'Kendirin anavatanı Kastamonu'

TBMM ADALET KOMİSYONU BAŞKANI HAKKI KÖYLÜ TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Hakkı Köylü, Şerife Bacı Öğretmenevi'nde basın mensupları bir araya gelerek gündeme dair açıklamalarda bulundu. Yerel seçimlere değinerek sözlerine başlayan TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Hakkı Köylü 'Tüm Türkiye'de olduğu gibi Kastamonu'da da belediye başkan adaylarımız belirlendi. Adaylarımızla birlikte,...

TBMM ADALETKOMİSYONU BAŞKANI HAKKI KÖYLÜ;


TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili HakkıKöylü, Şerife Bacı Öğretmenevi'nde basın mensupları bir araya gelerek gündemedair açıklamalarda bulundu.

Yerel seçimlere değinerek sözlerine başlayan TBMM AdaletKomisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Hakkı Köylü; 'Tüm Türkiye'de olduğugibi Kastamonu'da da belediye başkan adaylarımız belirlendi. Adaylarımızlabirlikte, teşkilatlarımız; belediye ve il genel meclisi üyesi adaylarınıbelirlemeye çalışıyorlar. İsteğimiz şu; artık bundan sonra SayınCumhurbaşkanımızın da açıkladığı gibi yeni bir dönem başlıyor. Gönülbelediyeciliği diyor buna. Altyapılarımız birçok bölgede büyük ölçüdetamamlandı. Tamamlanmayan yerlerinde çalışmaları devam ediyor. Altyapınındışında artık insanlara daha çok hitap eden bir belediyecilik olacak.İnsanların huzurunu, emniyetini göz önüne alan ve onların sosyal alanlarını önplana çıkaran bir takım düzenlemelere ihtiyaç var. Bundan sonra belediyelerbunların üzerinde biraz daha fazla duracak. Hükümetimizin de programındananlaşılacağı üzere, alt yapı üzerinde; Türkiye genelinde çok önemli mesafelerkat edildi ve bundan sonra altyapıya daha az bütçe ayrılarak, halkınsosyalleşmesi ve refahı üzerinde daha çok çalışılacak. Bundan sonra halkınrefah seviyesini yükseltmeye dönük projeler uygulanacak' ifadelerini kullandı.

'YEREL BİRİTTİFAK SÖZ KONUSU OLABİLİR Mİ; BİLEMİYORUM'

Cumhur İttifakı'na değinerek sözlerine devam edenMilletvekili Köylü; 'Bir Cumhur ittifakı var, karşı taraf bizi ilgilendirmiyor.Kastamonu'da şu ana kadar henüz özel bir düzenleme olmadı. Yani her yerdeittifaka dair kendi adaylarını belirleyip seçime giriyorlar. Önümüzdekigünlerde yerel bir ittifak söz konusu olabilir mi; bilemiyorum. Yüksek Seçim veİlçe Seçim kurullarına henüz adaylar verilmedi. Türkiye'nin birçok yerindeMHP'yle ittifak içerisindeyiz. Kastamonu'da şu ana kadar henüz böyle bir gelişme kaydedilmedi; fakatböyle bir gelişme olmayacak anlamına da gelmiyor. Belki de olabilir, şu an birşey diyemiyorum. Parti yöneticileri bir araya geldiklerinde bunudeğerlendirebilirler' dedi.

'HALKA VEÇEVREYE ZARAR VERİCİ FAALİYETLERİ DE ÖNLEMEYE BAŞLADIK'

