'Kastamonu desteğin karşılığını alamıyor'

CHP İL BAŞKANI MUZAFFER BIYIKLI: Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı, dün bir basın toplantısı düzenleyerek hem ülke gündemi hem de Kastamonu gündemi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Toplantısını ülke gündemi ve Kastamonu gündemi olarak iki ayrı bölümde sürdüren Bıyıklı, 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni de darbe girişimi süreci ve darbe girişiminin sonrası olarak iki ayrı...

'Kastamonu desteğin karşılığını alamıyor'
CHP İL BAŞKANI MUZAFFER BIYIKLI: Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı, dün bir basın toplantısı düzenleyerek hem ülke gündemi hem de Kastamonu gündemi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Toplantısını ülke gündemi ve Kastamonu gündemi olarak iki ayrı bölümde sürdüren Bıyıklı, 15 Temmuz Darbe Girişimi'ni de; darbe girişimi süreci ve darbe girişiminin sonrası olarak iki ayrı başlık altında değerlendirdi. Bıyıklı, 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin ardından görevden almalarla ilgili İl Başkanlığına 120'nin üzerinde dilekçe geldiğini söyleyerek, bu dilekçelerin özetle CHP Genel Merkez'de kurulan Mağdur Masası'na iletildiğini kaydetti. Bıyıklı, görevden alma gerekçelerinin kişilere aktarılmadığı, kişilerin kararı Resmi Gazete'de gördüğünü ancak gözlemledikleri kadarıyla Bylock sistemini kullanan, bir sendika üyeliği bulunan ve bir banka ile ilişkisi bulunan kişilerin uzaklaştırıldığını söyledi. 'ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKIYOR' Ülkede yaşanana terör olaylarıyla konuşmasına başlayan Bıyıklı, Başbakan'ın 'Terör örgütünün can havliyle yaptığı işler' değerlendirmesini doğru bulmadığını söyleyerek; 'Terör can almaya artarak devam ediyor, Sayı artarak devam ediyor. Bu işe artık bir çözüm bulunması gerekir. Artık şehit haberleri, can kaybı haberleri basın organlarında arka sayfalarda yer almaya başladı. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kastamonu'da son 1 buçuk yılda 3 şehidimizin cenazesine katıldım. Yakınlarının, tanıdıklarını yaşadığı acıyı bizzat gördüm. Son bulmasını diliyorum ama terörle mücadele konusunda hükümetin yaptıklarının yanlış olmasa da eksikliklerinin olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda AK Parti'nin muhalefete bilgi vermesini, karşılıklı görüş alışverişiyle birlikte hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ülke hepimizin, acılar hepimizin' dedi. '15 TEMMUZ SONRASINDA YAPILANLAR BİZİM AÇIMIZDAN KAYGI VERİCİ' 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin vatandaşın sağduyusuyla ve kurumların mücadelesiyle engellediğini söyleyen Bıyıklı; 'Hepimizin bildiği gibi 15 Temmuz'da bir darbe girişimi yaşandı. CHP olarak, darbelerden en çok çekmiş siyasi partiyiz. Hatta 12 Eylül Darbesi'nde kapatılmış sonradan faaliyetine devam etmiş bir partiyiz. En kötü demokratik yönetim, en iyi askeri yönetimden iyidir. Darbelere karşıyız, bunun altını çizerek söylüyorum ki sözlerimiz yanlış anlaşılmasın. 15 Temmuz'daki Darbe Girişimi, kurumlarımızın ve özellikle de vatandaşımızın sağduyulu, demokrasiye sahip çıkma düşüncesiyle birlikte yaptıkları mücadele ile engellenmiş oldu' diye konuştu. 