'Kış turizmini ranta çevirmeliyiz'

KURŞUNLUHAN'IN GENEL MÜDÜRÜ CEM DİLİMEL: Kurşunluhan Oteli'nin restorasyonuna 2004 yılında başlarken Kastamonu'nun bir turizm şehri olması yönünde bir beklentilerinin olduğunu dile getiren Cem Dilimel, 2015 yılında Kastamonu'nun artık turizmle tanışmaya başlayan bir şehir olacağını öngördüklerini ifade etti. Dilimel 'Kastamonu artık bir turizm şehri bunu her geçen gün daha da fazla hissediyoruz. Bu bir anda olacak...

KURŞUNLUHAN'IN GENEL MÜDÜRÜ CEM DİLİMEL: Kurşunluhan Oteli'nin restorasyonuna 2004 yılında başlarken Kastamonu'nun bir turizm şehri olması yönünde bir beklentilerinin olduğunu dile getiren Cem Dilimel, 2015 yılında Kastamonu'nun artık turizmle tanışmaya başlayan bir şehir olacağını öngördüklerini ifade etti. Dilimel; 'Kastamonu artık bir turizm şehri bunu her geçen gün daha da fazla hissediyoruz. Bu bir anda olacak bir şey değil tabi. Bir anda Kastamonu sokaklarında turistlerin gezdiği bir şehir olmayacağız. Bu uzun bir zaman alacak. Ama hedefe doğru adımlarla, emin adımlarla ilerlemeyi ben doğru buluyorum' şeklinde konuştu. 'KONAKLAMA SAYILARI ARTIYOR' Konaklama sayılarında her geçen gün artış yaşandığını dile getiren Cem Dilimel, gündemde olan konulardan Hilton Oteli'nin açılacak olmasının da şehre çok değişik boyutlar getireceğini belirtti. Dilimel konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Bugün baktığımızda kayda değer oteller açılmaya başlanıyor. Çok güzel konaklarımız restore ediliyor daha da restore edilecek. Hem müteşebbisler tarafından hem de devlet eliyle atanmışlar ve seçilmişler tarafından yapılan çalışmalarla şehir güzelleşiyor, elindeki ürünleri de çok fazla ortaya çıkartmaya başlıyor. Bugün belediye başkanımız Tahsin Babaş beyefendinin yaptığı ve yapacağı projeler ile şehrin eksiklikleri tamamlanacak. Valimizin de bir turizm şehrinden Kastamonu'ya gelmiş olması, aile şirketinin turizm üzerine oluşu Kastamonu için büyük şans. Kastamonu'ya getirmiş olduğu turizmciler, Kastamonu'ya büyük bir kıymet kazandırıyorlar.' 'AÇILAN HER OTEL TURİZMİN GELİŞMESİNE BİR KATKIDIR' Kastamonu'da doğru konaklama yerleri ne kadar çok artarsa Kastamonu'daki turizmin de o kadar artacağını ifade eden Dilimel; ' 'Zaten Kastamonu'ya az kişi geliyor daha da otel açılırsa ne olacak?' diye zamanında beni eleştiriyorlardı. Aslında her açılan otel yeni bir misafir kitlesini yaratacağı için pasta büyüyecektir. Bizim amacımız pastayı büyütmek. Bugün bir Hilton açılırsa Kastamonu'da 300-400 kişilik konferans salonları olacak, toplantı salonları olacak. Bölge toplantıları Kastamonu'da yapılacak. Belki Kızılcahamam'daki gibi bakanlar Kurulu toplantısı Kastamonu'da olacak. Kurşunlu hanın veya başka bir otelin konaklama sayısında azalma olmayacak. Daha da artış olacak. Bugün şehrimizde konaklama sayısı 400 binlerde ise bir milyon hedefini tutturmuş olacağız. Yeni kaynak ve yeni pazarlar oluşacak. 2008'de yapılan fuarlara katılan otel sayısı 2 idi. 2 otel Kastamonu'yu tanıtacağız diye uğraşıyorduk. Bugün bir fuara 13 otel gidiyoruz. Herkes pazarını büyütme telaşında. Biz o pazarlarımızı büyüttükçe Kastamonu'ya gelen insan sayısı artacak. Var olan kış turizmini, inanç turizmini, yaz turizmini konuşmak değil, ilerde olacakları konuşmak lazım, insanlara heyecan empoze etmek lazım. Kastamonu'nun artık seçilmişler ve atanmışlarla turizm politikası ve anayasası oluşmaya başladı. Bunu çok önemsiyorum.  