Milletvekili Köylü, seçim dönemi süslemelerine değinerek; 'Buseçim çalışmalarında, çul çabutu ortadan kaldıracağız. Çevre temizliğine çokdikkat edeceğiz. Bizim partimiz tarafından çevre kirliliğine sebep olanmateryaller yasaklandı zaten Yüksek Seçim Kurulu'nda bunun üzerinde çalışmalarıdevam ediyor. Bana sorarsanız; ben siyasete girdiğimden beri, siyasetin şaşalıtaraflarını bilmediğim için olaylara belli bir mantık çerçevesinde bakıyorum.Bu işe başladığımdan beri, 'Niye bu kadar bayrak asıyoruz? Bu çulları niyedağıtıyoruz? Bunun ne anlamı var' gibi düşüncelerim vardı. Daha önce konvoyyapılıyordu. 2002 seçimlerindeki konvoya ben de katıldım. Ama ısrarla karşıçıktım, bu olmaz dedim. O zaman şöyle bir düşünce vardı; konvoyda kimin arabasıdaha fazlaysa seçimi o kazandı gözüyle bakıyorlardı. Bunun ne anlamı var, benimmantığıma uymuyordu. Siyasete ilk girdiğimizde konvoya katıldık. Daha sonrakiseçimde yine ben karşı çıktım. Israr ettiler fakat ben partiye katılmayacağımısöyledim ve katılmadım. Bir daha seçim geldi yine ısrar ettiler. Dedim ki;arkadaşlar konvoy yapmayalım ve biz katılmadık. Bir sonraki seçimde MHP'de konvoyyapmadı. Biz de yapmadık. Şimdi daha iyi oldu. Sağdan soldan Dünya kadar arabageliyor, bir sürü gereksiz masraf oluyor. Her geçen gün seçimi daha kalitelihale getirmeye başladık. Halka ve çevreye zarar verici faaliyetleri de önlemeyebaşladık. En son kafamızda kalan, benim de yıllardan beri söylediğim, sağa solabayrak asma meselesini de çözdük. Batı'daki gibi olması lazım. Bizde bundansonra kavgasız, gürültüsüz bir seçim yapacağız. Bunu bir spor olarakdeğerlendirip, centilmence yarışmamız gerekiyor. Kimse kimseyi kırmadan,incitmeden, aşağılamadan herkesin kendi yapacağını anlatması ve kendiprojelerini ortaya koyması bu işin mantığı gereğidir. Onun dışındakiler; halkında istediği şeyler değildir. Vatandaşlarımız eskisi gibi, kim daha çokbağırıyor gibi şeylere bakmıyor. Milletimiz bu adam neyi yapacak diye bakıyorve kararını veriyor. Biz de inşallah Kastamonu'da sakin ve huzurlu bir seçimyapacağız' şeklinde konuştu.

'KENDİRİÇİN ÜMİTLİYİZ'

Kendir üretiminin önemine vurgu yapan Milletvekili Köylü; 'SayınCumhurbaşkanımız geçtiğimiz hafta kendirle alakalı açıklamaları yaptı. Buaçıklamadan sonra biz Ankara'da geçtiğimiz günlerde Sanayi Bakanımızlagörüştük. Hatta Tahsin beyde, Taşköprü Belediye Başkanımız da vardı. Orada kendirmeselesini de konuştuk. Onlarda bu konuyu çok ciddiye alıyorlar. Biz oradasöyledik, kendirin anavatanı Kastamonu, yanılmıyorsam 14 ilde kendir üretimiuzun zamandır varmış fakat en çok şehrimizde yetiştiriliyor. Oralarda daneredeyse bitmek üzere, bizde de öyle. Büyük ihtimalle çiftçimiz yeterli fiyatve pazarı bulamadığı için kendir ekimini tercih etmiyor. Kendir ekilenyerlerdeki büyük araziler sulanıyor. Eskisi gibi değil. Vatandaş şuna bakıyor;kendir ekersem alacağım kaç kuruştur, pancar veya yonca ekersem alacağım kaçkuruştur. Kendiri bizim çoğaltabilmemiz için, mutlaka diğer alternatifürünlerden daha cazip hale getirmeliyiz. Aksi takdirde ekmez. Kendiri ön planaçıkarmamızın en önemli sebeplerinden birisi; kendirin sanayi ürün olmasıdır. Sonzamanlarda ülkemizde naylonun ortadan kaldırılmasına çalışılıyor. Biz de bunadönük çalışmalar yapıyoruz. İşe, poşetle başladık. Eskiden kendir vardı, naylononun yerini aldı. O yerini tekrar geri kazandırmaya çalışacağız. Eğer poşettenuzaklaşmaya çalışırsak, naylonun boşluğunu kendir ve ahşapla doldurabiliriz.Kendir için ümitliyiz. Bu işin peşini bırakmayacağız' ifadelerine yer verdi.

