Bartın İl Milli Eğitim Müdürü'nden çarpıcı açıklamalar

Bartın'a bir ay önce atanarak görevine başlayan Milli Eğitim Müdürü Ramazan Aşçı, basın mensupları ile gerçekleştirdiği tanışma toplantısında gündemdeki konulara ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı.

TAKİP ET

Şehrin eğitimde röntgenini çektiklerini belirten Müdür Aşçı, değişen sınav sisteminden, öğrenci kayıt parasına, engelli eğitiminden özel kaynak kitaplarına kadar önemli konulara değinen Aşçı, basın mensuplarına haber yaparken hassasiyet çağrısında bulunarak, "Sizin internete koyduğunuz şey, o okula, öğretmene yapışıyor. Kaldıramıyorsunuz. Orada amel defteri gibi duruyor" dedi.

"EKİBİN BAŞINDAKİ REİS BENİM"

25 Ağustos'da Bartın Milli Eğitim Müdürü olarak göreve başlayan Ramazan Aşçı, Bartın Öğretmenevi'nde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında şehrin ve ülkenin gündemindeki eğitim konularında çarpıcı açıklamalar yaptı. Aşçı, üstlendiği sorumluluğun önemine dikkat çekerek, "Milli Eğitim Müdürlüğü sorumluluğu olan, vebali olan bir koltuk. Hakikaten görevinizi yapmadığınız zaman, vebalinin büyük olduğu bir koltuk. Bunun bilincindeyim, farkındayım. Çünkü devlet bize Bartın'da 32 bin 800 adet çocuğu emanet ediyor. Bu ciddi bir sayı. Bu ekibin başındaki reis benim, İl Milli Eğitim Müdürü benim. Sorumlusu da biziz. Dolayısıyla emanetin en büyüğü de bize. Bin 500 öğretmen, 170 okulumuzla, biz bu emaneti en güzel şekilde taşımak istiyoruz. Bunun için de çok çalışacağız" ifadelerini kullandı.

BARTIN'IN EĞİTİMDE RÖNTGENİ ÇEKİLİYOR

Göreve gelir gelmez Bartın'daki eğitim durumunun olumsuz ve iyi yönlerini görebilmek için ölçme ve değerlendirme çalışmasına başladıklarını belirten Milli Eğitim Müdürü Aşçı, "Bartın'ın ölçme değerlendirmesi, akademik durumu, diğer sportif, sanat, kültürel durumunu inceliyoruz. Dosyalarını oluşturuyoruz. Talimatını verdim, bir hafta sonra A'dan Z'ye rapor önümüze gelecek. Rapor önümüze gelince ilimizin eğitim ve öğretim açısından güçlü yönlerini ve zayıf yönlerini tespit etmiş olacağız. Buradan başlayacağız. İstanbul, Kırklareil'nden, Adıyaman'dan tecrübelerim var. Tecrübelerimle beraber 32 bin 900 evladımıza hizmet ederek, duasını almak istiyorum. Mesleğimde 28. Yılındayım. İl Milli Eğitim Egosu olan, farklı bir statüde gören bir adam değilim, doğal bir adamım" şeklinde konutu.

"KIRMIZI ÇİZGİMİZ ÇOCUKLAR"