Her yapılan yeni yatırım elimizi güçlendiriyor. Bir Seyir Tepesi'nin yapılması, Saat Kulesi'nin çevre düzenlemesinin yapılması bizler için büyük katkı. Biz otellerimizi anlatırken neyimiz var diye sorduklarında sosyal imkanları da anlatıyoruz. Kastamonu'daki her bir güzellik bizim satış pazarlamadaki ürünümüz. İnşallah Kale'mizde yapılacak düzenlemelerle de Kale'mizi de güzel bir ürün olarak sunabileceğiz' şeklinde konuştu. 'KIŞ TURİZMİ KASTAMONU İÇİN OLMAZSA OLMAZ' Kış ayları için turizmde alternatiflerin oluşturulması gerektiğini savunan Dilimel, Ilgaz Bölgesi'nde otellerin açılmasının bu anlamda olumlu gelişmeler olduğunu, Yurdum Tepe'deki pistin açılmasının da Kastamonu'yu kış turizminde ileri düzeylere getireceğine inandığını belirtti. Dilimel, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Kış turizmi Kastamonu için olmazsa olmaz yılın 8 ayını biz soğuk ve kışla geçiriyoruz. Bunu da ekonomik bir ranta çevirmemiz, bir ürüne çevirmemiz gerekiyor. Bunu sadece kayakla da sınırlamamız gerekiyor. İnsanlar köy evlerinde bile misafir ağırlayabilirler. Yayla evlerimizde insanların ağırlanması sağlanabilir. Kış deyince akla balık gelir. Sahil kesimimiz balık restoranları ile bunu ranta çevirmeye çalışabilirler.  Uzun zamandır yapılamayan Küre Belören'deki kızak yarışlarının üzerine gitmemiz gerekiyor büyük bir değer. Şu an için büyük bir beklentimiz yok ama geleceğe dönük olarak büyük beklentilerimizin olması lazım. 2014 yılında Ilgaz'daki otelci arkadaşlarımız misafirlerini Kastamonu turuna da çıkartmaya başladılar ve buna yönelik olarak da çok olumlu yanlarını gördük. Bizler de bu misafirleri ağırladık. Bu gelen insanları hem inançsal noktadaki hem kültürel noktadaki yerlere getirdiler, gezdirdiler. Kastamonu'da turizm adına büyük bir milli mücadele var.' 'TURİZM İÇİN HERKES ÇALIŞMALI' 'Bizim üzerimize düşen en önemli olgu tanıtım' diyerek sözlerine devam eden Dilimel; 'Başaran Ulusoy'un da söylediği gibi 'tanıtım-tanıtım-tanıtım'  Şehrin gençlerinin de şehrin bayanlarının da turizme destek vermesi bu alanda çalışmalar yapması gerekiyor. Ben her yaştan bayanları turizme davet ediyorum. Turizm alanındaki sektörlerde yüzde 60 bayanlar çalışsın. Şehrin tanıtımı sadece fuarlarla, broşürlerle yapılmaz. İnsanları buraya getirerek, bu insanların gittikleri yerlerde Kastamonu'yu övgü dolu anlatmalarını sağlayacak şekilde yapılacaktır. Bugün bürokrasinin en üst kişileri, sanat dünyasından üst düzeydeki insanlar, Türkiye'ye mal olmuş müteşebbis ruhtaki yatırımcılar artık Kastamonu'ya geliyor, bizim üzerimize düşen, iyi hizmet vermek, aile sıcaklığını gelen konuklara hissettirmek.  Bir şehrin turizm şehri olması için sadece turizm işletmecileri ve otelciler çalışmaz. Şehrin her kesimi çalışır. Kastamonu'da bu anlamda bir Genç Girişimciler Derneği'nin olması da şehri bir dinamizm katıyor. Onların da teşvikleri ile Kastamonu'ya getirmiş olduğu değerli kişiler sayesinde de şehrin tanıtımı yapılıyor. Taksici, kasap üzerine düşeni yapacak, trafikteki seyir halindeki vatandaş bile üzerine düşeni yapacak ki buraya gelen insanlar hoş gelsinler ve hoş gitsinler.' 'KASTAMONU ARTIK TURİZM PAZARINDA' 17 turizm türünün tamamının Kastamonu'da yapılabileceğini dünyada ne varsa Kastamonu'da da olduğunu söyleyen Cem Dİlimel; 'Kültüründen, inancından, tarihi mekanlarından, ören yerlerinden, yaylalarından, kanyonlarından Allah her şeyi Kastamonu'ya vermiş. Un-yağ-şeker hazır da iş helva yapmaya kamış, bizler de ustalığımızı gösterip Kastamonu'yu pazarlanabilir turizm şehri haline getirmemiz lazım. Marka şehir kavramını konuşmamamız gerekir. Bizim elimizdeki her ürün marka. Burası zaten bir marka şehir. Buradaki ürünü sadece güzel sunmamız gerekiyor.  