KGC Başkanı Erkan Yılmaz: 'Siyasilerin Önceliği Gazeteler Olmalıdır'
Kastamonu Gazeteciler Cemiyeti (KGC) Başkanı Erkan Yılmaz, medya sektörünün zor günlerden geçtiğinin altını çizdi. Erkan Yılmaz, '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı' nedeniyle yazılı açıklama yaptı.
Son yıllarda olduğu gibi bu yıl da 10 Ocak'ı “bayram” değil, “dayanışma” günü olarak kutladıklarını vurgulayan Erkan Yılmaz, açıklamasında; “Yaşadığımız sorunlar nedeniyle ‘bayram' değil ‘dayanışma' günü olarak kutladığımız ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı' vesilesiyle, çözüm bekleyen sorunlarımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Çünkü sektörümüzde yaşanan sorunların bir an önce çözümlenmesi, sürekli itibar kaybeden mesleğimizin gelişmesi açısından büyük önem taşıyor. Altını çizerek söylüyorum ki; bugün, umudumuzu kaybetmemenin en büyük mesaj olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.
‘Basın Sektöründe Mesleki Düzenleme Şart'
Açıklamalarına devam eden Yılmaz; “Öncelikle, zor şartlar altında görev yapan tüm meslektaşlarımızın ve çalıştıkları medya kuruluşlarının, halkın haber alma özgürlüğü adına bugüne kadar gösterdikleri fedakârca çabalara içtenlikle teşekkür ediyorum. Arkadaşlarımız, canlarını, sağlıklarını riske ederek sahada haber uğruna özveriyle görevlerini yerine getirmekteler. Bilindiği gibi medya sektöründe mesleki düzenleme olmaması; ne yazık ki tehdit ve şantaja dayalı etik dışı haberlerin yapılmasına yol açmakta, birikimine, eğitimine bakılmaksızın dileyen herkesin gazeteci maskesi altında sektörümüzde boy göstermesine neden olmaktadır. Meslektaşlarımız, meslek onurlarını korumak adına mücadele etse de, yasal boşluktan yararlanan çıkarcıların sektörde boy göstermesine engel olamamaktadır. Bu nedenle basın sektöründe öncelikli olarak mesleki düzenleme yapılmalıdır” dedi.
‘Sesinize Nefes Verin'
Yerel basına sahip çıkılması gerektiğini söyleyen Yılmaz, “Kentlinin sesini kamuoyuna, ülkeye ve dünyaya duyuran yerel basınımız, yüksek maliyetlere karşın, ekonomik bağımsızlığı ve istihdam artışı için daha fazla okur, ilan ve reklam desteğine ihtiyaç duymaktadır. Tüm yurttaşlarımız, kamu kurumları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasına, ‘sesinize nefes verin' diyoruz. Yurttaşlarımız, her gün yerel gazete satın alarak kentin sesi yerel basına destek olmalıdır. Kurum, kuruluşlar ve iş dünyasının da yerel basın kuruluşlarına, radyolara ilan-reklam gelirleriyle destek vermesi önem taşımaktadır. Yerel basın, yerelin, halkın, kentlerin sesidir. Tüm kentliler, seslerine sahip çıkmalıdır” şeklinde ifadeler kullandı.
‘Siyasilere Açık Çağrımızdır'
Siyasilere çağrıda bulunan Yılmaz; “Ülkemiz, 31 Mart'ta gerçekleştirilecek seçim nedeniyle yeni bir seçim sürecine girmiş bulunmaktadır. Bu vesileyle görevlere talip olan tüm siyasilere hayırlı olsun dileklerimizi iletiyoruz. Seçim sonuçlarının da şimdiden ülkemiz ve Kastamonu için hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Kastamonu Gazeteciler Cemiyeti olarak tüm siyasilere açık çağrımızı bir kez daha yinelemek istiyoruz. Gece gündüz demeden yaptığınız tüm programlarda yanınızda mutlaka bir gazeteci görmektesiniz. Sizlerden beklentimiz, seçim sürecinde yürüteceğiniz kampanyada önceliğiniz billboardlar veya açık hava reklam alanlarından ziyade bu güzel memleketin sesi olan yerel gazeteler olmalıdır” dedi.
‘Bayram Değil Dayanışma Günü'
10 Ocak'ın gazeteciler için dayanışma günü olduğunu vurgulayan Yılmaz; “10 Ocak 1961, basında çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, basın emekçilerinin sigortalı çalışmasını, işten çıkarılmaları durumunda ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesini, yıllık ve haftalık olmak üzere belirlenen tarihlerde izin yapmalarını ve belki en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini güvenceye bağlamaktaydı. Ancak günümüzde meslektaşlarımız çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 10 Ocak 1961'den daha iyi haklara sahip değildirler. Bu nedenle meslektaşlarımız açısından bir bayramdan da söz edemeyiz. Hep tekrarladığımız gibi 10 Ocak'lar ve 24 Temmuz'lar bizim için bayram günü değil, dayanışma günleridir. Unutulmamalıdır ki; basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü, demokratik yaşamın olmazsa olmazıdır. Özgür basın, demokrasinin yaşamasını ve gelişmesini sağlayan kurumların başında gelmektedir. Halkın sesi olma görevini üstlenen özgür basın, düşünce özgürlüğünün de en etkili aracıdır. Çağdaş demokratik toplumlarda halkın haber alma hakkı basın ve ifade özgürlüğüyle mümkündür. Bu nedenle ülke olarak basının sorunlarını elbirliği ile çözümlemeliyiz. 10 Ocak Basın Bayramı'nı gerçek anlamıyla kutlayabileceğimiz günlere elbirliğiyle ve en kısa zamanda ulaşmak umuduyla meslektaşlarıma saygı ve sevgilerimi sunarım” dedi.
10 Ocak'ın Tarihçesi
5953 sayılı basın çalışanlarının haklarını düzenleyen yasa, 10 Ocak 1961 tarihli 212 sayılı yasa ile getirilen değişikliklerle basın sektöründe çalışanların özlük haklarında çok önemli kazanımlar sağladı. Bu kazanımlar, dönemin Türkiye Gazeteciler Sendikası ve basın örgütleri tarafından ‘bayram‘ olarak kabullenildi. Ne var ki, basın işverenleri yasayı protesto etti ve gazetelerini çıkarmama kararı aldı. 3 gün süre ile 5 büyük gazete, işverenlerin kararı ile yayınlanmadı. Gazeteciler, okuru gazetesiz bırakmamak amacıyla Türkiye Gazeteciler Sendikası çatısı altında kenetlendiler ve ‘Basın‘ adı altında gazete yayımladılar. Gazete yöneticisinden, üretimin her aşamasında görevli emekçiye kadar tüm basın çalışanlarının sendika çatısı altında kenetlenmeleri, gazete sahiplerinin direnişini kırdı. 212 sayılı yasa böylece yürürlüğe girdi ve yaygın uygulama alanı kazandı. Ancak, özellikle 1990 sonrası dönemde ve basından medyaya dönüşüm sürecinde, sermayenin sektöre girmesiyle bu kazanımlar uygulamada tek tek elden çıktı.