Kastamonulu Öğretmen Eğitim Köprüsü Oldu
Kastamonulu Türkçe Öğretmeni Muhammed Cebecioğlu Deniz Feneri Derneği çalışmaları sayesinde gittiği Mwasonga/Tanzanya bölgesinde yaşadıklarını anlattı.
Yaklaşık olarak bir aydır Tanzanya'da bulunan Türkçe Öğretmeni Muhammed Cebecioğlu; “Yaklaşık bir aydır Afrika kıtasının güzel ülkesi Tanzanya'dayım. Bir aylık süreçte önce 1+1 daireme yerleştim ve eksiklerini tamamlamaya çalıştım. Burada bulunan Büyükelçiliğimizi, Maarif Vakfı'nı, TİKA'yı ziyaret ederek çalışanları ile tanıştım. Sonra çevrimi tanımak için gezmeye başladım. Önce yakın yerleri gezdim sonra da Darüsselam'ı. Hâlâ da tanıma amaçlı gezilerimi devam ettiriyorum. Bu gezilerimde beni etkileyen, şaşırtan, hayrete düşüren şeyleri fotoğraflıyorum, not ediyorum ve sosyal medya hesaplarımda paylaşıyorum. Bir anlamda Türkiye ile Tanzanya arasında köprü kurmaya çalışıyorum. Darüsselam'a yaklaşık elli kilometre mesafede Mwasonga (Masonga) bölgesinde Deniz Feneri Derneği'nin üstün gayretleri ile iki katlı bir okul yapılmış. Okul inşaatı yeni tamamlanmış. Eğitim öğretime başlayabilmesi için masa, sıra, tahta, ranza, yatak, dolap, halı ve mutfak malzemelerine ihtiyacımız var. Okul dernek yönetimi ile bir toplantı yaptık. Bize yardımcı olabilecek hayırseverleri tespit ettik. Üçerli, dörderli gruplar halinde bu hayırseverleri ziyaret ederek okulumuza yardımda bulunmalarını sağlayacağız” dedi.
‘Okulumuz Açılmadığından Henüz Öğrencimiz Yok'
Okullarında henüz öğrenci olmadığını belirten Muhammed Cebecioğlu; “Okulumuz açılmadığından henüz öğrencimiz yok. Ama şimdiden 150 öğrenci kaydı yaptık. Bu öğrenciler okulumuzun açılmasını sabırsızlıkla bekliyor. Okul Müdürü Mr. İdi (Arapça bayram anlamına gelmekte) ve Bilgisayar Öğretmeni Hüseyin Türkçe'yi öğrenmeye başladılar bile. Yurt dışına çıktığınızda aslında herkes sizin öğrenciniz. Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil ettiğinizi tüm benliğinizle hissediyorsunuz. Hal, hareket, konuşma, saygı, hürmet, cömertlik, temizlik, çalışkanlık, ahde vefa, ikram, misafirperverlik gibi bize ait hasletleri sergiliyorsunuz. Bunlar yurt dışında o kadar önemli ki...Okulumuzu eğitime hazır hale getirip açtığımızda bir yetişkinler ve bir de öğrenciler olmak üzere iki gruba Türkçe öğretmeyi planlıyorum. Bunlardan sadece beş Tanzanyalıya Türkçe öğretsem kendimi başarılı sayacağım. Öyle ki bu sayı hiç küçümsenecek bir sayı değil! Tanzanyalılar Swahili dili konuşuyorlar ve bu dil tıpkı İngilizce gibi baştan eklemeli. Bizim dilimiz ise sondan eklemeli. Biz nasıl İngilizce öğrenmekte zorlanıyorsak onlar da Türkçeyi öğrenmekte zorlanıyorlar. Tanzanya'da yemek çeşidi son derece sınırlı. Severek tükettikleri yiyecekler; Patates kızartması, kuru fasulye, az yağlı pirinç pilavı (bir nevi pirinç lapası ama sıkıştırılmış), et ve kasawa denilen bir bitkinin kökü. Kahvaltıda makarna ve çay var. Çayı sadece kahvaltıda içiyorlar. Birini, resmi daireye ziyarete gittiğinizde size ikramda bulunmuyorlar. Öyle bir kültürleri yok. Tropikal meyvelerin suyunu sıkıp tüketiyorlar. Mango, avokado, Hindistan cevizi bol. Süt ürünleri, yoğurt, tereyağı, peynir sadece şehir merkezindeki büyük marketlerde bulunuyor. Tatlı hiç yok. Sadece yaş pasta ve ev yapımı kek var. Lokantalarda yemeğin yanında ekmek vermiyorlar. Ekmek yok zaten. Sadece gözleme tarzı ‘çapati' dedikleri bir ekmek var. Çapati de bir çeşit yemek ve ücrete tabi” ifadelerini kullandı.
‘Hayırseverlerimizi Okulumuza Destek Olmaya Beklerim'
Muhammed Cebecioğlu konuşmasının devamında ise; “65 milyonluk koca ülkede tatlı olmayınca haliyle tatlı sever bir Türk olarak bu ihtiyacımı nasıl giderebileceğimi düşündüm. Aklıma irmik helvası geldi. Türkiye'de İngilizce öğretmenliği yapmış olan Kasım ile şehirdeki süpermarketten irmik aldık. Evde süt ve şeker de vardı. Bir ikindi vakti canım tatlı isteyince beraber kaldığımız Hüseyin'e tatlı yapacağımı söyledim. Hüseyin, ben helvayı yaparken telefonu ile video çekmeye başladı. İrmiği tavaya koydum kavurmaya başladım. O kadar karıştırmama rağmen irmiğin rengi değişmedi. Hiç kokusu da yok. Bir bardak sütü de ilave ettim yine kıvamı tutmuyor. Paketin üzerini okudum. Bir de ne göreyim ince bulgurla helva yapmaya çalışıyorum. Gülerek Hüseyin'e dedim ‘O videoyu çabuk sil'. İnce bulgurla köfte yapmaya çalışacağım artık. Kıyma bulabilirsem. Başta Kastamonu halkı olmak üzere tüm soydaşlarıma Tanzanya'dan selam ve muhabbetlerimi sunarım. Deniz Feneri vasıtası ile hayırseverlerimizi okulumuza destek olmaya beklerim” şeklinde konuştu.