Müdür Aşçı, başta dezavantajlı çocuklar olmak üzere tüm çocukları ve eğitim haklarını çok önemsediklerini anlatarak, "Kendime 2 yol haritası belirledim. Biri Bartın'da sahiplik noktasında sıkıntısı olan evlatlarımız var. Yetim ve öksüz çocuklar. Anne ve babası olup da imkanı olmayan çocuklar, özel eğitim alan dezavatajlı grubun yanında olacağım. Nerde böyle bir çocuk görürseniz, direkt il milli eğitim müdürünü cep telefonunda arayın. Kurumun bütün imkanları böyle çocuklar için seferber edeceğim. Ukdemizdeki, okullarda, bu tür öğrencilerin yanında olacağız. Ben Sinop'luyum. Sinop, Kastamonu, Zonguldak, Karabük, Bartın. Bu bölgeler coğrafya olarak aynı. Bazen coğrafya insanın geleceğini oluşturur diye bir söz var. Gerçekten bu coğrafya, buralarda okuyan gençlerin geleceğini oluşturuyor. Tüm arkadaşlara, okul müdürlerine de söyledim. Bizim bu ildeki kırmızı çizgimiz çocuklar. Evlatlarımızın hakkını, hukukunu, hiç kimseye devlet adına yedirtmeyiz, yedirtmeyeceğiz. Hakkı sadece maddiyat olarak düşünmeyin. Aslında en önemli hak, bu çocukların geleceğidir. Siz bir çocuğun hayallerini, umudunu, geleceğini yerine koyamazsınız. Eğitim öyle bir şey ki. Bazen hayatta telafi edebileceğiniz şeyler olabilir. Değiştirebileceğiniz hayat şartları da olabilir. Ama bir çocuğun eğer iyi bir eğitim almıyorsa, alamıyorsa, şartları oluşmuyorsa, o çocuğun umutlarına, hayallerine biz yetişemiyorsak, veya gerçek anlamda sahip çıkmıyorsak, o zaman umutlarını hayallerini ellerinden almışız demektir. Biz Bartın'da umudu olan gençlerin umudu olacağız. Bunu görevimizi en iyi şekilde yaparak, başaracağız. Bu çocukların Türkiye'nin en iyi üniversitelerini kazanmaktan başka şansı yok. Türkiye'nin en iyi üniversitelerine, en iyi bölümlerine evlatlarımızı taşımamız gerekmektedir. Çalışmalarımızı başlattık, komisyonlarımızı kurduk. Ne gerekiyorsa, onu yapıyoruz" ifadelerine yer verdi.

"KİTAP OKUMAYI ÇOK ÖNEMSİYORUZ"

Müdür Aşçı, değişen LGS ve YKS sınav sistemlerini hatırlatarak, tüm öğrenci ve velilerine kitap okuma çağrısında bulundu. Yeni dönemde Bartın'da kitap okuma derslerinin de olacağını da vurgulayan Ramazan Aşçı, şöyle devam etti:

"Yeni sınav sisteminde malumunuzdur, artık sistem şuna gidiyor. Kitap okumayan öğrencilerin üniversite veya lgs sınavında başarılı olma şansı yok. Tamamen sorular, okuduğunuzu anlamaya yönelik. Ne kadar hızlı okuyorsun, anlıyorsun, muhakeme gücün ne, kelime dağarcığın ne?, Matematik sorusu bile yarım paragraf verip, içerisine sayıları koyuyorsun. Konuyu ve formülleri bilsen bile o paragrafı anlamadan, çözemiyorsun. Artık çocuklarımız Türkçe ve Edebiyat dersine önem verecek. Biz de takipçisi olacağız. Bir ülkenin bir kentin, gençlerin geleceği ile alakalı. Dilinin güçlü olması lazım. Çocuklarımız ayağa kalktığında, müthiş kelimelerle kendilerini ifade edebilmeleri lazım. Kitap okumayı çok önemsiyoruz. Gençlerin, evlatlarımızın bir hayatının parçası haline getirmek istiyoruz. Edebiyat ve Türkçe öğretmenleri ile bir araya geldik. Şu an kitap okumayı, Edebiyat ve Türkçe dersinin içerisine koyduk. Çocuklar, dersin içerisinde kitap okuyacaklar. Bunlardan da ölçme değerlendirmeye tabi olacaklar. Hem konu yazılısı olacak çocuklar, hem de okuduğu kitaplardan yazılı olacaklar. Birinci dönemin sonuna kadar Bartın'da, ilkokul 2'den itibaren lise sonuna kadar okuyan öğrencilerin 100 bin kitap okumasını hedefliyoruz. İkinci dönemde yüz bin hedefimiz var. Okul bittiğinde Bartınlı gençler bir eğitim sezonunda 200 bin kitap okuyacak. Planlamalarını yaptık, toplantılarını yaptık, zümre kararlarını aldık. Hatta bir ortaokulumuzda, edebiyat öğretmenleri kitaplarını belirlemeye başlamış ve çocuklar okumaya başlamış. Bunu yapmak zorundayız."

