Eğitim Sendikalarından Şiddete Ortak Tepki
Eğitim sendikaları tarafından Hacıbey Ortaokulu'nda meydana gelen öğretmene şiddet olayını protesto etmek için okul önünde basın açıklaması düzenlendi.
Düzenlenen basın açıklamasında Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu; “Eğitimci hedefse geleceğimiz karanlıktır. Bugün maalesef şu anda önünde bulunduğumuz Hacıbey Ortaokulunda meydana gelen kendini bilmez bir veli tarafından Selman Gökkaya öğretmenimize yönelen şiddet hadisesini telin etmek ve konuyla ilgili basın açıklaması yapmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Bilime, bilgine, âlime, öğretmene saygıyı esas alan bir medeniyetin bakiyesi olan Türkiye'de, geleceğimizi emanet ettiğimiz eğitimcilere yönelik saldırılar, tedbir alınmadığı için, artarak devam etmektedir. Yürüttükleri mesleğin manevi karşılığı olan saygının çok görüldüğü; sözlü taciz, saldırı, darp, silahla yaralama gibi olayların sıradanlaştığı ve maalesef kanıksandığı bir dönemi yaşıyoruz. Bugün gelinen noktada, öğretmene saygı sorunu, mesleğimizin en temel meselelerimizden biri haline gelmiştir. Sınıfların akıllı tahtayla, öğrencilerin tablet bilgisayarla buluşturulduğu ülkemizde, geleceğimiz olan çocuklara bilgi, beceri ve değer kazandıran öğretmenlere reva görülen muamele düşündürücü olduğu kadar vahimdir de. Bir harf öğretene kırk yıl köle olunacak bir medeniyetten geldiğimiz nokta ve dozu gittikçe artan şiddet, artık sadece kınamakla kalınacak, geçmiş olsun deyip geçilecek bir durumda değildir” dedi.
‘Öğretmeni Şiddete Uğrayan Bir Toplum Öğrencisine Hangi Değeri Verebilir'
Açıklamalarına devam eden Sancaktaroğlu; “Öğretmeni şiddete uğrayan bir toplum öğrencisine hangi değeri verebilir, neyi öğretebilir! Yıllardır olduğu gibi, bu yıl da eğitim çalışanları, Türkiye'nin dört bir yanında şiddet olaylarına maruz kalmaktadır. Son olarak şu anda önünde bulunduğumuz ve ilimize yeni kazandırılarak henüz iki hafta önce eğitim öğretime açılan Hacıbey Ortaokulu'nda Türkçe Öğretmenimiz Selman Gökkaya, görevi başındayken kendini bilmez bir veli tarafından elim bir saldırıya uğramış ve maalesef başından yaralanmıştır. Bundan yaklaşık 2 yıl önce Kastamonu'muzda bir lisemizde Aziz BİRBİR hocamıza yönelen bıçaklı saldırı sonrası yaptığımız basın açıklamasında da aynı konulara değinmiş ve önlemler ivedilikle alınmalı demiştik. Zaman maalesef bizi haklı çıkardı. Şiddete maruz kalan öğretmenimizin düştüğü mevzuat kaynaklı sıkıntılar bir tarafa Yetersiz ceza-i müeyyideler sonucunda serbest bırakılan şahıs kısa bir süre sonra şehrimizde bir esnafımızı katletmiştir. Sesimizin duyulması için daha ne beklenmektedir. Öğretmenler ölünce mi gereği yapılacaktır! Sözlerimizin ve uyarılarımızın dikkate alınmaması gittikçe şiddeti yaygın ve kolay hale getirmektedir. Bu durum bizleri derinden üzmekte ve geleceğe yönelik endişelerimizi daha da artırmaktadır. Hayatlarını, geleceğimizin daha iyi olmasına vakfeden eğitimcilere yönelik şiddet olaylarının önü alınmazsa, gereken tedbirler ivedilikle hayata geçirilmezse, öğretmene iade-i itibarda bulunulmazsa, şiddet hastalığı bütün toplumu saracak, bu cennet vatan cinnet ülkesine dönüşecek, çocuklarımıza bırakabileceğimiz yarınlarımız sadece karanlıktan ibaret olacaktır” ifadelerini kullandı.