'KASTAMONU'DADA KENDİRE DÖNÜK TEŞVİK OLABİLİR'

MOPAK ile gerçekleştirilen görüşmeye değinen MilletvekiliKöylü; 'Taşköprü Belediye Başkanımız da MOPAK ile görüştü. Orası çalışıyor amadüşük bir kapasiteyle çalışıyor. Fabrika sahipleri, kendir ekimi yapılmasıdurumunda, alım yapılabileceğini ve fabrikanın kapasitesini yükseltebileceğinisöyledi. Geçtiğimiz günlerde Bakanla görüşmemizin ana konularından birisiyseTaşköprü Organize Sanayi Bölgesi'ne kaynak aktarımıyla ilgiliydi. OrganizeSanayi'nin alt yapısı inşallah bu yıl tamamlanacak. Bölge içerisinde kendiredönük fabrika kurulabilir. Sanayi Bakanıbize teşviklerin şeklinin değiştireceğini söyledi. 'Bir bölgede hangi ürünhangi sektör ağır basıyorsa ona teşvik vereceğiz' dedi. Örneğin Kastamonu'daahşap var; burada ahşaba dönük üretimlere teşvik verilecek. Bu şekilde, oradakiinsanların daha kolay şekilde üretime teşvik edileceği söylendi. Teşviklerbundan sonra sektör olarak değerlendirilecek. Kastamonu'da da kendire dönükteşvik olabilir' dedi.

'ARABİSTAN,BUNLARI ADİL OLARAK YARGILAYACAK MI, YARGILAMAYACAK MI?'

Cemal Kaşıkcı cinayetine de değinen Milletvekili Köylü; 'CemalKaşıkçı, Türkiye'de işlenmiş bir cinayettir. Çok detaylı bir konu. Burada Türkistihbaratı ve emniyeti çok hassas bir çalışma yürüterek, burada bu çalışmanınişlendiğini ispat etti. Adamlar da bunu kabul etmek zorunda kaldılar. Onlar,Kaşıkçı'nın burada öldürüldüğünün bilinmemesini istediler ve bunun için çabagösterdiler. Cinayeti işleyenler bunu örtbas etmeye çalıştı fakat bunukapatamadılar. Tüm dünyada bunu duydu. Bir yargılaması olacak. Yargılamanınsonucunda ne olacak onu bilemiyoruz. Fakat şuna dikkat çekmek istiyorum; CemalKaşıkçı cinayetinin şüphelileri hakkındaki soruşturma İstanbul'da devam ediyor.Bu soruşturmanın gereği olarak biz bu faillerin Türkiye'ye iade edilmesiniistiyoruz ve burada yargılamak istiyoruz. Suudi Arabistan'da diyor ki, bengöndermem, ben yargılayacağım. Bunlarınikisi de mantıklı. İstemek bizim görevimiz. Suudi Arabistan suçluları verir mi? Vermez. Biz olsak biz de vermeyiz.Bir Türk vatandaşı başka bir ülkede Türk'e karşı suç işlerse ve Türkiye'yegeldiyse, biz onu burada yargılarız ve biz vatandaşımızı başka bir ülkeyevermeyiz. Bizim yargılama hakkımız var. Ayrıca bizim kanunumuzda vatandaş iadeedilmez diye de bir hüküm var. TürkiyeCumhuriyeti vatandaşı farklı bir ülkede ister Türk'e, ister farklı bir ülkedenvatandaşa karşı suç işlesin; Türkiye'de bulunduğu andan itibaren biz onuyargılama hakkına sahibiz ve başka ülkeye vermeyiz. Arabistan'da vermez. Bir şeydiyemeyiz. Dünya şunu merak ediyor; Arabistan, bunları adil olarak yargılayacakmı, yargılamayacak mı? Bizim Türkiye'de olsa bu, kimse bir şey demez. Bir takımşüpheler uyandırdılar. İşin içinde bir takım devlet görevlilerinin olduğudüşünülüyor, dolayısıyla bu tür kişilerin içinde olduğu bir yargılamanın SuudiArabistan gibi bir ülkede ne kadar sağlıklı olacağını bilemiyoruz. Belki gayetgüzel yargılarla belki de yargılamazlar. Ama vermeyeceklerinden eminim. Bizolsak biz de vermeyiz' diye konuştu.