"ÇOCUKLARI TEKNOLOJİ MÜPTELASINDAN KİTAP MUTLULUĞU KURTARIR"

Günümüzdeki öğrencilerin teknoloji müptelasından ancak kitapla kurtulabileceğini kaydeden Aşçı, "Müptelalık öyle bir noktaya geldi ki, telefonu çocuklarımızın elinden alamıyoruz. Bu çok kötü demekle bunu ellerinden alamazsınız. Çocuklarımıza, gençlerimize alternatif bir mutluluk sunmak zorundasınız. Kitap okumak bir mutluluktur. Aslında bunun tadını, hazzını verebilsek. Benim 3 çocuğum var, bunu kendi ailemde de yaptım. Kızım öğretmen, oğlum inşaat mühendisi, küçük kızım da mimar. Üçü de İstanbul'da işleri var, çalışıyorlar. Ben onlara çok kitap okuttum. Ben de çok okurdum. Ailelerde başlıyor. Oku demekle değil, aileler de kitap alarak okuması gerekiyor" dedi.

"ÖĞRETMENLERİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ"

Müdür Aşçı, öğretmenlerinin tek işinin öğrenciler olduğunu belirterek, bu görevlerini yerine getirmeleri için öğretmenleri boş işleri yapmaktan kurtaracaklarını da kaydetti. Devletin kırmızı çizgilerini ihlal etmediği sürece öğretmenlere sahip çıkacaklarını ifade eden Aşçı, "Eğitimdeki iyi örnekleri Bartın geneline yayacağız. Bu iyi örnekleri Bartın genelindeki okullarımıza paylaştıracağız. Çok iyi örnekler oluşturan öğretmen arkadaşlarımız var. Bu örnekleri çoğaltacağız. Bir de bütün öğretmenlerimize sahip çıkacağız. Herkesten öğretmenlerimize sahip çıkmamızı bekliyoruz. Öğretmen arkadaşlarımızla toplantı yapıyoruz. Onlara da anlatıyorum. 'Size sonuna kadar sahip çıkarız, ama devletin kırmızı çizgileri var. Bu çizgileri ihlal ederseniz, devlet sizi affetmez ama benim affedebileceğim şeyler olursa ben affederim' dedim. Dosyada eksik, imza gibi basit sebeplerle biz Milli Eğitimi meşgul ediyoruz. Bunların hepsini kaldırıyorum. Boş işler olmayacak. Bizim bütün işimiz çocuklar, milli eğitim, Bartın'ın çocuklarına faydalı olmaktır. Öyle ufak tefek şeyler, bizim işimiz değil" şeklinde konuştu.

"CİDDİ KONULARDA MÜFETTİŞ GÖNDERECEĞİM"

Öğretmenlerin basit, ufak tefek konularda bile teftiş, soruşturma endişesi yaşamayacağını anlatan Müdür Ramazan Aşçı, "Biz öğretmeniz, eğitimciyiz. Biz çocukların gözlerine bakacağız, çocukların gözlerindeki umutları göreceğiz, o umutların izinde de yürüyeceğiz. Bizim işimiz o. Ufak tefek şeylerle uğraşmayacağız. Teftiş, soruşturma falan. Ciddi konularda okullara müfettiş göndereceğim. Öyle ufak tefek şeylerde hemen, müfettiş gönder. Böyle bir şey yok. Bu ilim müfettişleri, eğitim ve öğretimin daha katkılı hale gelmesi için katkıda bulunacaklar" ifadelerine yer verdi.

