Kastamonu'yu Ne Kadar Tanıyoruz ?

Batı Karadeniz bölgesinde yer alan Kastamonu, sahip olduğu eşsiz doğası, zengin kültürel mirası ve geleneksel yaşam tarzıyla önemli bir turizm merkezi olmaya devam ediyor. 

Batı Karadeniz bölgesinde yer alan Kastamonu, sahip olduğu eşsiz doğası, zengin kültürel mirası ve geleneksel yaşam tarzıyla önemli bir turizm merkezi olmaya devam ediyor.

Kastamonu, geçmişe ışık tutan pek çok mimariyi bünyesinde barındırıyor.
4 mevsim doğa ile iç içe olma imkanı sunan Kastamonu, zengin mutfağı, tarihi yapıları, muhteşem doğası ile tarihe yolculuk yapmak ve geleneksel yaşam tarzını deneyimlemek için muhteşem bir destinasyon fırsatı sunuyor. Ziyaretçilerini kendisine hayran bırakan bu kent, görülmesi ve keşfedilmesi gereken iller arasında yer alıyor.

Abdurrahmanpaşa Lisesi, Anadolu'nun İlk Devlet Lisesi Olma Özelliğini Taşıyor

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kastamonu'ya 1925 yılında yaptığı ziyaret sırasında o zamanki Türk Ocağı Binası olan ve şimdiki Arkeoloji Müzesi'nin binasında “Şapka ve Kıyafet İnkılabı” ile ilgili tarihi nutkunu gerçekleştirdi.

Müzenin küçük bir bölümü Atatürk'e ayrılarak, 1925 yılında Atatürk'ün Kastamonu gezisinde kullandığı çeşitli eşya ve araçlar burada bir araya getirildi.
Anadolu'nun ilk devlet lisesi olan ve Çanakkale ile Kurtuluş savaşlarına katılan 120 öğrencisinden çoğunun şehit düşmesiyle bilinen Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi, Türkiye'nin sayılı liseleri arasında yer almasının yanı sıra Galatasaray ve İstanbul Liseleri'nden sonra Türkiye'de 3. derecede bir maziye sahip lise olarak biliniyor.

Abdurrahman Paşa Lisesi'nden mezun olan isimler arasında Arif Nihat Asya, Hüsnü Açıksöz, Behçet Necatigil, Abdülbaki Gölpınarlı, Orhan Şaik Gökyay, Behçet Necatigil, Rıfat Ilgaz, Vasfi Mahir Kocatürk, Zeki Ömer Defne yer alıyor.
Karadeniz Bölgesi'nin doğal güzelliklerini bünyesinde barındıran ve doğal güzellikleri ile ön planda olan Cide, şehrin gürültüsünden uzaklaşıp doğayla vakit geçirmek isteyen turistler için vazgeçilmez seyahat rotaları arasında bulunuyor.
Özellikle Hababam Sınıfı romanıyla tanınan Rıfat Ilgaz'ın Cideli olması ilçe turizmine de büyük katkı sağlıyor.

Kastamonu'da yüzyıllardır geleneksel yöntemlerle yapılan, tat ve renk açısından pişmaniyeye benzetilen çekme helva, 1800'lü yıllardan bu yana üretilmeye devam ediyor. Kastamonu'da yüzyıllardır yapımı sürdürülen, "saray tatlısı" olarak da bilinen çekme helva bayramların vazgeçilmez tatları arasında yer alıyor.

Kastamonu kent merkezinde kaya kütlesi üzerinde bulunan Evkaya Mezarı ve Taşköprü'de bulunan Donalar Kale Kapı Kaya Mezarı, 2 bin 700 Yıllık geçmişiyle tarihe meydan okuyor. Türkiye'de tek olma özelliği taşıyan Evkaya Mezarı ve Taşköprü'de bulunan Donalar Kale Kapı Kaya Mezarları Frig kültürünün etkisi altında, kaya mezarı ve kutsal tapınak alanı olarak inşa edildi.