'İNSANLARINLEKELENMEME HAKKI VAR'

Milletvekili Köylü, televizyon programında yer alan Paluailesine değinerek; 'RTÜK zaten bunları önlemeye yönelik tedbirler alabiliyor.Halkın ruh sağlığını bozacak, ahlakını bozacak, rencide edecek yayınlar varsa,bunları ortadan kaldırmaya, bunları gerekli cezaları vermeye yetkisi var. Fakatbizdeki ucuz yayıncılık, magazin. Bir aile içinde bir takım şeyler olmuş, birhaber olarak geçip, bitersin. Türkiye'de yaptığımız yanlışlardan birisi haberihaber olmaktan ziyade, sonucuna kadar götürüyoruz, adamı yargılayıp, mahkumediyoruz. Basın yayın yoluyla bu yapılıyor. Bu suç aslında. Bunun üzerindekimse durmuyor. İnsanların lekelenmeme hakkı var. Bu hakkı ihlal ettiğin zamanbunun ceza kanunda karşılığı var. Bu suçtur. Haber olarak yayınlarsın bu tamam.Bir olay olmuş, bir kişi yakalanmış, o kişi şüpheli konumundadır. Mahkumdeğildir. Mahkum oluncaya kadar kimsenin kimseyi mahkum gibi değerlendirmeyehakkı yok. Basıncılar, özellikle televizyonlar bu kişi polislerin arasında gösteriyor,olay yerinde gösteriyor, defalarca on defa arka arkaya gösteriyor. İnsanlarınkafasında suçlu olarak yer edinmesine neden oluyor. Bu kasıtla yapmıyor belkiama bu habercilik değil' ifadelerini kullandı.

'CEMAATLERİNBÜYÜK BİR KISMI EKONOMİK VE SİYASİ GÜÇ DEVŞİRME PEŞİNDEDİR'

Kastamonu'daki FETÖ mücadelesine değinen Milletvekili Köylü;'Ben bu FETÖ meselesini ben 10 senedir söylerim. Bugünkü cemaatlerin büyük birkısmı ekonomik ve siyasi güç devşirme peşindedir. Belki aralarında istisnalarvardır. Din ile fazla alakası yoktur. Dini cemaatlerin başında şeyhtir, şıhtırbirisi var. Kim kime inanır, inanmaz beni ilgilendirmiyor. Çünkü biz demokratikve laik bir ülkedeyiz. Herkes kime inanıp, inanmayacağını kendisi seçer. Bubizi ilgilendirmez. Peki cemaatin başında şeyh ya da şıh birisi var. İnsanlarbundan irşad alıyorlar, dini bilgi alıyorlar, kendi iddialarına göre. Bununşubesi olur mu başka yerde? Bayii midir bu? Bu dini cemaat midir? Şeyh Şaban-ıVeli'nin temsilcisi mi vardı? Hacı Bayram Veli'nin temsilcisi mi vardı? Böylebir şey olmaz. Onun için bunlar ekonomik ve siyasi güç devşirme peşindeler.İnsanlarında buna dikkat etmesi lazım. Bir örgütün üyesi var, bir de örgütsempatizanı var. FETÖ bir örgüt olarak ortaya çıktı. Cemaat olarak başladı,terör örgütüne dönüştü. Örgüt üyesi olanların hangi fiillerde bulunduysa, örgütüyesi sayılacağı kanunda belirtilmiştir. Bunların dışında kalanlar örgütsempatizanı olarak görülebilir. Örgüt sempatizanı olan kişilerin bir suçluolarak kabul edilip, yargılanması gerekmez. Örgüt tespit edildikten sonrapropagandasını yaparsa, örgüt propagandası yaparsa bu suç olur. Böyleinsanlarda varsa, bunların cezalandırılması gerekir. Bunun dışında FETÖ eskidensempatik bakan insanlar vardı. Bunların çoğu iyi niyetli olarak yaklaşmışlardır.Bunların örgüt üyesi olarak kabul etmek doğru değil. Zaten Yargıtay bunu konudakararını verdi. Belirli fiilleri işleyenler örgüt üyesi olarak kabul edildi vecezalandırıldı. Şimdi halk arasında bu da FETÖ'cü denir ama onuncezalandırılmasını gerektirecek fiiller ortada yoktur. O yüzdendecezalandırılmaz' diye konuştu.

