Hobi olarak başladı, gelir kapısı oldu
İlimizde yaşayan 51 yaşındaki Seval Bahadır Koç, merak üzerine 8 yıl önce Halk Eğitimi Merkezi'nde açılan Taş Baskı Sanatı Kursu'na katıldı. İlimizde 17'nci yüzyıldan beri yaşatılan ve coğrafi işaret belgesi ile tescillenen taş baskı sanatını kursta aldığı eğitimle öğrenen Koç, daha sonra evinde hobi olarak taş baskı çalışmaları yapmaya başladı. Koç’un evinde ürettiği eserler çevresindeki...
İlimizde yaşayan 51 yaşındaki Seval Bahadır Koç, merak üzerine 8 yıl önce Halk Eğitimi Merkezi'nde açılan Taş Baskı Sanatı Kursu'na katıldı.
İlimizde 17'nci yüzyıldan beri yaşatılan ve coğrafi işaret belgesi ile tescillenen taş baskı sanatını kursta aldığı eğitimle öğrenen Koç, daha sonra evinde hobi olarak taş baskı çalışmaları yapmaya başladı. Koç'un evinde ürettiği eserler çevresindeki vatandaşlardan ilgi görmeye başladı. Taleplerin her geçen gün artması üzerine Koç, birikimleriyle kendi taş baskı atölyesini kurdu. 2 sene önce kurduğu atölyede taş baskı ile renklendirdiği kumaşlardan ürettiği çanta, örtü, kıyafet ve benzeri ürünler, Koç'un gelir kaynağı oldu.
'YURT İÇİ VE ÜLKE DIŞINA SATIŞIMI YAPIYORUM'
İş yerini kurmadan önce evinin bir köşesini atölyeye çevirdiğini ifade eden Koç; '8 yıl önce Halk Eğitim Merkezinin taş baskı üzerine açmış olduğu bir kursu bitirdim. Daha sonra bu baskıyı çok beğendim ve kendime hobi edindim. Evimin bir odasını atölyeye çevirdim. Önce atölyede çalışmalarımı yaptım. Müşteri potansiyeli oluşturduktan sonra, yaklaşık 2 yıl kadar önce Tuğra Taş Baskı adlı işletmeyi açtım ve burada baskılarımı yapmaya devam ediyorum. Yurt içi ve ülke dışına satışımı yapıyorum. Özellikle, el emeği olduğu için yurt dışından çok büyük ilgi var' dedi.
'TAŞ BASKI YAPIMI ÇOK MEŞAKKAT İSTEYEN BİR İŞ ASLINDA'
Taş baskının çok emek harcanarak yapıldığını ifade eden Koç, 'Kastamonu'da taş baskı 17'nci yüzyıldan beri kullanılıyor, coğrafi işareti almış durumda. Taş baskı yapımı çok meşakkat isteyen bir iş aslında. Çok zevkli olmasına rağmen en çok da elimizin ve kıyafetlerimizin battığı bir iş. Çünkü damlaması oluyor, elimizden kalıp düşebiliyor. Riskli bir çalışma ama riskli olduğu kadar zevkli. Çünkü çok dikkat ederek, hata yapmamaya çalışıyoruz. Simetri benim için çok önemli. Rastgele herhangi bir kalıp koyarak yapamıyorsunuz. Kalıpta bütünlük oluşturmak zorundasınız. Geleneksel kalıplar var, günümüz kalıpları var. Bunların ikisini harmanlayabilirseniz belli oranlarda, güzel eserler ortaya çıkıyor' diye konuştu. (iha)