‘Şiddet Kökü Kazınabilecek Bir Hastalıktır'
Şiddetin önlenemez bir hal aldığını söyleyen Sancaktaroğlu; “Mevzuat kaynaklı sebeplerin yanında, okullarda güvenlik görevlisinin bulunmaması, alınan tedbirlerin yetersiz kalması, caydırıcılıktan uzak ceza ve yaptırımlar, şiddeti önlenemez ve daha yaygın hale getirmektedir. Bununla birlikte öğretmenlerin belirsiz kişilerin mesnetsiz şikâyetleriyle soruşturmalara tabi tutulması, yılgın hale getirilen eğitimcileri zor durumda bırakmaktadır. Caydırıcı önlemlerin alınmaması da olayların aralıksız devam etmesine, mesleğin ve camiamızın itibar kaybına uğramasına neden olmaktadır. Şiddet hadiseleri öğretmenlerin ruh dünyasında tamiri mümkün olmayan yaralar açmakta; mesleğe ilişkin güvenlerini kaybederek, mesleki verimliliklerinin düşmesine neden olarak eğitimin niteliğine de doğrudan etki etmektedir. Bu durum, herkesin sorumluluk üstlenmesini, bu kötü gidişin durdurulması için harekete geçmesini gerektirmektedir. Madem ki meslek kanunumuz vardır. Acilen ve hemen meslek kanunu içerisine eğitimciye şiddeti engelleyecek kanuni bir düzenleme yapılmalıdır. Henüz Eğitim öğretim yılının başında meydana gelen bu hadise göstermektedir ki eğitimcilerin haklı talebi budur. Çünkü yasal zemine oturmayan her söz, her davranış havada kalacaktır. Akıllı tahtalarla sınıfları donatmak, daha kolay öğrenen, zihinsel gelişimi daha hızlandıran bir etkiye sahip olabilir. Ancak öğretmenine saygılı ve şiddetten uzak, daha ahlaklı nesiller yetiştirmek sadece öğretmenin değil başta aile ve velilerin, yöneticilerin ve diğer bütün ilgili kurumların öncelikli hedefi olmalıdır. Çünkü ailede başlamayan nezaket, saygı ve sevgi öğrencide vücut bulmayacaktır. Şiddet toplumun tamamı tarafından nerden ve kimden gelindiğine bakılmaksızın topyekün bir karşı çıkışla önüne geçilebilecek, devlet tarafından gerçekçi önlemler alındığında kökü kazınabilecek bir hastalıktır” ifadelerini kullandı.
‘Bütün Paydaşları Elini Taşın Altına Koymaya Davet Ediyoruz'
Sancaktaroğlu son olarak; “Toplumsal sorun haline gelen şiddet hadiselerine ortak tavır geliştirmek ve çözüm bulmak, sorunun üstesinden gelinmesi için sorumluluk almak elzemdir. Şu gerçeğin altını bir defa daha çiziyoruz: Eğitimcileri şiddetin hedefinde olan bir toplumun geleceği karanlıktır. Ciddi bir sorun olan şiddete çözüm bulunması için, başta hükûmet ve Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün paydaşları elini taşın altına koymaya davet ediyoruz. Eğitim-Bir-Sen olarak, üyemiz ve önceki dönem şube yönetim kurulu üyemiz Selman Gökkaya hocamıza ve saldırıya uğrayan bütün eğitim çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, şiddete başvuranları kınıyor, yetkilileri gereken tedbirleri ivedilikle almaya ve şiddete karşı daha duyarlı olmaya davet ediyoruz” dedi.
