'KKTC olarak varlığımızı ambargo altında sürdürüyoruz'
KKTC CUMHURİYET MECLİSİ BAŞKANI DR. SİBEL SİBER: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi Başkanı Dr. Sibel Siber dün Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu'nda 'Kıbrıs'ın Dünü, Bugünü ve Yarını' konulu konferans verdi. Program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Kıbrıs Barış Harekatı ve Kuzey Kıbrıs'ın güncel görüntülerinin yer aldığı sinevizyon gösterimi ile devam...
KKTC CUMHURİYET MECLİSİ BAŞKANI DR. SİBEL SİBER:
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi Başkanı Dr. Sibel Siber dün Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu'nda 'Kıbrıs'ın Dünü, Bugünü ve Yarını' konulu konferans verdi.
Program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Kıbrıs Barış Harekatı ve Kuzey Kıbrıs'ın güncel görüntülerinin yer aldığı sinevizyon gösterimi ile devam etti.
'KUZEY KIBRIS TÜRKÜ'NÜN KURTULUŞ HAREKATINA BİZLER SEVE SEVE KATILDIK'
Konferanstan önce konuşan Türkiye Muharip Gaziler Derneği Şube Başkanı Emekli Hakim Albay Ali Cesuroğlu, Kıbrıs Barış Harekatı'na katılan bir olarak katılımcılarla şunları paylaştı: 'Zamanında Kıbrıs'a yüzde 80 zayiat verilir diye bilinen çıkartma birliklerine katılanlardan biriyim. Gönüllü olarak gittim. Bugün sizleri aramızda görmekten son derece mutluyuz. Kuzey Kıbrıs Türkü'nün kurtuluş harekatına bizler isteyerek, seve seve katıldık. Onların acılarını paylaştık. Eğer Türk ordusu gitmemiş olsaydı, bugün Kıbrıs'ta Türk varlığından bahsetmek çok zordu. Çünkü karşıda acımasız, hunhar, cani bir millet vardı. Türkün tümünü oradan yok etmek istiyorlardı. Hatta canlı canlı toprağa gömdüler. Kadın, erkek, çocuk, ihtiyar demeden bugün şehitlik bunun en bariz örneklerinden bir tanesidir. Kıbrıs Barış Harekatı adından da anlaşılabileceği gibi Kıbrıs Türkünün zulümden kurtarıldığı bir harekattır. Bu savaş Kıbrıslı Türk halkının ve mücahitlerinin bizim silahlı kuvvetlerimizle birlikte omuz omuza kahramanca çarpışarak kazandığı bir zaferdir. Bunu hiçbir zaman unutmayalım. Kıbrıs halkı asker olmamasına rağmen binlerce şehit vermişti. O şehitler bugün toprağın altındadır. Kıbrıs mücahitlerinin nasıl savaştığına bizzat şahit olmuş kişilerden bir tanesiyim. Bu uğurda şehit olan mücahitler, sivil halk ve Türk silahlı Kuvvetleri şehitlerimize, aramızdan ayrılan gazilerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yaşayan şehitlerimize uzun ömürler diliyorum.'
'KIBRIS SAVAŞI'NDA KASTAMONU'DAN 9 ŞEHİDİMİZ VE 500 GAZİMİZ MEVCUT'
Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Şube Başkanı Berat Satıoğlu ise konuşmasında; 'Dernek olarak en önemli vazifelerimizden birisi yakın tarihimizde Kıbrıs Savaşı'nı ve o savaşta şehit olan askerlerimizin, gazilerimizin aziz hatıralarını yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmaktır. Kıbrıs Savaşı'nda Kastamonu'dan 9 şehidimiz ve 500 gazimiz mevcut. Aramızdaki gazilerimiz Kıbrıs Savaşı'nda Kastamonu'dan giderek Milli Mücadelede olduğu gibi üzerine düşen vazifeyi en iyi şekilde yapmış ve yapmaya da devam etmektedir. Kıbrıs Savaşı'nda Türk Silahlı Kuvvetlerimizin 415 kara, 65 deniz, 5 hava, 13 jandarma 498 şehidi mevcuttur. Bugün Kastamonu'muzda da Mardin'in Nusaybin ilçesinde PKK terör örgütü mensuplarının hain saldırısı sonucu şehit olan Uğur Yıldız'a Allah'tan rahmet diliyoruz. Ailesine ve Kastamonu halkına baş sağlığı diliyoruz' dedi.
'MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞ OLSUN'
Vali Şehmus Günaydın'da Mardin'in Nusaybin ilçesinde şehit düşen polisimizi anarak başladığı konuşmasında; 'Bugün içimiz yanıyor. Şehidimiz var. Şehidimize Allah'tan rahmet ailesine başsağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Burada Kıbrıs'ın geçmişini değerli albayımız yaşayan biri olarak anlattı ve hepimizi çok etkiledi. Kuzey Kıbrıs Barış Harekatı'nda hayatını kaybeden şehitlerimize rahmet diliyorum. Bu harekata katılan ve aramızdan ayrılan gazilerimizi rahmetle ve hürmetle yad ediyorum. Yaşayan gazilerimize sağlık, afiyet, huzur diliyorum. Hain terör saldırıları sonucu hayatlarını kaybeden aziz şehitlerimizi rahmetle, sevgiyle anıyorum' diye konuştu.
