Kastamonu'nun Tatlı Tarihi: 'Çekme Helva'

Tarihi 1800'lü yıllara dayanan Çekme Helva, Osmanlı döneminden günümüze kadar hâlâ popülerliğini koruyor. Yüzyıllar boyunca geleneksel yöntemlerle yapılan Çekme Helva, saraylarda padişahların ve şehzadelerin sofralarına kadar girmiş ve büyük ilgi görmüştür. Askerlere güç vermesi için yedirilen Çekme Helva; un, şeker ve su ile elde edilerek farklı tatlarla birleştirilerek yapılmaktadır. Böyle köklü bir geçmişe sahip olan Çekme Helvanın hikayesi de dikkat çekmeye devam ediyor.

Çekme Helvanın Hikayesi

Eski zamanlarda Kastamonu bölgesinde yaşayan bir ağa ve güzeller güzeli bir kızı varmış. Ağa, adaleti ve hoşgörüsü ile bilinir ve halk tarafından çok sevilirmiş. Kızı evlilik çağına geldiğinde, ağayı bir hüzün kaplamış. Kızına derinden bağlı olduğunu ve ondan ayrı bir hayatı düşünemediğini anlatırmış etrafındakilere. Kızıyla evlenmek isteyenler için güzel ve aynı zamanda zor bir imtihan yapmaya karar vermiş. Ağanın hep yanında olan sadık kahyası güzel bir fikir vermiş: “Ağam, tatlıyı çok seversiniz. Kızınızın evleneceği adam öyle bir tatlı yapsın ki, tatlı kızınızın saç telinden ince olsun. Böyle bir tatlı yapmayı başarana kızınızı verirsiniz.” demiş. Ağanın bu fikir fazlasıyla hoşuna gitmiş ve bölgenin dört bir yanına haber salınmış. Ağanın güzeller güzeli kızı ile evlenmek isteyen genç delikanlılar, birbirinden güzel tatlılar yapmaya başlamış. Ancak içlerinden Abdulsamet adındaki bir genç adam, annesi ile birlikte ağanın güzel kızı için ve içinde büyüyen aşkı için çalışmalara başlamış. Abdulsamet, un, tereyağı ve üzüm pekmezini Bey'in kızına duyduğu aşk ile yoğurmuş. Aşk ateşiyle tel tel ayrılan helva, ağıza dokunduğunda eriyen mükemmel bir lezzet olmuş. Bey, bu tatlıyı tattığında çok beğenmiş ve kızını Abdulsamet'e vermeye razı olmuş. Böylece Abdulsamet, sevgilisi Tuba Hatun'a kavuşmuş.

Köklü tarihi ve güzel hikayesi olan Çekme Helva, günümüzde hala sofraları ve çay saatlerini tatlandırmaya, güzelleştirmeye devam ediyor.