'MAĞDUR MASASI OLUŞTURULDU' 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasındaki sürecine değinen Bıyıklı; 'Ancak daha sonrasında yapılanlar bizim açımızdan kaygı verici. Bizim genel merkezimizde 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında hakkında işlem yapılan kişilerden mağdur olanlarla ilgili bir mağdur masası oluşturuldu. Özellikle 1 Eylül'de yayınlanan 672 sayılı Karar Hükmünde Kararname ile bir çırpıda 50 bin kamu görevlisi görevlerinden ihraç edildi. Bu Kastamonu'da da yaşandı. Kastamonu'da da her kurumdan pek çok kişi işini kaybetti. Bir kısmı tutuklandı, bir kısmı açıkta. Darbeye, düşünce bazında dahi olsa destek veren herkesin yargılanıp gerekiyorsa cezalandırılmasına karşı değiliz. Ama insanların sorgusuz sualsiz bir savunmaları alınmadan kamu görevlerinden ihraç edilmesini de doğru bulmuyoruz. Her ne kadar olağan üstü bir dönemden geçiyoruz, olağan üstü hal böyle olur diye izah edilmeye çalışılsa da onlara yapılan hukuksuzluğa karşıyız' ifadelerini kullandı. 'BİZE GELEN DİLEKÇE 120'Yİ GEÇTİ, GELMEYE DE DEVAM EDİYOR' Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi'nde kurulan Mağdur Masası'na iletilmek üzere Kastamonu'dan da İl Başkanlığına dilekçeler geldiğini söyleyen Bıyıklı, bu sayının 120'yi geçtiğini söyledi. Bıyıklı; 'Devlet kadrolarından temizlenmek istenen düşünce sahiplerinin düşüncelerine biz başından beri karşıydık. Düşüncelerine katılmadıklarımızı, mağdur olarak gelip burada dilekçe verdiklerinde söylüyoruz. Ama kendilerine yapılan hukuksuzluğu ve haksızlığı da kabul etmiyoruz. Ona da karşıyız. Devlet görevden atabilir, devlet herkesle çalışmak zorunda değildir. Ama mağdurlara bakıyoruz, buradaki yazılı ifadelerinden görüyoruz karı-koca devlet memurluğundan çıkartılmış. Her ne kadar resmi olmasa da üzerlerinde bir mahalle baskısı var, iş bulma şansımız yok diyorlar. Bu insanları açlığa mahkum etmek çok medeni ve insani bir yaklaşım değil. Her ne kadar olağanüstü hal döneminde hukuk bir ölçüde askıya alınıyor gibi olsa da insanların yargılanmadan, hukuksuz bir şekilde muameleyle davranılmasını doğru bulmuyoruz. Bize gelen dilekçe 120'yi geçti, gelmeye de devam ediyor. Bir özetini çıkartıyoruz, ondan sonra bunu CHP Genel Merkezi'ndeki Mağdur Masası'na gönderiyoruz' dedi. 'BİR SUÇLAMA YOK, KENDİLERİNE BİR AÇIKLAMA DA YOK' Dilekçeler hakkında detay bilgiler veren Bıyıklı; 'Dilekçeleri olan kişilerin büyük bir kısmı benim hiçbir suçum yok diyor. Bir suçlama yok, kendilerine bir açıklama da yok. Sadece ismimizi gördük diyorlar. Ama bizim gördüğümüz 3 nedenden dolayı kamu görevinden çıkartılıyor insanlar. Birincisi Bylock sistemi telefonunda yüklü olanlar genelde tutuklanıyorlar. Buna çok itiraz edilmeyebilir, gizli haberleşme sistemi telefonlarında yüklü olduğu için biraz daha araştırılması gerekiyor. İkincisi sendika üyeliği. Yani böyle bir sendikanın varlığından herkes, devlet bile haberdar. Diyorlar ki bizim sendika üyeliğimiz 15 Temmuz'a kadar ama 15 Temmuz'dan sonra bizim sendika üyeliğimiz terör örgütü üyeliği şeklinde değerlendirildi diyorlar. Bunun değerlendirmesini siyasi ve idari kişinin yapmaması gerekiyor. Bu ancak mahkeme kararı ile olabilecek bir iş.  