Şansızlığımız çok ürün olması. Bu durum bazen zararlı hale bile gelebiliyor. Şu an Kastamonu Kalesi tek ürünümüz olmuş olsa idi biz sadece biz bunu çok iyi bir şekilde pazarlardık, tek ürün üzerinde yoğunlaşırdık ve emek harcardık ve turizm şehri olurduk ama neresinden başlayacağımızı bilmiyoruz ki. Kanyonundan mı başlayalım, yaylalarından mı başlayalım, Ilgaz dağından mı başlayalım? Bugün sadece ve sadece kanyonumuz olsa idi bunun üzerinden turizmi başlatırdık. Ama birisi kanyon diyor, öbürü şelale diyor. Öbürü Ilgaz diyor, öbürü inanç diyor, birisi Pompeopolis diyor. Bizim sadece sorunumuz o nereden başlayacağımızı bilemememiz. Yavaş yavaş ürünleri tek tek ortaya koyarak turizm şehri olma yolunda ilerlemeliyiz. Artık turizm pazardayız. Hem ulusal, hem de uluslararası pazara çıkmaya hazırız' şeklinde oluştu. 'LOGO YÜZYILLARCA DEĞİŞTİRİLMEZ BU YÜZDEN DİKKATLİ OLUNMALI!' Kastamonu logosu konusunda da fikirlerini aldığım Cem Dilimel, logonun tek bir simge olmasını ve karmaşadan uzak olması gerektiğini savundu. Dilimel konuyla ilgili görüşlerini şöyle aktardı: 'Kastamonu'da marka değeri çok yüksek bir logo ile çıkmak gerekir. İlerde fikir değiştirilecek bir iş değildir logo. Öyle bir karar verilmeli ki bu şehri ne tasvir ediyorsa bir çam ağacıyla mı çıkacağız, bir konakla mı çıkacağız, Şehit Şerife Bacı ile mi çıkacağız yoksa İnebolu İstiklal Madalyasını mı logo diye koyacağız bunu çok iyi seçmemiz lazım. Herkes bir fikir ortaya atabilir. Bu fikirleri sağlıklı ortamlarda savunma gereksinimi hissetmeden konuşmamız lazım. 100 yıl değiştirilemeyecek bir logo ile çıkmamız gerekiyor. Logo 4 kişinin fikri olamaz.  Herkesin benimseyebileceği bir fikir olmalı. İnsanlar bunu sevmeli, ceketine, yakasına asabilmeli. Etkilemesi lazım. Karmaşadan uzak olması lazım. Logo tek unsurdur. 3 tane olayı bir logonun içine koyamazsınız. Bunu tartışmak lazım. Her türlü sağlıklı fikre ben açığım. Ben şu olmasın bu olmasın polemiğine girmem. Benim de tabi ki fikirlerim var. Birçok fikrim var. Kastamonu'daki en büyük handikabımız ürünün çok olması. 'KASTAMONU'YA HIZLI TRENDE GELECEK' Havalimanının şehri birinci lige çıkardığını söyleyen Cem Dilimel,  ulaşım sektörünün turizme etkileri konusunda da açıklamalarını şöyle sürdürdü: 'Havaalanı demek ulaşılabilirliğin birinci ayağı demek. Özellikle yurt dışı pazarına havaalanı olmadan çıkmamız mümkün değildi. Şuan ben yurtdışına gittiğimde insanları Kastamonu'ya davet ettiğimde İstanbul'dan sonra Kastamonu'ya nasıl gelebileceklerini çok kısa özetliyorum. 'Uçuş saatinizi Kastamonu uçuş saati ile örtüştürün Kastamonu havaalanından karşılayalım' diyorum. Bundan önce çok zordu. Havalimanı Kastamonu'yu 3'üncü liglerden aldı 1'inci ligde turizmin başkenti yaptı. Ilgaz Tüneli'nin açılması ile de Başkente arka bahçesi olacağız. Tünelden sonra sağlıklı bir seyahat ile Kastamonu 2 saat. Bu hem var olan milli parklarımızın bozulmamasını sağlayacak, oradaki tabi yaşamda bundan olumlu etkilenecek. Oradaki trafik Ilgaz Dağı'nı yıpratıyordu.  