"OKULDA KELİMESİNİ KOYARSANIZ BAKANLIK BİZİM İŞİMİZİ BİTİRİYOR"

Aşçı, şehirde görev yapan basın mensuplarına da çağrıda bulunarak, yapılan haberlerde hassas olunması ve doğru bilgi verilmesini istedi. İlk geldiği günlerde okul öğrencilerinin zehirlenmesi vakasını örnek gösteren Müdür Aşçı, lise öğrencilerinin dışarıda yediği yemekten zehirlenmesine rağmen haberin "öğrencilerin okulda yediği yemekten zehirlendi" yönünde yayınlanması nedeniyle yaşadığı sıkıntıları anlattı. Haber nedeniyle kurum olarak bloke olduklarını söyleyen Müdür Aşçı, "Okullar sizin okullarınız, sizin çocuklarınız okuyor. Bizim okullarımız, tamam devletin resmi kurumları ama sizin çocuklarınızın okuduğu yerler. Bir haber olduğunda bizi arayın, doğrusunu öğrenin. Öğrencinin hukukunu koruyacaksak, bunu beraber koruyacağız. Geçenlerde bir haber çıkmıştı. O akşam bloke olduk. Ertesi günü hiçbir şey yapamadık. 'Öğrenciler okulda zehirlendi' gibi habere, siz 'okulda' kelimesini koyarsanız, bakanlık bizim işimizi bitiriyor işte. Ama çocuklar dışarda tavuk yemiş, ondan zehirlenmiş. Bu haberi okulun içerisinde, okulda gibi yaparsanız, bizim en az 3 günümüzü bloke edersiniz. Bizi bu ilin çocuklarına hizmet etmekten 3 gün men edersiniz. Samimi söylüyorum. Bakana ifade vereceğiz, genel müdürlüğe, bakanlığın medyasına, Vali'ye ifade vereceğiz, siyasilere ifade vereceğiz. Küçük bir şey gibi gözüküyor ama bizim 3 günümüzü alıyor. Benim ricam, telefon numaramı vereceğim, bir şey olduğunda arayın bizi. Ha gereğini yapmazsak, hakikaten çocukların hakkı zayi oluyor, eğitim hakkına bir durum, engel var, ortada yanlış bir durum varsa, düzeltmezsek, o zaman gelin bize hesabını sorun ve haberinizi de yapın" ifadelerini kullandı

"AMEL DEFTERİ GİBİ DURUYOR"

Yanlış yapılan haberin düzeltilme fırsatı olmadığını kaydeden Müdür Aşçı, " Bize işi düzeltme fırsatı verin. Bunu çocuklar için yapın. Kendi çocuklarınız için bunu yapın. Sizin internete koyduğunuz şey, o okula, öğretmene yapışıyor. Kaldıramıyorsunuz. Orada amel defteri gibi duruyor. Kalkmıyor oradan. Bu anlamda bize yardımcı olun. Okul, öğretmen sizin. Biz emanetçiyiz. Ben ceketimle , hizmet etmeye, çalışmaya geldim. Bizim motivasyonumuzu yüksek tutarsanız, daha da çok çalışırız. Daha faydalı oluruz. Daha koşarız, çocuklara, kalbine dokunuruz. Sahiplenme bekliyoruz. Haber yapmayın demiyorum. Sadece bize de sorun. Göreviniz haber yapmak. En azından bize sorun, atladığınız bir detay vardır. Vereceğimiz bilgi, belki size daha güzel haber yaptırır. Hep beraber el birliğiyle bu ili eğitim ve öğretimde bir yere taşıyalım. Niye Türkiye'nin en güzel üniversitelerini bu ilin çocukları doldurmasın. Bunun için bir engel yok. Devlet her şeyi yapmış. Bazı okullarda, sınıftaki öğrenci sayısı 13-14'e düşmüş. El birliği yapalım, güç birliği yapalım. Öğretmenleri motive edelim, çalıştıralım. İlin gençlerine umut hazırlayalım. Sadece bize de sorun. İletişim halinde olalım. Orta da çok yanlış bir şey varsa, belki yaptığınız haberin bize de faydası olacak. Benim görevim çocukları korumak. Siz de aynı hassasiyetle bu işi yapmıyor musunuz? İşler düzgün olsun istiyorsunuz, kimse yanlış yapmasın istiyorsunuz" diye konuştu.