Kastamonu'nun Cide ilçesinde bulunan ve ilçenin ilk yerleşim yeri olarak bilinen Ginolu Kalesi'nin(Kinolis) iki yanında Ginolu ve Karadeniz adıyla 2 küçük liman bulunuyor. Ginolu Kalesi'nin kesin olarak ne zaman inşa edildiği bilinmese de ziyaretçilerine üç taraftan deniz manzarasını seyretme imkanı sunuyor.
Her yıl Ramazan ayında sofraların baş tacı olan güllacın hikayesi Osmanlı dönemine uzanıyor. Ramazan ayının gelmesiyle birlikte marketlerde görülmeye başlanan güllaç, saray mutfağına ilk kez 1489 yılında girdi.

Saray görevlilerinin ziyareti esnasında, Kastamonulu Ali Usta adında bir kişi, elinde kalan yufkaları, şekerli sütle ıslatıp bir tatlı hâline getirdi. Saray görevlileri tatlıyı çok beğendi. Hatta beğenmekle de kalmayarak Ali ustayı saraya götürüp sarayda tatlıcı başı yaptılar. O günden günümüze kadar güllaç tatlısı yalnızca Kastamonu halkı tarafından değil Türk halkının tamamı tarafından benimsenerek korundu.
Zengin bir tarihi geçmişe sahip olan ve MÖ XVIII. yüzyılda Gasların yurdu olarak bilinen Kastamonu, sırasıyla Hititler, Firigler, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Pontuslular, Romalılar ve Bizanslıların yönetimine geçti. Birçok savaş geçiren ve defalarca tahribata uğrayan Kastamonu Kalesi, şehrin eski yapıları arasında yer alıyor. Şehrin tarihine tanıklık eden bu yapı, Bizans hanedanı Komenoslar tarafından inşa edildi.

Gastronomi alanında 812 çeşit yemeğiyle Türkiye'nin göz bebeği haline gelen Kastamonu yöresel ürünleri ve lezzetleriyle de coğrafi işaret belgesi alarak herkesi kendine hayran bırakmaya devam ediyor. Yaklaşık 400 yıllık bir tarihe sahip olan Kastamonu simidi, diğer adıyla kel simit, hem görüntüsü hem de tadıyla fark yaratıyor.

Kastamonu'ya özgü ve coğrafi işaretli ürün olan Kastamonu simidi üzüm ya da elma pekmezine batırılarak yapılıyor. Yemeye hazır hale geldiğinde ise çıtır çıtır bir lezzet sunarken, Kastamonu pastırmasıyla yenildiğinde eşsiz bir lezzet sunuyor.

Kastamonu'nun Tarihi Hitit İmparatorluğu İle Başladı

Kastamonu'nun bilinen tarihi, Hitit İmparatorluğu ile başladı. Hititlerden sonra Frigya ve Lidya Krallıklarının egemen olduğu bu topraklar M.Ö.4.yy'da Perslerin eline geçti. M.Ö.4,yy'da Büyük İskender Anadolu ile birlikte Kastamonu topraklarını da Makedonya'ya katmayı başardı. İskender'den sonra yöreyi ele geçiren Pontus Krallığı M.Ö.1,yy'da Romalılar tarafından ortadan kaldırıldı. Uzun yıllar Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan Kastamonu M.S.395 yılında İmparatorluğun bölünmesiyle bütün Anadolu gibi Bizans İmparatorluğuna katıldı.

Her yıl Nisan ayından itibaren Kastamonuluların sofralarını şenlendiren ve coğrafi işaret alan Kuyu Kebabı eşsiz bir deneyim sunmaya devam ediyor. Bu yöresel lezzet Kastamonu'nun birçok yerinde yapılsa da asıl yeri Taşköprü olarak biliniyor.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından 1998 yılında Avrupa Ormanları'nda korumada öncelikli alanlardan birisi olarak seçilen Küre Dağları, 2000 yılında milli park ilan edildi. 2012 itibariyle Avrupa'nın seçkin koruma alanlarını simgeleyen Pan Park'lar arasında yerini aldı. Böylece, Küre Dağları Milli Parkı Avrupa'nın 13'üncü, Türkiye'nin ise ilk Pan Park'ı oldu.

