'Cennetteki en büyük ordu Türk Ordusu'dur'
DOÇ. DR. CEVDET YAKUPOĞLU Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı Şubesi 5'inci Tarih ve Kültür Gecesi'ni büyük bir katılımla gerçekleştirdi. Cumartesi akşamı Grand Moni Konferans Salonu'nda Araştırmacı-Eğitimci Mustafa Gezici tarafından hazırlanan Hicaz Demir Yolları Sergisi açılışıyla başlayan program, Mehmet Ali Kurt'un okuduğu Kur'an-ı Kerim ve ardından şehitlerimiz için yapılan dua ile devam etti. Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma...
DOÇ. DR. CEVDET YAKUPOĞLU;
Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı Şubesi 5'inci Tarih ve Kültür Gecesi'ni büyük bir katılımla gerçekleştirdi. Cumartesi akşamı Grand Moni Konferans Salonu'nda Araştırmacı-Eğitimci Mustafa Gezici tarafından hazırlanan Hicaz Demir Yolları Sergisi açılışıyla başlayan program, Mehmet Ali Kurt'un okuduğu Kur'an-ı Kerim ve ardından şehitlerimiz için yapılan dua ile devam etti.
Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Ünal açılış konuşmasında Türkiye'de son günlerde yaşanan menfur saldırıları kınayarak şehitlerimize rahmet, Türk Milletine başsağlığı diledi. Devletimizin 2017'ye içte ve dışta büyük sorunlarla girdiğini, özellikle son dönemde uluslararası dengelerin kontrolünde bir tarafta Esed güçleri-Rusya ve Şii milisler Halep Türkmenlerine soykırım yaparken, diğer tarafta PKK-PYD-YPG ve IŞİD Musul-Kerkük ve civarındaki Türkmen kasabalarında soykırım yapmakta olduğunu söyledi.
'ÇOCUKLARIN YAŞADIĞI ACIYI DÜNYA GÖRMEZDEN GELMEKTEDİR'
Abdullah Ünal konuşmasının devamında: 'Bu yaşanılan insanlık dışı katliamın ve bölgede kurulan kirli tuzakların tabiî ki Türk Milletine anlatılması ve önceden hazırlanan paket projelerden haberdar edilmesi gerekmektedir. İşte bu noktada TÜRKAV Kastamonu Şubesi olarak Musul'un dünü bugünü ve yarınını değerli hemşerilerimizle paylaşmak istedik. Bu konuda Türk Milletinin önüne sunulan Müslüman Türksüz Ortadoğu ya da enerji kaynakları yeni oluşturulmuş taşeron ülkeciklerle Türkiye'den arındırılmış, Türkiye'nin devre dışı bırakıldığı problemli Büyük Ortadoğu Projesi ile karşı karşıyayız. Ya da diğer bir deyişle Orta doğuda Müslüman Türk Milletinin varlığı milletimizin hafızalarından silinmek istenmektedir. Oysaki Ortadoğu da Müslüman Türk'ün varlığı bin yıllar öncesine dayanır. Bugün Irak'ta, Suriye'de ve özellikle de Halep'te yaşanan insanlık dramını Türk Milleti olarak görmezden gelmemiz mümkün değildir. Bu insanlık dramı öyle boyutlara ulaşmıştır ki, Halep'te Esed güçleri ve Şii milislerin daralan çemberi içinde erkeleri ölüm ve kadınları esaretle karşı karşıya olan Türkmenler; eşleri ve kızlarının kendilerinden istedikleri ölüm taleplerine Türkiye'den fetva beklemektedirler. Bölgede çocukların yaşadığı acıyı dünya görmezden gelmektedir. Türkiye'nin güneyinde Türkmenler yok sayılarak bölge Kürt Şii ve Sünni Arap yönetimi olarak bölüşülmeye çalışılmaktadır. Küresel güçler menfaatleri uğruna insanlık suçu işlemektedirler. Türk Milleti olarak Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması, dindaş ve ırkdaşlarımızın can güvenliğinin sağlanması noktasında TÜRKAV olarak elimizden gelen çabayı göstermek zorundayız. Kamuoyunda duyarlılığın sağlanması amacıyla bu yıl ki Tarih ve Kültür Programı'na Musul'u konu ettik' ifadelerini yer verdi.
'BAYIRBUCAK, RUSLARIN VE İRANLILARIN BOMBALARIYLA KAN GÖLÜNE ÇEVRİLDİ'
Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi Nevzat Şensizoğlu, Türkmenler 'in yaşadığı dramı anlatan 'Kavim Kardaş Nerdesen?' adlı şiiri okurken duygusal anlar yaşandı ve büyük alkış aldı. Program Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cevdet Yakupoğlu'nun 'Musul: Bin Yıllık Türk Yurdu; Kimler Tuzak Kurdu?' konulu konferansıyla devam etti.
