Fotoğraflarla Yörüklük Ve Yörüyen Türkler Kitabı Tanıtıldı
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ile Kuzey Makedonya'nın Ankara Büyükelçiliği işbirliğinde, 'Fotoğraflarla Yörüklük ve Yörüyen Türkler' adlı kitabın tanıtımı yapıldı.
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ile Kuzey Makedonya'nın Ankara Büyükelçiliği işbirliğinde, İzzet İbrahimsoylu'nun hazırladığı ve Kuzey Makedonya'da yaşayan Yörükleri konu alan “Fotoğraflarla Yörüklük ve Yörüyen Türkler” adlı kitabın tanıtımı yapıldı.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız, TÜRKSOY Genel Sekreterliğindeki tanıtım programında, yarı göçebe yaşam tarzını tecrübe etmiş bir Anadolulu olarak kendisini çok şanslı hissettiğini söyledi. Yörük hayatını yaşayan ve özleyen insanların bu değerleri korumaya çalıştığını anlatan Yıldız, “Değişim kaçınılmaz ama hakikaten bunlar sadece araştırmada kalmamalı. Unuttuğumuz birçok kelime aslında o eşyalarla, bu yaşam tarzıyla ilgili” dedi.
Yıldız, Türk dünyasının ortak kurumlarına destek olmanın vazifeleri olduğunu belirterek, bu eser için TÜRKSOY'a teşekkür etti.
‘Balkan Türklerini Daha Yakından Tanıma İmkanı Bulacaksınız'
TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev de Balkan coğrafyasında yaşayan Türk soydaşların tarihinin oldukça eskiye dayandığına işaret ederek, Balkan halkları ve Türklerin, Türk hoşgörüsü altında yüzyıllar boyunca barış, huzur ve kardeşlik içinde yaşadığını hatırlattı.
Yüzlerce görselin yer aldığı “Fotoğraflarla Yörüklük ve Yörüyen Türkler” adlı fotoğraf albümünün, Balkan coğrafyasında yurtlarına ve Türk kültürüne sahip çıkmak için Aktaş Dağı eteklerinde yaşamlarını sürdüren Balkan Türklerini konu aldığını kaydeden Raev, “Büyük bir özveri ile hazırlanan bu çalışma sayesinde atalarımızın tarih boyunca arşınladığı coğrafyayı görme, Türk kültürüne ait somut ve somut olmayan unsurları keşfetme ve böylece Balkan Türklerini daha yakından tanıma imkanı bulacaksınız” ifadelerini kullandı.
Raev, bugün Balkan Türklerinin bazı kültürel ögelerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, “Bu sebeple, değerli araştırmacımız Sayın İzzet İbrahimsoylu'nun kadrajından bizlere yansıyan bu görüntülerin her biri tarihsel bir belge değeri taşımaktadır” diye konuştu.
“Balkan Türkü soydaşlarımız, gelecek nesillere aktarmamız için atalarımızın bizlere bıraktıkları kutsal bir emanettir” diyen Raev, bu mirasa sahip çıkmak için TÜRKSOY olarak bütün imkanlarıyla çalıştıklarını vurguladı.
‘Bu Önemli Projenin Bir Parçası Olmak Bizim İçin Onur'
Kuzey Makedonya'nın Ankara Büyükelçisi Jovan Manasijevski ise “Ülkemizde özellikle Makedonya'nın doğusunda yaşayan Türk toplumunun yüzyıllardır yaşadığı kadim değerleri yansıtan bu önemli projenin bir parçası olmak bizim için onurdur. Makedonya'nın bu eşsiz, çok etnikli ve çok kültürlü bir arada yaşamımızla gurur duymaktayız” ifadelerini kullandı.
Yörük Türklerinin çok eskiden beri Kuzey Makedonya'ya yerleşmeye başladığını, bu toprakları kadim kültürleriyle harmanlayarak Makedon kültürünü de zenginleştirdiğini aktaran Manasijevski, kitabın okuyucularının Kuzey Makedonya Türklerinin ve Yörük Türklerinin görsel müzesini doyasıya yaşama fırsatını elde edeceğini dile getirdi.
Manasijevski, benzer araştırma ve çalışmaların iki ülke arasındaki kültürel işbirliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi açısından önemli olduğuna işaret etti.
350 Sayfadan Oluşan Kitapta Yüzlerce Fotoğraf Yer Alıyor
Açılış konuşmalarının ardından, eserin tanıtım paneline geçildi.