Kastamonu Nasrullah Cami Kadı Nasrullah tarafından 1506 yılında inşa edildi.
9 kubbe ve 1 minaresi olan Nasrullah Camii, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kastamonu'da inşa ettiği ilk anıtsal eserlerden biri olarak biliniyor.
Tarihe tanıklık eden Nasrullah Camii, Kent merkezindeki meşhur Nasrullah Meydanı olarak bilinen yerde bulunuyor. Milli Mücadele yıllarında Anadolu'yu dolaşarak Türk Kurtuluş Savaşı'na destek toplayan milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Nasrullah Camii'nde de vaazlar vererek milli marşımız olan İstiklâl Marşı'nı TBMM'deki kabulünden önce ilk defa Nasrullah Camii'nde okudu.

Türkiye'de, pastırma hangi ile ait? sorusu yıllardır devam eden tartışmaları beraberinde getiriyor. Pastırmanın ana vatanı Kayseri olarak düşünülse de hem yapılış, hem kullanılan malzemeler açısından Kastamonu pastırması ve Kayseri pastırması arasında büyük farklar bulunuyor. Etin “bambaşka boyutu” olarak nitelendirilen Pastırma, özellikle Kastamonu'da 6 farklı aşamadan geçirilerek elde ediliyor.

Öte yandan bu pastırma Kastamonu'nun yöresel lezzeti haline gelen pastırmalı ekmek yapımında da tercih ediliyor. Coğrafi işaretli Taşköprü sarımsağı kullanarak üretilen Kastamonu Pastırması, yerel halk ve ziyaretçilerden yoğun talep görmeye devam ediyor. Saat Kulesi, Kastamonu'da bulunan pek çok tarihi yapı arasında sevilen noktalar arasında yer alarak ziyaretçilerden tam not almaya devam ediyor. Dikkat çekici bir neoklasik tarza sahip olan Kastamonu saat kulesi, dönemin Valisi Abdurrahman Paşa tarafından 1885 yılında yaptırıldı. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen bu yapı, şehrin göbeğinde bulunuyor.

Saat Kulesi'nde bulunan saat ile ilgili iki rivayet bulunuyor. Rivayetlerden ilki, Il. Abdülhamit zamanında saat İstanbul'da Sarayburnu'nda bulunurken yanlış gitmesi ve zamansız çalması sarayı kızdırıp, saray tarafından cezalandırılarak Kastamonu'ya sürgün ediliyor. Diğer Rivayete göre; dönemin padişahının hareminde bulunan gözde bir cariyesinin Sarayburnu'ndaki bu saatin vurma sesi nedeni ile karnındaki çocuğunu düşürmesi sonucu, padişah tarafından Saat Kulesi, Kastamonu'ya sürgün ediliyor. Türkiye, en çok sarımsak üreten 5 ülke arasında yer alıyor.

Kastamonu'nun coğrafi işaretli ürünü olan sarımsak, Türkiye ve tüm Dünya'da çok sevilen ürünler arasında yer alıyor. Bağışıklık güçlendiren, gribe karşı etkili olan, iştah açan, sindirime yardımcı olan Taşköprü Sarımsağı, nitelik açısından dünyanın bir numaralı sarımsağı olarak kabul ediliyor.

Adına türküler yazılan ve 2019 yılında coğrafi işaret alan simit tiridi, Kastamonu'ya özgü ve coğrafi işaret alan susamsız bir diğer adıyla kel simid ile yapılıyor.
Tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ön plana çıkan Kastamonu, Türkiye'de ilk ve tek olma özelliğine sahip Şapka ve Dantel Müzesi'ne ev sahipliği yapıyor. Şapka ve Dantel Müzesi, Türkiye'de ilk ve tek olma özelliğine sahip olmasının yanı sıra, dünyada da bu alanda 4. sırada yer alıyor.