Ama şimdi insanlar sadece dağı görmeye çıkacaklar. Bu durum oradaki yaşamsal alanı da güçlendirecek. Keşke önümüzdeki günlerde demiryolu, hızlı tren tartışılabilse arkasından İnebolu Limanı İstanbul deniz otobüslerine açılabilse, Karadeniz turları 1 gece İnebolu Limanı'nda mola verebilse. İnebolu'dan yolcu almaya başlasalar da ta Batum'a kadar gidilebilse. Rusya ile hafta bir ya da iki kez seferler oluşsa. Bu civar illerinde Kastamonu'ya olan bakışını daha da değiştirecek. Bunların hepsinin olacağına eminim. Bugün ben 2004 yılında Kurşunluhan'ı restore ederken Kastamonu havaalanı açılacak deseydik pek inandırıcı olmayacaktı. Bu tünel yapılacak deseydik insanlar bize gülecekti. Ben şuan Kastamonu'ya hızlı tren de gelecek diyorum ve İnebolu Limanı'nda artık kruz gemileri göreceğiz sadece bu tarihi öne almak lazım. Belki bu tarih 10 yıl sonra ama biz bürokratlarımız, milletvekillerimiz, hükümetimiz ve valimizle bu işin tarihini daha öne almamız ve neden 2 sene sonra olmasına getirmemiz lazım. İstememiz gerekiyor. Bu Kurtuluş Savaşı2nda büyük bir mücadele vermiş bir iliz, artık istemekte hakkımız.  Gideceğiz o kapıların her birini aşındıracağız. Sadece turizmde değil, eğitimden sağlığına kadar her şeyini irinci sınıfa çıkartacağız. Zaten bunlarla birlikte de turizmi de birinci sıraya çıkaracağız.' 'DOĞA KÜLTÜR KÖYÜ HİLTON'UN BİLE ÜSTÜ' Doğa Kültür Köyü'yle ilgili fikirlerini devlet büyüklerine ilettiğini kaydeden Dilimel, Doğa Kültür Köyü'ne Hilton'un bile üstü olarak baktığını dile getirdi. Dilimel; 'Doğa Kültür Köyü, şehrin giriş kapısı. Oraya bir eko turizm çiftliği yapılmalı. Kastamonu'dan da koparılmamalı. Kastamonulular'ın da pikniğinden düğününe kadar her şeyini orada yapabileceği özel alanlar oluşturulmalı. 84 dönüm arazi bir bütün olarak tek bir müteşebbise verilmeli, doğası hiç bozulmadan var olan doğaya saygılı, konaklama yerlerinin sayısı arttırılmalı, içerisinde 19 ilçe yansıtılmalı, hatta bir de içerisine Miniatürk Kastamonu yapılmalı. Bir hoş geldin çayının bile verilebileceği bir yer olmalı. Kastamonu müziklerinin de yaşatılabileceği içinde bir de etkinlik alanı olmalı. Şu anda öğretmenevi olarak faaliyet gösterecek en azından hepimizin kullanacağı bir alan olacak. Önümüzdeki günlerde belki farklı bir yaklaşım içine de girebileceklerdir. Doğru yatırımcı önemli' şeklinde konuştu. 'DOĞRU FUARLARA KATILMAK ÖNEMLİ' Doğru yapılan fuarların her zaman tanıtım için önemli olduğu belirten Cem Dilimel,10 Aralık'ta İzmir'de başlayacak olan Travel Turkey Fuarı'nın da bu anlamda önemli bir fuar olduğunu kaydetti. Dİlimel; 'Yanlış tanıtımların yapıldığı ürünlerimizin plastik tabak çatallarla verildiği Kastamonu günleri değil, tadımlık lezzetlerin doğru bir şekilde sunulduğu ve bizlerin de turizm adına doğru isimlerle iletişime geçtiğimiz EMİTT ve Travel Turkey Fuarları önemli. Bu fuarlar sayesinde insanlar Kastamonu'ya geldiklerinde nelerle karşılaşacaklarını görmüş oluyorlar.  Bizler de meslektaşlarımızla fikir alışverişinde bulunuyoruz ve ticari görüşmeler yapıyoruz. Acentelerle bir arada oluyoruz. İli tanıtıyoruz. Kastamonu'ya misafir davet ettiğimizde sadece otelciler değil, herkes kazanıyor' dedi. Son olarak yöresel yemeklerin de belirli bir standart çerçevesinde, içine konulan ürünlerin belirli bir gramajda olması gerektiğini bunun da turisti daha memnun edeceğini dile getiren Dilimel, kalitenin başarıyı da beraberinde getireceğini vurguladı. Dilimel, yanlış sunulan ürünlerin Kastamonu'yu da yanlış tanıttığını belirtti.

Bakmadan Geçme