‘Yasal Yolları Takip Edeceğiz'
Eğitimin önemine vurgu yapan Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Nedim Afacan; “Eğitim öğretim yılı yeni başladı. Eğitim öğretim yuvalarımızın, dostluğun, kardeşliğin, eğitimin zirveye çıktığı ortamlar olmasını bekleriz. Dün bir öğretmen arkadaşımız saldırıya uğradı. Son olmuyor maalesef. Son olması için gerekli tedbirler alınmıyor. Kısa bir süre önce bütün sendikalarımızın ortak aldığı bir kararla bir gün iş bırakma eylemi yapmıştık. Orda bir İstanbul'da bir öğretmen arkadaşımız, öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürülmüştü. Bunun üzerine bir gün iş bırakma eylemi gerçekleştirdik. Sayın cumhurbaşkanı ve Milli Eğitim Bakanlığı bu eylemlerin sonunda Öğretmen Meslek Kanunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılacağı sözünü verdi. Öğretmen Meslek Kanunu ekim ayı itibariyle tekrar meclis gündeminde olacak. Bu kanuna ve yasal düzenlemeye biz çok inanıyoruz. Biraz daha caydırıcı bir etken hale gelir öğretmen arkadaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi dilemekten başka şansımız yok. Yasal yolları takip edeceğiz. Herkesi daha sağduyulu olmaya davet ediyoruz. Bütün eğitimciler velilerle beraber öğrencilere Eğitim Şart kelimesini ne anlama geldiğini düşünüp ondan sonra hareket etmeye davet ediyorum öğretmenlere yapılan saldırıyı kınadığımız gibi diğer meslek gruplarına yapılan saldırıları da kınıyoruz” ifadelerine yer verdi.
‘Eğitimde Başlayan Şiddetin Sadece Eğitimde Kalmaz'
Eğitim- Sen Şube Başkanı Mirati Madak ise; “Şiddet olayı sonrasında böyle bir açıklama yapma zorunluluğu ortaya çıktı. Şunu söyleyelim, cezaların caydırıcı olması, belli meslek gruplarının ciddi anlamda koruma altına alınması vazgeçilmez bir zorunluluk olmuştur. Eğitimde başlayan şiddetin sadece eğitimde kalmayacağını da bilmemiz gerekiyor. Çünkü insanlara örnek olunacak ortamlarda eğitim ortamları ne yazık ki şiddetle anılmakta. Bunun için ne gerekiyorsa parti, dünya, ideolojileri ayırt etmeksizin her kesin bu olaya bir paydaş olması şiddetin karşısında olmalı” dedi.
‘Eğitim Tasarruf Tedbirlerine Kurban Edilemez'
Eğitim sorunun çözüme kavuşması gerektiğini vurgulayan Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal; “Kastamonu'da bu kaçıncı diye soruyorum? Yıllardır okullarımızda öğretmen arkadaşlarımız şiddete maruz kaldılar. Öğretmenler olarak ayağa kalktık. Şiddete dur denilmesi için yetkililere çağrıda bulunduk. Fakat yetkililer bu çağrının gereğini henüz yerine getirmediler. Bunu görüyoruz. Cumhurbaşkanımız ve Milli Eğitim Bakanımız, öğretmene şiddeti önlemek için yen kısa zamanda yasal düzenleme yapacağını söylediler. Aylar geçti henüz bir yasal düzenleme yok. Yasal bir düzenleme yapmak için ne bekleniyor. Buradan bakana sesleniyoruz, şiddet ülkemizde önemli bir sorun. Şiddet okullarımızda önemli bir sorun. Okullarımız bu ülkenin çocuklarımız ve öğretmenlerimiz için en güvenli yeri olması gereken kurumlar. Bunun için derhal girişimde bulunulmalı. Tasarruf tedbirleri gerekçesiyle okullarımızda güvenlik görevlisi yok. Temizlik görevlisi yok. Eğitim tasarruf tedbirlerine kurban edilemez. Bu konuda da bakanlığı önlem almaya çağırıyoruz. Selman öğretmenimize geçmiş olsun. Gencecik bir polis memuru kardeşimizi Sevda Yılmaz'ı kaybettik. Yapılan yapanın yanına kar kalıyor. Buda suç işlemeye meyilli olanları cesaretlendiriyor. Bu konuda da derhal adım atılmalı. Şiddet olayları karşılığını bulmalıdır” şeklinde konuştu.