Yakupoğlu konuşmasında Hz. Peygamberle birlikte ortaya çıkan İslam devletinin 4 halife döneminde hızla büyüdüğüne, Emevilerve Abbasiler döneminde İslam Devlet'inin sınırlarının üç kıtada yayıldığına değinerek; 'Müslüman Araplar'ın enerjilerinin bittiği yıllarda Türkler İslam'la şereflendiler ve Selçuklular'la birlikte Orta Doğu'ya egemen oldular. Selçuklu Türkleri bugünkü İran, Irak Suriye ve Anadolu'ya adalet ve düzen getirdi, mezhep çatışmalarını önledi ve haçlılara karşı İslam Coğrafyasının sınır bekçiliğini yaptı. Bu dönemden itibaren Türkler aralıksız olarak Orta Doğu'yu yaklaşık bin yıl başarıyla yönettiler. Ancak Irak'ta petrol ortaya çıkınca İngiltere ve Almanya gibi devletler Osmanlı coğrafyasını rekabet alanına soktular. 1'inci Dünya Savaşı ile birlikte ise Irak işgal edildi. Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil gibi Türkmen yurtları yabancı güçlerin çizmesi altında ezildi. Anadolu'da Osmanlı mirasçısı Türk Devlet'i Musul'u kurtarmak için askeri ve siyasi yollardan mücadele etse de başarılı olamadı. Batılı güçler, İslam dünyasına operasyon ve milli devletleri bölme planı kapsamında Irak'ı içten içe parçaladılar; bu bağlamda Şiileri, Kürtleri ve Sünni Arapları birbirlerinden kopardılar. Kuzeyde Barzani ve Talabani'yi ayrı ayrı desteklediler. Irak Merkezî Hükümeti ile bunların arasını açtılar. Barzani'yi öne çıkardılar. Türkiye'nin de ona destek olmasını sağladılar. 2011 yılından itibaren ise Irak ve Suriye'de IŞİD kısaltma adıyla bilinen terör örgütünü devreye soktular. Sonra bu örgütün kanlı katliamlarını bahane ederek sözde Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ordusunu kurtarıcı olarak piyasaya sürdüler. Bu güce bağlı Peşmerge birlikleri IŞİD'den kurtardıkları yerlerden çıkmadılar. Aynı plan Suriye'de de hızla uygulandı. Türkiye son anda planı fark ederek, Irak ve Suriye'de politika değişikliğine gitti; hem IŞİD'le ve hem de PYD/ YPG/ PKK ile mücadele başlattı. Orta Doğu'da son birkaç yıldır Rusya destekli Esad Rejimi Suriye'de Türkmen coğrafyasında katliamda bulundu ve en son Halep'ide yerle bir etti. Türkmenlerin en eski yurtlarından olan Bayırbucak, Rusların ve İranlıların bombalarıyla kan gölüne çevrildi. Peşmerge destekli PYD Türkiye'nin Güney Sınırı boyunca bir Kürt koridoru açma noktasında büyük mesafe kaydetti. IŞİD'in çıkarıldığı her yere PYD el koydu' şeklinde konuştu.
'KISACASI TÜRKMENLER, IRAK'TA HARİTADAN SİLİNMEK İSTENİYOR'
Türkmeneli'nin ıstırabına da değinen Yakupoğlu; '1918'lerden 2010'lara kadar geçen süreçte Irak Türkleri, çok büyük sıkıntılar çektiler, asimilasyona tabi tutuldular. Yerleşim yerlerinin Türkçe olan adları Arapçaya çevrildi. 1976'da Türkmen şehri Kerkük'ün adı Al-Tamim olarak değiştirildi. Kerkük'te Türkmenlerin gayrimenkul satın almaları yasaklandı. Türkmen kasabası Tuzhurmatu, Saddam'ın doğum yeri olan Tikrit'e bağlandı. 1981 sonrasında ve son yıllarda Türkmenler, Irak'ın güneyine göçe zorlandı. Türkmenlerin arazileri istimlak edildi. Okullarına ödenek verilmedi. Milletvekili ve bakan olmaları zorlaştırıldı. IŞİD terör örgütü ve PKK'lı teröristler, en fazla Türkmen yerleşimlerini hedef aldılar. Tarihî eserler tahrip edildi. Adam kaçırma, yaralama, gasp, hırsızlık sıradanlaştırıldı. Türkmenler, bu şekilde Irak'ın bölünmesi sonrası Batılı güçlerin oluşturmaya başladıkları Kürt, Şii veya Sünni Arap yönetimlerinden birine bağlanmaya zorlanmaktadır. Kısacası Türkmenler, Irak'ta haritadan silinmek istendi ve isteniyor. Yüce Allah'ın izni ve desteği ile buna elbette Büyük Türk Milleti engel olacaktır. Unutulmamalıdır ki, Irak ve Suriye Türkleri, sadece Türkiye'nin değil, bütün Türk Dünyası'nın bir parçasıdır. Bu parçayı koparmak isteyen ellerin kırılacağı gün elbette yakındır. Son yıllarda Türkiye'de Türk kelimesi ve Türk Ordusu'nun yıpratılmasına yönelik aleyhte yazılar dikkat çekmektedir. Ancak ordumuzun ve Türk Milleti'nin Orta Doğu coğrafyasındaki önemi son gelişmelerle birlikte bir kez daha ortaya çıktı. Şu ana kadar verdiğimiz şehit göz önünde bulundurursak cennetteki en büyük ordu Türk Ordusu'dur. Bu nedenle Türklük ve buna bağlı her türlü mukaddesatın korunması ve yüceltilmesi, İslam dünyasının sınırlarının da korunmasına anlamına gelecektir' diyerek konuşmasını bitirdi.
Büyük ilgiyle dinlenen konferansın ardından TÜRKAV Şube Başkanı Abdullah Ünal, Mustafa Gezici, Mehmet Ali Kurt, Nevzat Şensizoğlu ve Doç. Dr. Cevdet Yakupoğlu'na plaket takdim etti.