Üçüncüsü de bir banka ile ilişki halinde olanların da hemen hemen tamamı atılmış. Özellikle vurguluyorum bir suç işlendiğinde, biz asla suçluların cezalandırılmasına karşı değiliz. Hukuksuzluğa, haksızlığa ve bu insanların bu şekilde muamele görmesine karşıyız' ifadelerini kullandı. 'DEVLETİN, MÜLAKATLA ELEMAN ALMASINA KARŞIYIZ' Kadro açığının doldurulması üzerine yöneltilen soruya ise Bıyıklı; 'Devletin, mülakatla eleman almasına karşıyız. Çünkü orada bir haksızlık olabileceği noktasında çok yoğun kaygılarımız var. Mülakat, bir yerde insanları bilgileri dışında, bir takım siyasi tercihlerle seçme şansı veriyor. Böyle bir tercihin yapılmasını doğru bulmuyorum. Üzerlerindeki baskı Türkiye'deki her kesime yansıdı. Bu baskı ortamından zaman zaman biz bile etkileniyoruz' cümlelerini kullandı. 'KASTAMONU BU DESTEĞİN KARŞILIĞINI ALAMIYOR' CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı, toplantının ikinci kısmında yerel değerlendirmelerde bulundu. Hafta sonu iki Bakanın Kastamonu'ya gelişi ve bu ziyaretlerde ön plana çıkan demiryolu konusu hakkında düşüncelerini paylaşarak başlayan Bıyıklı; 'Kastamonu, çok partili yaşama geçeliden bu yana, hiçbir partiye şimdiki iktidar partisine verdiği desteği vermemiştir. 3 tane milletvekilimiz iktidar partisinde, il belediyesi ve en büyük 2 ilçe belediyesi olmak üzere toplam 14 belediye, İl genel Meclisi'nin büyük bir çoğunluğu, belediye meclislerinin büyük çoğunluğu iktidar partisinde. Ancak ne yazık ki, Kastamonu bu desteğin karşılığını alamıyor. Bakın bir milletvekilimiz açıklama yapmış, Ulaştırma Bakanı'ndan yetkililerimizin demiryolu talebi olmuş. Böyle bir şey gündemde yok diyor. Çorum'un demiryolu sanırım planlamaya alınmış, Kastamonu'ya niye demiryolu yapılmasın? Artık günümüz şartlarında demiryolu yapmak eskisi kadar zor değil. Cumhuriyet'in ilk yıllarında insanlar hiçbir makine kullanmadan, kazma kürekle demiryolunu yapmışlar. Ama Kastamonu'ya hala demiryolunun düşünülmüyor olması bir şanssızlık diyorum ve Kastamonu'nun iktidar partisine verdiği desteğin karşılığını alamıyor olması olarak değerlendiriyorum' ifadelerini kullandı. 'YENİ DEVLET HASTANESİNİN FAALİYETE GEÇMESİYLE SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ' Konuşmasını sağlık sorunlarıyla sürdüren Bıyıklı; 'Milletvekilimiz demiş ki yeni devlet hastanesi yapıldığında devlet hastanesinin kapasitesi artacak, hizmetin kalitesi yükselecek, sorun giderilmiş olacak. Asla değil. Bildiğim kadarıyla eski devlet hastanesi ile yeni devlet hastanesinin büyüklük olarak, yatak kapasitesi olarak, yatak kapasitesi olarak çok fazla bir farkı yok. Kastamonu, 2000'li yılların başında bölgede bir merkez olma yolunda ilerlerken maalesef her şeyimizi kaybettik. Bölge hastanemiz konuşuluyordu, Tıp Fakültesi hastanemiz konuşuluyordu, 2 özel hastanemiz vardı. Vatandaş bu konuda son derece mağdur. Yeni devlet hastanesinin faaliyete geçmesiyle sorunlar çözülmez' dedi. 'YETKİLİLERDEN RİCA EDİYORUM, KİM NE BİLİYORSA SÖYLESİN' Tıp Fakültesi'ne ayrı bir parantez açan Bıyıklı; 'Tıp Fakültemiz ne oldu bu konuyu kimse bilmiyor. Geçenlerde internette araştırırken 23 Temmuz 2015'te Bakanlar Kurulu kararı ile Hacettepe bünyesindeki Tıp Fakültemiz Kastamonu Üniversitesi'ne devredilmiş Daha sonrasında bir bilgi yok. Hiç kimse bir şey bilmiyor. Tıp Fakültesi'nin Kastamonu'da bir daha olmayacak diye söyleniyor. Yetkililerden rica ediyorum, kim ne biliyorsa söylesin. Hepimiz Bilelim' Cümlelerine Yer Verdi. 