Eğitim-İş Şube Başkanı Bal: 'Eğitim-İş, Atatürk İlkelerinden Asla Ödün Vermeyecektir'
Eğitim-İş ve Atatürkçü Düşünce Derneği Şubeleri 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları kapsamında, Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk ve Şerife Bacı Anıtı'na çelenk sundu.
Cumhuriyet Meydanı'ndaki törende açıklamada bulunan Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal; “Bugün, Türk tarihinin en büyük ve en önemli askeri zaferlerinden birini kutluyoruz. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde 102 yıl önce 26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz'un en önemli aşaması 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Savaşı'nda, işgalci düşman ordusu imha edilerek parlak bir zafer kazanılmış, yurdumuz kısa zamanda düşman işgalinden kurtarılmış, ulusumuz özgür ve bağımsız yaşama onuruna kavuşmuştur. Türk Ulusu, Mustafa Kemal Atatürk'ün seçkin önderliğinde, birlik ve beraberlik içerisinde, kendisini tarihten silmek isteyen emperyalist güçlere gereken dersi vermiş, 30 Ağustos Zaferiyle tüm mazlum uluslara da örnek olup cesaret aşılamıştır. Ulusumuz, büyük zaferle sonuçlanan Bağımsızlık Savaşı sonucunda bağımsızlık ve özgürlüğünden hiçbir şekilde ödün vermeyeceğini, sonsuza kadar var olacağını Lozan Barış Antlaşması'yla tüm dünyaya kabul ettirmiştir. 30 Ağustos Zaferi, ülkemizi parçalamak ve ulusumuzu esaret altına almak isteyen emperyalist devletlere karşı, tüm olanaksızlıklara rağmen Türk Ulusunun yurtseverliği ile kazandığı, bir onur ve bağımsızlık mücadelesidir. Bu mücadelenin sonunda özgür, bağımsız, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri atılmış, çağdaş uygarlık yolunda birçok devrim gerçekleştirilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, bu büyük zaferin 2'nci yıl dönümünde ‘Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk Devleti'nin, genç Türk Cumhuriyeti'nin temeli burada sağlamlaştırıldı. Ebedi hayatı burada taçlandı' diyordu. Aynı konuşmasında ‘bu muazzam zaferin etkenleri üzerinde en önemlisi ve yükseği Türk milletinin sınırsız koşulsuz egemenliğini eline almış olmasıdır. Bu hâdisenin tarihimizde ve bütün cihanda ne büyük, ne feyizli bir inkılâp olduğunu izaha lüzum görmem.(…) Efendiler, milli egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur. Milletlerin tutsaklığı üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar' diyerek milli egemenlik ilkesinin Bağımsızlık Savaşı'nın kazanılmasındaki yerini bir kez daha vurguluyordu. ‘Efendiler, milletimizin hedefi, milletimizin ülküsü bütün cihanda tam manasıyla uygar bir toplum olmaktır. Bilirsiniz ki, dünyada her kavmin özgürlük ve bağımsızlık hakkı, sahip olduğu uygarlık yapıtlarıyla doğru orantılıdır. Medenî eser vücuda getirmek kabiliyetinden mahrum olan kavimler, hürriyet ve bağımsızlıklarından tecrit olunmaya mahkûmdurlar' diyerek Türk ulusuna yeni hedefini gösteriyordu. Türk ulusu her ferdiyle Atatürk'ün gösterdiği hedefi özümsediğini gösterdi. Çok kısa sayılacak bir zaman dilimi içerisinde dünyada hayranlık uyandıran büyük aşamalar kaydedildi. Atatürk ve cumhuriyetin başarı ve kazanımlarını hazmedemeyenler, günümüzde bu büyük zafere gölgeleyici alternatifler arama peşindedirler. Emperyalistler, işbirlikçiler, cumhuriyet düşmanları, ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar Atatürk ve Cumhuriyeti silemeyeceklerdir” dedi.
‘Türkiye Cumhuriyeti Kazanımlarını Sonsuza Değin Yaşatacaktır'
Şapka ve Kıyafet Devrimi'ne değinen Bal; “Bilindiği gibi içinde bulunduğumuz günlerin Kastamonu için de apayrı bir önemi vardır. Büyük önderimiz Atatürk'ün Bağımsızlık Savaşımızda kilit bir öneme sahip olan Kastamonu'yu ziyaret etmesinin, Şapka ve Kıyafet Devrimi'nin 99. yılını büyük bir gururla kutluyoruz. Atatürk, bu ziyareti sırasında yaptığı konuşmalarda laiklik, tarikat ve cemaatlerin çağdışılığı, kadın hakları, kadın erkek eşitliği, eğitim birliği ve uygarlık gibi konularda son derece önemli mesajlar vermiş, verdiği mesajlar Kastamonu halkı tarafından büyük bir coşkuyla benimsenmiştir. Bundan da anlıyoruz ki Atatürk'ün amacı aynı zamanda bir zihniyet devrimi yapmaktır. Ünlü ‘Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için kâfidir' sözleri Kastamonu'da söylenmiştir. Kastamonulular, siyasi tercihleri ve siyasi konumları ne olursa olsun Atatürk'ün Kastamonu ziyaretinden, Şapka ve Kıyafet Devrimi'nin Kastamonu'da gerçekleşmiş olmasından her zaman gurur duyarlar. Şapka Devrimini ve Atamızın ziyaretini her yıl sevinçle, içtenlikle kutlarlar. Cumhuriyeti ve çağdaşlığı hazmedememiş birtakım çevrelerin, kutlamalara katılan bir kadın milletvekilimize bu kutlamalara katılmasından dolayı yaptıkları utanmazca saldırıları şiddetle kınıyoruz. Bu çevrelerin bütün sermayeleri yalan ve iftiradır. Kendi karanlıklarında debelenip dursunlar. Eğitim-İş, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Atatürk ilke ve devrimlerinden asla ödün vermeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti kazanımlarını sonsuza değin yaşatacaktır. ‘Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir' diyen Yüce Önderinin yolunda, mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. Bu duygu ve düşüncelerle ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı en içten dileklerimizle kutluyor, başta Büyük Önderimiz Atatürk olmak üzere canlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz” ifadelerini kullandı.