Cumhurbaşkanı Erdoğan Milllete Seslendi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi.

TAKİP ET

Geçtiğimiz hafta yaptıkları grup toplantısında hem ülkenin güncel siyasetine dair konuları, hem de partilerinin mahalli idareler seçimiyle ilgili hazırlıklarını değerlendirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 5 yıldır tam anlamıyla bir ‘fetret devri' yaşayan muhalefetin yönetimindeki belediyeleri inşallah merkezinde hizmet, eser ve yatırımın olduğu gerçek belediyecilikle yeniden buluşturacağız” dedi.

‘Enflasyonu Yavaş Yavaş Kontrol Altına Alıyoruz'

Enflasyonu yavaş yavaş kontrol altına aldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiçbir ekonomik, mantıki ve ahlaki temeli olmayan fiyatlandırma davranışları, yerini rasyonel fiyatlamalara bırakmaya başladı. Salgın ve küresel krizlerle sarsılan makro finansal istikrarı güçlendirecek adımları kararlılıkla atıyoruz. Yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 5.9 oranında büyüyerek OECD ülkeleri arasında en iyi performansı gösteren ülke olduk. Böylece 13 çeyrektir süren kesintisiz büyüme trendimizi 14'e çıkardık. 2023'ün ilk 9 aylık döneminde ekonomimiz yüzde 4.6'lık büyüme kaydetti. Kaliteli ve sürdürebilir büyüme hedefimizden en küçük sapma yoktur. Yılın ilk 11 ayındaki ihracatımız 234 milyar doları buldu. İstihdam 32 milyona ulaştı. İşsizlik oranı ise yüzde 9.2'lere geriledi. Çalışan emeklilerimizde serzenişlere sebep olan sıkıntıyı da gideriyoruz. Meclisimizin onayından sonra ilk düzenlemeden istifade edemeyen 4 milyon 689 bin emeklimizin hesabına bir defaya mahsus 5'er bin liralarını süratle yatıracağız” dedi.

Aile ve Gençlik Fonunun kuruluşuyla ilgili yasal sürecin tamamlandığını belirten Erdoğan, “Üniversiteli gençlerimize seçim öncesi verdiğimiz ücretsiz internet ve indirimli teknoloji desteği sözümüzü tuttuk. Doğal gaz tüketim desteğini düzenli sosyal yardım programlarımıza dahil ettik. Yıllık 900 ila 2 bin 500 lira arasında olan toplam 8 aylık ödeme miktarını bin 500 ila 3 bin 500 liraya yükselttik” açıklamasını yaptı.

‘Kayıpları Telafi Edecek Bir Artış Yapılacak'

Asgari ücret ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımıza her ay aktardığımız kaynak tutarı da 450 milyon liradan 850 milyon liraya çıktı. Daha 10 ay evvel yaşadığımız ve ülkemiz ekonomisine 104 milyar dolar ilave yük getiren deprem felaketine rağmen hiçbir insanımızı, 85 milyonun hiçbir ferdini ihmal etmiyoruz. Yılbaşında çalışanlarımızın ücretlerinde hem genel ekonomik dengeyi sarsmayacak hem de onların kayıplarını telafi edecek bir artış yapılacak. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına 11 Aralık'ta başlanıyor. İşçilerimizin onayını alacak, işverenlerimizi de yormayacak ve istihdama zarar vermeyecek bir asgari ücret seviyesi hedefiyle bu süreç yönetilecek. Önümüzdeki yılı dengeleri yeniden sağlamlaştırma, bir sonraki yıldan itibaren olan dönemi ise atılım süreci olarak görüyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolunda bıkmadan durmadan mücadele etmeyi, adım adım hedeflere ulaşmayı sürdüreceğiz. Yeter ki 85 milyon olarak birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize, huzurumuza, mücadele azmimize sıkı sahip çıkalım, aramıza fitne fesat sokulmasına izin vermeyelim. Gerisi sadece sabır ve vakit işidir. İnşallah 2028'i siyasi, ekonomik, beşeri ve askeri bakımdan bölgesinin ve dünyanın sayılı güçleri arasına girmiş bir ülke olarak karşılayacağız” değerlendirmesini yaptı.

‘Güvenli Şehirler İçin Tek Çare Kentsel Dönüşümdür'

