanan doğru bilinen yanlışlara ve beraberinde meydana gelen kulak rahatsızlıklarına değindi.
Kulak bakımında halk arasında yaygın bir şekilde uygulanan yanlış işlemlere açıklık getiren Feyzanur Şenel; "Kulak aslında kendini temizleyen bir organ ve kulağa herhangi bir dış müdehalede bulunmamak gerekiyor. Ancak bazı kişilerde kulak anatomisinin farklılığı nedeniyle içeride birikme olabiliyor. Bu kişiler belirli aralıklarla kulak burun boğaz hekimine gidip kulaklarını temizletmeliler. Bunun dışında kulağı temizlemek için herhangi bir şey yapmaya gerek yok. Kulak kirinin kulak çöpü ile temizlenmeye çalışılması da son derece yanlış. Kulak çöpü, kiri kulak zarına doğru iterek burada birikmesine ve zamanla iletim tipi işitme kaybı görülmesine neden oluyor. Ayrıca kir burada uzun süre durduğunda sertleşiyor ve KBB hekiminin temizlemesi de zorlaşıyor. Bu sefer hastalara kiri yumuşatacak ilaçlar veriliyor ve süreç uzuyor." dedi.
‘Bazı Hastalar Kulağa Sirke Damlatabiliyor'
Bazı hastaların bilinçsizce uyguladığı yöntemlerin kulağa zarar verdiğini söyleyen Şenel; “Kulakla ilgili yanlış bilinen doğruların başında kişinin kulağını temizlemesi gerektiği, hekim temizlediğinde kulağın buna alıştığı geliyor. Bazı hastalar kulağı suyla yıkayabiliyor veya sirke damlatabiliyor oysa bunlar çok yanlış. Kulakla ilgili bilinen yanlış bilgilerden biri de işitme kaybının düzeldiği, işitme cihazının kulağa alışkanlık yapıp duymayı gerilettiği. Halbuki işitme kaybı çoğu durumda düzelen bir şey değil. İşitme hücreleri zarar gördüyse bunun dönüşü yok ve işitmenin telafisi ile buna bağlı olumsuz durumları engellemek amacıyla cihaz kullanıyoruz. Kulak için en çok dikkat edilmesi gereken konular işitme kaybının engellenmesi ve işitmenin korunması diyebiliriz." şeklinde konuştu.
Kulak İçi Kulaklık Kullanımına Dikkat
Son zamanlarda popüler olan ve kullanım kolaylığı açısından sıkça tercih edilen kulak içi kulaklık kullanımının meydana getirdiği yan etkilere vurgu yapan Şenel; “Kulak içi kulaklıklar kulak kirinin hareketini engelleyerek kirin içeride birikmesine neden olabiliyor. Kulak üstü kulaklıklar kulak kepçesini kapatarak bir yalıtım oluşturuyor ve daha düşük şiddette ses ile kullanılabiliyor. Kulak içi kulaklıklarda ise dış sesleri de duyabildiğimizden sesin şiddetini arttırıyoruz. Bu da uzun vadede işitme kaybı ve çınlamaya sebep olabiliyor. İşitme kaybı, kulak kirinin birikmesi ve çınlama arttığında konuşulanları duyma ama anlayamama, sesleri boğuk duyma gibi şikayetler artıyor. Bu şikayetler zamanla sosyal izolasyon, kaygı, öfke gibi sekonder sorunlar yaratabiliyor. Bu sebeple işitmenin korunması son derece önem arz ediyor.” ifadelerine yer verdi.