Şapka ve Dantel Müzesi, her alanda olduğu gibi kılık kıyafet konusunda da halkına öncülük eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Şapka ve Kıyafet İnkılabı'nı Kastamonu'da gerçekleştirmesi nedeniyle 2008 yılında Kastamonu'da açıldı.
Öte yandan Atatürk'ün ilk kez Kastamonu'da giydiği şapka da Türk ulusunun modern toplum seviyesine ulaşmasının önemli dönemeçlerinden olan Şapka Kanunu'nun habercisiydi. Atatürk, insanlık tarihinin en eski giyim eşyalarından biri olarak kabul edilen şapkayı, Kastamonu gezisinde bizzat kendisi tanıttı.

344 Km'lik Yola İstiklal Yolu Adı Verildi

Kurtuluş Savaşı'nda, işgal görmemesine rağmen nüfusuna oranla en çok şehit veren Kastamonu, stratejik konumu ve verdiği mücadele ile Mustafa Kemal Atatürk'ün "Gözüm Sakarya'da, kulağım İnebolu'da" sözlerine muhatap oldu.
Kastamonu düşman işgaline uğramamasına rağmen, Milli Mücadele döneminde eli silah tutan kadın-erkek, hatta çocuk yaşta herkes cepheye koştu. Cephe gerisinde kalanlar ise İstanbul'dan İnebolu'ya çıkarılan silah ve cephanenin Kastamonu'dan Ankara'ya ulaştırılması için yollara çıkmıştı. Milli Mücadelenin sembol isimlerinden olan Şerife Bacı da bu kutsal görevi gerçekleştirecek vatanperverler arasında yer aldı. Eli silah tutan herkes, cephede destan yazarken cephe gerisinde kalanlar da büyük bir kurtuluş mücadelesi veriyorlardı. Şerife Bacı Kurtuluş Savaşı'nın sembol isimlerinden olarak tarihe adını altın harflerle yazdırdı.

Cephane ve kızı uğruna kendini feda eden Şerife Bacı donarak şehit düştü.
Anadolu'nun lojistik merkezlerinden İnebolu Limanı'na getirilen mühimmatın kağnı arabalarına yüklenerek, İstiklal Yolu üzerinden meşakkatli yolculuklarla cepheye ulaştırılmasında sağladığı üstün başarıları nedeniyle İnebolu'ya beyaz şeritli İstiklal Madalyası verildi. Türk Kurtuluş Savaşı boyunca İnebolu'ya deniz yoluyla gelen cephanenin kağnılarla cepheye ulaştırılmasında kullanılan 344 km'lik yola İstiklal Yolu adı verildi.

Kastamonu merkezde ve tüm ilçelerde sonbahar aylarında yoğun mesai harcanarak yapılan yaş tarhana bu bölgenin özgün damak lezzetleri arasında yer alıyor.
Neredeyse bütün kış akşam yemeklerinde tercih edilen bu çorba içerdiği besin değeri ve sağladığı fayda ile dikkat çekiyor.

Pek çok doğal güzelliği bünyesinde barındıran Kastamonu, dünyanın en derin ikinci, Türkiye'nin ise en derin 1'inci Kanyonuna ev sahipliği yapıyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) 10. Bölge Müdürlüğü'nce inşa edilen seyir teraslarıyla ziyaretçilerini her mevsim cezbeden Valla Kanyonu, yaklaşık 12 kilometre uzunluğunun yanı sıra derinliğinin de yer yer 1200 metreyi bulması sebebiyle geçişi en zor kanyonlar arasında gösteriliyor.

Kastamonu'da Yavuz Sultan Selimin hocası Halimi Çelebi tarafından 1513 yılında inşa edilen ve 1547'de Kanuni Sultan Süleyman'ın hazine reisi Yakup Ağa tarafından onarılarak bugünkü halini alan Yakupağa Camii, şehrin tarihine tanıklık ediyor. Öte yandan cami kanatlarının panolarında ‘'Bu Cami'nin kapısı her zaman sevinçle açılsın'' ve ‘'Ben Allah'ın birliğine şahadet ederim'' yazıları yer alıyor.

Özel Haber

Bakmadan Geçme