'İKİNCİ KATI SU BASTI DENİYOR' Bıyıklı, Kastamonu Belediyesi'nin hizmetleri ile ilgili olarak; 'Biliyorsunuz, birkaç ay önce belediye önündeki alanda çok katlı otopark inşaatı yapıldı. O inşaata asla karşı değiliz. Ama onun üzerinde 300 metresine yapılan bir iş yeri inşaatı var, şu anda kaba inşaatı bile bitirilmemiş duruyor. Bir mahkeme aşaması olduğunu duyuyoruz. Ama hiçbir yetkilimizden bu konuda bir açıklama yapılmıyor. İkinci katı su bastı deniyor. O alan üzerinde hak sahibi olduğu iddiasıyla birisinin dava açtığı söyleniyor. Yani aslında zemin üzerinde yapılan inşaatın yıkılması lazım. Yoksa orası bir alan olmaktan çıkıyor. Kastamonu'da bir daha karşılaşamayacağımız büyüklükte merkezi bir alan, oranın iyi korunması gerekiyor. Orada tabi ki para geliri elde edilecek ama her şey para değil. Kamu hizmetinde bütün ölçü para olmamalı' dedi. 'BU ZAM NEYE GÖRE ALINDI?' Bıyıklı konuşmasının devamında; 'Toplu taşımaya zam yapıldı. Düşünülüp taşınılmadan, biraz da gözlerden uzak tutmaya çalışılarak zam kararı alınmasını doğru bulmuyorum. Şehrimizi özellikle bazı bölümlerinde çocuklarıyla birlikte çok sayıda toplu taşıma kullanan vatandaşlarımız var. Bunların da bütçelerini gözetmek zorundayız. Bu zam neye göre alındı? Elbette ki toplu taşıma esnafının da maliyet hesaplarına saygımız var ama akaryakıt vesaireye çok fazla zam olmadan bir yıldan daha az bir sürede ikinci zam yapılmasını doğru bulmuyorum' dedi. 'KAMUOYU ÖNÜNDE TARTIŞILMASI YANLIŞTIR' AK Parti Merkez İlçe Başkanı Ahmet Namlı'nın 'Davul sırtımızda tokmak onların elinde' söylemi hakkında ne düşündüğü hakkındaki soruya ise Bıyıklı; 'Tamamen yanlış buluyorum. Kastamonu iktidar partisine her alanda görülmemiş bir şekilde destek verdi. Bu destek İl Genel Meclisi'nde de fazlasıyla var. Ahmet Namlı'nın şikayet ettiği konuyu anlayabiliyorum. Ama yasal olarak, Özel İdare'nin karar organı İl Genel Meclisidir, buralarda alınan kararı da Özel İdare Genel Sekreterin yönetiminde uygular. Eğer burada, bu kararlara aykırı şeyler yapılıyorsa hükümet olarak, yerel yönetimler olarak gereği yapılır. Gereği yapılmıyorsa da bunun kamuoyu önünde tartışılması yanlıştır' ifadelerine yer verdi. 'İSİM DEĞİŞTİRMEYİ DOĞRU BULMUYORUM' Kastamonu Üniversitesi 3 Mart Konferans Salonu'nun adının değiştirilmesi ile ilgili olarak Bıyıklı; 'İsim değiştirmeyi doğru bulmuyorum. Türkiye'de, çok mecbur olmadıkça isim değiştirilmenin olmaması gerekir. Buna 3 Mart Konferans Salonu'nun isminin değiştirilmesi de dahil. 3 Mart, bizim açımızdan çok özel ve anlamlı bir gün. Ülkemizin yönetiminin şekillendiği yasanın çıktığı -Halifeliğin kaldırıldığı-, Öğretim Birliği Yasası'nın kaldırıldığı, Şeriye ve Evkaf Bakanlığı'nın lağvedildiği gün. Cumhuriyet'in, çağdaş değerlerinden birinin daha uygulanmaya konulduğu günün adıdır 3 Mart. O bakımdan kaldırılmasını doğru bulmuyoruz. Ahmet Yesevi ismine karşı değiliz ama isim değiştirme yerine yeni yapılan bir yere ismin verilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum' diyerek sözlerini noktaladı.

Bakmadan Geçme