Kentsel dönüşüm yasasının hayata geçtiği günden bugüne kadar hayata geçen projelerde Türkiye genlinde 480 milyar liralık yatırımla 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümünü tamamladıklarını belirten Erdoğan, “Hali hazırda ülkemiz genelinde yaklaşık 400 bin bağımsız bölümün dönüşüm süreci devam ediyor. Türkiye'de yaklaşık 31 milyon konut ve 5 milyon ticari alandan oluşan 36 milyon bağımsız bölüm var. Bunların 6 milyonu deprem riski altındadır. Üstelik bunların da yarısının da acilen dönüşmesi gerekiyor. Güvenli şehirler için tek çare kentsel dönüşümdür. Kentsel dönüşümün ne kadar önemli olduğunun en son ve somut örneğinin 6 şubat depremleridir. Bu hakikati görmezden gelmek ertelemek, siyasi çıkarlar için istismarına yeltenmek çok açık ve net söylüyorum ülkemize ihanet etmek demektir. Kentsel dönüşüm konusu Türkiye için tartışmasız bir beka meselesidir. Hepsinden önemlisi bu konu, siyaset, siyasi partiler üstü bir konudur. ‘Hz. Mevlana akıl sonradan ah çekmek için değil, düşünüp tedbir almak içindir' der. İnancımız da tedbir tevekkülden önce gelir. Hükümet olarak kentsel dönüşüm konusuna ilk günden beri hep bu zaviyeden baktık. Vatandaşlarımızı gece kondu denilen sağlıksız yapılarla birlikte depreme dayanıksız yüksek katlı binalardan da kurtararak onları modern, güvenilir, dayanıklı yuvalara kavuşturmayı hedefledik. Zemin artı 3 olsun, zemin artı 4 olsun bilemediniz 5 olsun dedik ve o günden bugüne inşaatları bu şekilde yapıyoruz. TOKİ başkanlığımız bu sürecin öncüsü olarak gerçekten kritik rol üstlendi. Maruz kaldığı onca haksız eleştirilere rağmen TOKİ vasıtasıyla şimdiye kadar 1,3 milyon konutu tamamladık hak sahiplerine teslim ettik. Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki attığımız her adımda tamamen ideolojik saiklerle hareket eden bir kesimi karşımızda bulduk. Bahanelerle hatta iftiraya varan kampanyalarla projelerimize sürekli takoz oldular. Ne kendileri bir iş yaptılar ne de bizim bu meseleyi çözmemizi istediler. Kanundaki boşlukları kullanarak yalan ve yanlış bilgilerle insanımızın aklını bulandırarak kentsel dönüşüm projelerimizi sabote ettiler. Maalesef bunun acısını depremin yıktığı bir çok şehrimizde yaşadık. Vatandaşlarımızın canları ve mallarıyla bir daha böyle bedel ödememeleri için kentsel dönüşüm çalışmalarımız bir üst seviyeye çıkarma kararı aldık. Bu amaçla geçtiğimiz eylül ayında çok büyük bir ‘Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm Şurası' düzenledik. Şurada ortaya çıkan teklifler şuranın diğer çalışmalar ışığında yeni bir kentsel dönüşüm yasası hazırladık. Kanun teklifimiz, geçtiğimiz ay meclisimizden onay aldı ve yürürlüğe girdi. Yeni kentsel dönüşüm mevzuatının yürürlüğe giresi ile birlikte muhalefet ve malum cevreler daha önce yaptıkları gibi hemen tezvirata başladılar. Vatandaşın malına el konulacak bu iftiradan başlayarak rantsal dönüşüme kadar sayısız yalanı tedavüle soktular. Oysa kanunda ne böyle bir ifade var ne de böyle bir durum söz konusu değildir. Düzenlemenin tek bir kuralı var kentsel dönüşüm sürecindeki engelleri ortadan kaldırmak ve dönüşüm sürecini hızlandırmaktır” değerlendirmesini yaptı.

‘Hak Sahiplerinin Başka Bir Bölgeye Gönderilmesi Söz Konusu Değildir'

Yeni kanunla kentsel dönüşüm konusunda yapılan değişiklikleri paylaşan Erdoğan, “Daha önce çok daha yüksek çoğunluk gerektiren çok sayıda bağımsız birime sahip binaların kentsel dönüşüme dahil edilmesi salt çoğunluğa bağlıydı. Yani bir binada oturanların yüzde 50'sinden bir fazlası onay verdiği zaman kentsel dönüşüm ve inşaat ruhsatı alınması mümkün hale getirildi. İmar planlarını ilan askı ve itirazları süreçleri kısaltıldı. Tebligatların yapıların kapısına asılabilmesi elektronik devlet üzerinden bildirilebilmesi ve muhtarlıklarda ilan edilmesi ile süreç hızlandırıldı. Deprem riskinin en çok hissedildiği yerlerin başında gelen İstanbul'daki kentsel dönüşüm projeleri için yarısı bizden kampanyasının uygulanabilmesi amacıyla yasaya mali yardım hükmü de eklendi. Diğer şehirlerimizin her biri için de oranın şartlarına, ihtiyaçlarına, beklentilerine uygun özgün modeller geliştirilmesine imkan tanındı. Anlaşmazlıkların çözümü için arabuluculuk sisteminin devreye alınmasından ihtisas mahkemelerine kadar çeşitli mekanizmalar getirildi. Dönüşüm alanında imar planlarının yeni kurulan Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca onaylanması zorunluk getirilerek istismarsın ve gecikmenin önüne geçilmesi hedeflendi. Hak sahibinin borcunu ödeyememesi halinde dönüşen konut borcu nispetinde hazineye teshil edilmesi ve yine hak sahibine ömür boyu ücretsiz tahsisine imkan verildi. Yerleşime uygun olmayan bütün bu alanların riskli alan olarak belirlenmesi ve bu alanlarda yapılaşmaya izin verilmemesi temin edildi. Kentsel dönüşüm projelerine kamu desteği için kaynak sağlayacak yöntemler geliştirildi. Yapılan tüm bu düzenlemelerin amacı kentsel dönüşümü hızlandırarak milletin ve şehirlerimizin can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Küçük çıkar kavgalarıyla veya kaygılarıyla kentsel dönüşüm projelerinin geciktirilmesinin önüne geçilmesi ancak bu şekilde mümkündür. Yeni kanunla getirilen düzenlemelerde herhangi bir rant sağlama amacı veya hak sahiplerinin başka bir bölgeye gönderilmesi söz konusu değildir. Kim bunun aksini iddia ediyorsa muhteridir, yalancıdır. Bu milletin iyiliğini istemiyor demektir. Pazartesi günü 5,1 büyüklüğünde bir depremle sarsılan Marmara bölgemize daha fazla özel önem vermemiz ebette sebepsiz değildir. Süreci diğer şehirlimizde yönetmek ve hızlandırmak nispeten daha kolaydır. Ancak İstanbul'un da içinde yer aldığı Marmara bölgemizde yaşanacak bir felaketin Allah korusun tüm Türkiye'ye ağır maliyeti olacaktır. Bu gerçek karşımızdayken başka türlü hareket edemeyiz” şeklinde konuştu.

İhlas Haber Ajansı

Bakmadan Geçme