REHABİLİTASYON MERKEZİNE YAPILAN OPERASYON

Bartın'da özel bir eğitim ve rehabilitasyon merkezine yapılan ve gözaltına alınan 27 kişiden 11'nin adlı kurumlara sevk edildiği olayla ilgili soru üzerine ise Müdür Aşçı, "Rehabilitasyon merkezleri bize bağlı. Operasyon yapıldı, Süreç devam ediyor" dedi. Engelli çocukların eğitim hakkının suiistimal edilmesi ile ilgili soru üzerine ise Aşcı, "Bu çocuklar özel çocuklar. Bunların suiistimali gerçekten, akla mantığın kabul etmediği bir şey. İkincisi, bu devletin parası. Herkesin hakkı, hukuku var. Bu konuda alınması gereken ne tedbir varsa hepsini alacağız" cevabını verdi.

ZORLA KAYIT ÜCRETİ ALINDIĞI İDDİASI

Müdür Aşçı, zorla okul kayıt ücreti alındığı yönündeki iddialarla ilgili soru üzerine ise, şöyle devam etti:
"Okul kayıt ücreti konusunda hiçbir okul müdürünün ve okul idarecisinin hakkı ve haddi yok. Hiç kimseden zorla para alamaz. İl Milli eğitime de böyle bir yazı da gelmedi. Bizde şöyle bir sıkıntı var. Biz konuşuyoruz ama yazılı beyana dökmüyoruz. Böyle bir sıkıntı olduğunda yazılı dilekçenizi vereceksiniz, biz de gereğini yapacağız. Resen olmuyor. Devlet kağıda ve dilekçeye bakıyor. Benim bildiğim bu dönemde, böyle bir resmi başvuru yok. Söylentisi olabilir. Bizim de söylenti ile iş yapmamız mümkün olmuyor."

KAYNAK KİTAPLAR İLE İLGİLİ SORU

Aşçı, öğretmenlerin zorla ders ve kaynak kitapları aldırdığı ve anlaşmalı kırtasiyelere yönlendirildiği yönündeki iddialarla ilgili soruya ise, "Hiçbir öğretmenin zorla bir kaynak kitap aldırma hakkı yok. Devlet ciddi anlamda hem her ders kitaplarını ücretsiz veriyor, hem de yardımcı kaynak da gönderiyor. Varsa bildirin bize, biz de gereğini yapalım. Şikayet varsa, veli varsa gönderin bize Müfettiş gönderelim. Gereğini yapalım. Şu kırtasiyeden alın diyemez. Onlar da kabul edilir bir şey değil. Biz kabul edemeyiz. Öyle bir şey varsa, velilerimiz dilekçe ile başvuracaklar biz de gereğini yapacağız. Bununla ilgili okullara resmi yazıda gönderdik" dedi.

"DERS VE KAYNAK KİTAPLARI YETERLİ"

Gazetecilerin Milli Eğitim bakanlığı tarafından basılan ders ve kaynak kitaplarının öğrenciler tarafından yetersiz bulunduğunu hatırlatması üzerine ise Aşçı, "Ben öyle düşünmüyorum. Şu anda ders kitapları, yardımcı kaynakların hepsi yeterli. Biz hep beraber karşı duralım. Veliler de almasınlar. Hiçbir öğretmenin hakkı da yok. Kaynak kitaplarından ders görülmesi yanlış. Emin olun şuan ki kaynak kitapları özelden daha iyi. Çok profesyonel bir ekip tarafından hazırlanıyor. İl Milli Eğitim Müdürüyüm, gereğini yapmakla zorunluyum" diye konuştu.

İhlas Haber Ajansı

Bakmadan Geçme