'BİRLEŞİK MİLLETLER 'İN KAYITLARINA GÖRE KIBRIS SORUNU, DÜNYADA EN UZUN SÜREN SORUN'
Protokol konuşmalarının ardından konferans veren KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkan Dr. Sibel Siber, bu ziyaretlerin dostluğu geliştirdiğini ve kardeşliği güçlendirdiğini ifade ederek; 'Çok güzel bir beldeniz var. Tarihiyle, doğasıyla, kültürüyle biz hayran kaldık. Dostluğunuza, misafirperverliğinize, içtenliğinize sonsuz teşekkür ediyoruz. Kastamonu Kuzey Kıbrıs Barış Harekatı'nda 9 şehit verdi. Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz, gazilerimize uzun, sağlıklı ömürler diliyoruz. Birleşik Milletler 'in kayıtlarına göre Kıbrıs sorunu, dünyada en uzun süren sorun. İlk Türk varlığı 1571'de Osmanlı'nın Kıbrıs'ı fethiyle başlıyor. 1878'de Kıbrıs İngiltere'ye kiralanıyor. O dönem Osmanlı'nın Rusya'ya karşı zor durumda kaldığı ve İngiltere'den destek istediği bir dönem. İngiltere'ye Kıbrıs bu nedenle kiralanıyor. Sonra Kıbrıs'ta İngiliz dönemi başlıyor. Fakat bu dönemde Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlı olması için yavaş yavaş hareket başlatıyorlar. İlk kez 1931'de İngilizlere karşı bir isyan başlatıyorlar. Neticede 1960'da Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluyor' diyerek yapılan anlaşmanın adaletsizliğine değindi.
'İNSANLIK DIŞI AMBARGOYA MARUZ KALDIK'
Bu dönemde Kıbrıslı Türklere yaşatılan zorluklardan ve zulümlerden bahseden Siber, şunları kaydetti: '63-74 yılları arası Kıbrıslı Türkler için çok zor dönemlerdi. Küçük bir nüfus ama güçlü bir inanç, Türkiye'ye olan, ana vatana olan bağlılık dayanma gücünü veriyordu. Her türlü zorluğa, baskıya dayandık ve varlığımızı sürdürdük. 20 Temmuz'da Türkiye Cumhuriyeti garantörlük hakkını kullanarak Kıbrıs'a müdahale etti. Emekli albayımızın anlattığı hikaye orada başlıyor. Biz 1974'ten sonra Kıbrıslı Türkler kuzeyde, Kıbrıslı Rumlar güneyde olacak şekilde bir yaşam kurduk. Bizim arzumuz bunun bir anlaşmayla çözümlenmesi. Çünkü şu anda maalesef Güney Kıbrıs, Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında dünyada tanınmış devlet statüsünde. Avrupa Birliği'nin üyesi. Bir devlet olmanın bütün imanlarından yararlanıyor. Biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak varlığımızı sürdürüyoruz ama izolasyon ve ambargo altında. Bizi sadece tanıyan Türkiye Cumhuriyeti. Dünya ile ilişkilerimizi Türkiye üzerinden kuruyoruz. Bütün ithalat, ihracat ancak Türkiye üzerinden yapılıyor. Hiçbir uçak seferi direkt olarak yapılamıyor. Yurt dışından Kuzey Kıbrıs'a gelecek olan uçaklar mutlaka Türkiye'de bir havaalanında durmak zorunda. Bunun gibi gerek ticarette gerek sporda, gerek kültürel alanda ambargo altındayız. Hiçbir sporcumuz uluslararası alanda yarışamıyor. Hiçbir futbol takımımız dünyada hiçbir futbol takımıyla maç yapamıyor. Böylesine insanlık dışı ambargoya maruz kaldık. Bunu hak etmiyoruz. Çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti 1968'den beri Birleşmiş Milletler'de devam eden müzakerelerde her zaman çözüme ve barışa evet diyen taraf olarak müzakereleri yürüttük.'
'TOPLUMSAL BİRLİĞİ KAYBETMEK DEMEK GELECEĞİMİZİ KAYBETMEK DEMEKTİR'
Çözüme ve barışa yönelik konuşmasına devam eden KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Siber; 'Çözüm başkadır, barış başkadır. Çözümü liderler yapar ama barışı halklar yapar. Çözüme kağıt üzerindedir, barış gönüllerdedir. Birbirine saygı duymayan, varlığını hazmetmeyen, kurumlarına saygı duymayan, halkların karşılıklı affetme ve gönüllerde birlikte yaşama duygusu uyanmadan bir çözümün sağlıklı bir çözüm olmayacağına dair kuşkularımızı sürekli dile getiriyoruz. Bizler Kıbrıs'ta çözümü, barışı gönülden arzu etmekteyiz. Geçmişimizi, tarihimizi bilelim. Toplumsal birlik çok önemlidir. Toplumsal birliği kaybetmek demek geleceğimizi kaybetmek demektir. Toplumsal birlik bizim nelerden geçtiğimizi, neler yaşadığımızı, nasıl bu günlere geldiğimizi bilmemiz ve gelecek nesillere aktarmamız demektir. Biz bunu düşmanlık aşılamadan yapıyoruz' değerlendirmesinde bulundu.
Konferansa Vali Şehmus Günaydın, Belediye Başkanı Tahsin Babaş, Kastamonu Cumhuriyet Başsavcısı Bülent Kantarcı, KKTC heyeti, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Şube Başkanı Emekli Hakim Albay Ali Cesuroğlu, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Şube Başkanı Berat Satıoğlu, gaziler, kurum kuruluş amirleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.