'MAKSATÖRGÜTLERİN ÇÖKERTİLMESİDİR'

Etkin Pişmanlık Yasası'na değinerek sözlerine devam edenMilletvekili Köylü; 'Herkesin en tabii hakkıdır, Etkin Pişmanlık Yasası'ndanyararlanmak. Herkes bu yasadan yararlanarak, bir takım şeyler söyleyebilir.Fakat mahkeme sanığın verdiği ifadeye bakarak, Etkin Pişmanlık Yasası'ndanfaydalanmasını gerektirecek bir ifade vermediyse bu kapsama almaz ve ona görekarar verir. Etkin Pişmanlıktan maksat kişinin örgütle ilgili mahkemeninbilmediği, örgütün çökertilmesine dönük bilgiler vermesi gerekmektedir. Eğermahkemeyi ikna edecek derecede bilgi vermediyse, Etkin Pişmanlıktan istifadeedemez. Verdiği bilgiler çok önemliyse faydalanır. Maksat örgütlerinçökertilmesidir. Örgüt üyesi örgüt adına bir suç işlediyse, örgüt üyeliğindencezasından indirim yapılır ama işlediği suçtan cezayı aynen alır' diyerek bilgiverdi.

'YETERİNCETECRÜBE KAZANMADAN HAKİMLER GÖREVE BAŞLADI'

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili HakkıKöylü, halk arasından adalete güvenin azaldığı yönündeki iddialara dadeğinerek; 'Halk arasında böyle bir düşünce kısmen olsa da var. Bunun asılsebebi Türkiye'de hakim kıdem ortalamasının 3,5 yıl olması. Bu birçok yerde yenigöreve başlayan hakimler olduğunu gösteriyor. FETÖ olayından sonra 5 bine yakınhakim ihraç edildi. O zaman büyük bir boşluk doğdu. Bu boşluğu kapatmak içinçok sayıda hakim alındı. Yeterince tecrübe kazanmadan hakimler göreve başladı.Haliyle bu hakimler verdikleri kararlarda bazı sıkıntılar. Bunun çözüm yeri deyargının kendi içinde. İstinaf Mahkemelerinde bu kararlar düzeltebilir. Mesela,Hizmet Sebebiyle Emniyet Suiistimal suçu var. Bu kapsamda ceza oranındadüzenleme yaptık. Alt sınırını 1 yıl, üst sınırını 7 yıl olarak düzenlendik. Çünkübu malın değerine göre verilecek cezadır. Bizde şu sıkıntı var. Bazıhakimlerimiz bir kamyon dolusu malı satana da alt sınırdan ceza veriyorlar.Gerekli kriterleri de koymuşuz. En pahalı malı satanları da alt sınırdan cezaveriyorlarsa, bu adaletsizliktir. Hakimlerimizin daha dikkatli olmaları lazım'dedi.

Bakmadan Geçme