Panelin oturum başkanlığını yapan, Kuzey Makedonya'da yayımlanan Yeni Balkan Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Mürteza Sulooca, TÜRKSOY'un 30'uncu yılında Makedonya Türkleri olarak gurur duydukları bir eseri tanıttıklarını söyledi.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki İbrahimgil de kitap hakkında bilgiler paylaştı. 350 sayfadan oluşan eserde yüzlerce fotoğrafın yer aldığını anlatan İbrahimgil, özellikle Kuzey Makedonya'nın doğu bölgesindeki Radoviç, Valandola, Gevgeli, ve Ustrumca arasındaki Yörük köylerinden bahsedildiğine dikkati çekti.
İbrahimgil, kitabın alt başlıklarında bölgedeki Yörüklerin örf, gelenek görenek, yerel kıyafet ve gündelik işlerinin anlatıldığına işaret etti Ülkenin doğu ve batısında yaşayan Yörüklerin farklılıklarına da dikkati çeken İbrahimgil, bölgede daha önce çalışma yapan araştırmacıların isimlerine de değindi.
‘Bir Arşiv Malzemesi Sunuyor'
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Çakıcı, kitabın içeriğinin çok zengin olduğunu, bugünün yaşam koşullarına ilişkin birçok arşiv malzemesi içerdiğini söyledi.
Eserin Türkleri ve Anadolu'yu yansıtan değerleri içerdiğini ifade eden Çakıcı, “Bu kitap basit bir fotoğraf albümü değil. Gerçekten kolayca hazırlanabilecek bir kitap değil. Hayatımızda kaybolan, kaybolmaya yüz tutan değerlerimizin gelecek nesillere intikalini sağlayan bir arşiv malzemesi sunuyor.” değerlendirmesinde bulundu.
‘Balkanların Huzuru Orada Türk Kimliğinin Yaşamasıyla Mümkündür'
Kastamonu Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeki Gürel ise “Balkan” kelimesinin “yüksek dağ” anlamına geldiğine değinerek, Rumeli yerine bu kelimenin kullanılmasında fayda olduğunu söyledi.
“Tarihe bir not düşmesi açısından bu kitap bence önemli bir çalışmadır” diyen Gürel, Balkanlardaki Türk varlığını, “Osmanlı öncesi, Osmanlı asırları ve Osmanlı sonrası” olmak üzere üç başlık altında incelemeleri gerektiğini belirterek, kitapta üç dönemin izlerinin görüldüğünü aktardı.
Gürel; “Bu kitap yüzlerce yıllık köklü Balkan Türklüğünün taşınmaz varlığının kıymetli bir kanıtı olma niteliğindedir. Balkanlar'da Türkler dengenin, huzurun, kardeşliğin ve barışın garantisidir. Onun için Balkanlarda Türk kimliğinin yaşatılması lazım. Balkanların huzuru, dünyanın huzurudur. Balkanların huzuru, orada Türk kimliğinin yaşamasıyla mümkündür” dedi.
‘Bazı Kelimelerin Yörüklerde De Var Olduğunu Gördüm'
Eseri hazırlayan İbrahimsoylu da Türklerin sosyolojik olarak inançları, kültürleriyle Balkanlardan Altaylara anlaşılması için Türk hanedanları, Türk boyları ve Türklerin yaşam biçimleri olmak üzere 3 konuyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Konargöçer hayat tarzını ifaden eden sıfatlardan birinin de “Yörük” olduğunu kaydeden İbrahimsoylu, yazılı kaynaklarda bu sıfatın ilk kez 1423-1430 yıllarında Anadolu'da geçtiği bilgisini paylaştı.
Balkan Yörüklüğünün merkezinin Vardar Boyu olduğunun altını çizen İbrahimsoylu, “Ancak Balkanlar'da Balkan Slav kaynaklarında, Bulgarcada, Makedoncada, Sırpçada, Hırvatçada Yörük kelimesi Anadolu'dakilerin aksine yer adı olarak kullanılmaktadır” ifadesini kullandı.
İbrahimsoylu, 2007'den beri Kuzey Makedonya'da alan araştırması yaptığını belirterek, “Bazen Yörüklerde şu kelimelere rastlıyordum. Orhun anıtlarında, Divanu Lugati't-Türk'te, Codex Cumanicus'ta olan bazı kelimelerin Yörüklerde de var olduğunu gördüm. Dedim ki bu kelimeler yok olacak, unutulacak. Ben bunları derleyeyim, unutulmasın” şeklinde konuştu.
Daha sonra Yörüklerin tarım ve hayvancılıkta kullandığı aletlerin fotoğraflarını çekmeye başladığını kaydeden İbrahimsoylu, bu fotoğrafların kitaplarda yaşamasını sağlamak istediğini ifade etti.