Bakan Yumaklı: '12 milyar liralık tarımsal destek verildi'

'Kastamonu İli IPARD III Programı Tanıtım ve Bilgilendirme Toplantısı' Park Dedeman Otel'de gerçekleştirildi.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın katılımı ile Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü IPARD Yönetim Otoritesi tarafından “Kastamonu İli IPARD III Programı Tanıtım ve Bilgilendirme Toplantısı” Park Dedeman Otel'de gerçekleştirildi.

Toplantıda açılış konuşmasını gerçekleştiren Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Başkanı Ahmet Abdullah Antalyalı; “Gerçekleşmesine vesile olduğumuz yatırımlar özellikle et ve süt üretimi yapan işletmelerimizin AB standartlarında üretim yapıyor olması bizim için ayrı bir gurur kaynağı. Sayın Bakanımızın destekleriyle ve öncülüğünde kurumumuz 81 ilde IPARD Projelerini uygulamaya başlayacak. TKDK şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de Tarım ve Orman Bakanlığımızın politikalarına uyumlu olarak, verimli, kayıtlı üretimin, sürdürülebilirliğin ve kaliteli üretimin gerçekleştiği bir tarım politikasıyla Avrupa Birliği kırsal kalkınma politikasını harmanlıyor olacak. IPARD III'deki yaklaşımımız temelde bu şekilde gerçekleşecek. Bakanlığımız Yönetim Otoritesi, kurumumuz ve diğer paydaşlarla, kapsayıcı, eşgüdümlü ve koordineli çalışmalarla IPARD III programını hazırlamış bulunmaktayız. Kırsaldaki yaşam standardını yükseltecek, tarıma dayalı sanayinin gelişmesine destek olacak, kaliteli ve sürdürülebilir üretimin gerçekleşmesini amaçlayan bir program hazırladık. Bu programda yeni tedbirler olacak. Özellikle kırsal altyapı, danışmanlık, yem bitkisi yetiştiriciliği gibi ve hibe oranlarımızda da artış sağlamış olacağız. Kadınlara ve gençlere pozitif ayrımcılık yaptığımızı ve bunlara ilave fonlar verdiğimizi ifade etmek isterim. IPARD programı kapsamında bugüne kadar 6 bin 500 kadın yatırımcımız ve 14 bin genç yatırımcımız işletmesinin sahibi oldu. Aslında yüzde 67'sini gençler, bizim yatırımlarımızdan yararlananların ve yüzde 42'si de kadınlardan oluşmakta. IPARD III programıyla Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda ekonomik ve sosyal gelişime destek vermeye tüm gücümüzle devam edeceğiz. Buradaki amacımız tarımsal işletmelerin yerel performanslarının iyileştirilmesi, işletmelerinin pazarlama yeterliliklerinin artırılması, kaynakların verimli kullanımı, yenilenebilir enerjinin daha aktif kullanımı, gıda güvenliği, hijyen, çevrenin korunması, hayvan refahı gibi konularda standartların geliştirilmesi. Bu konularda bizim desteklerimiz aktif rol alıyor olacak. Kastamonu'daki yatırımların faaliyete geçmesinde Sayın Bakanımıza desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum” diyerek, gençleri ve kadın yatırımcıları IPARD programlarına katılmaya davet etti.

“KIRSAL KALKINMADA HEDEFLERİMİZİ TUTTURMAYA ÇALIŞACAĞIZ”

Tarım Reformu Genel Müdürü ve Yönetim Otoritesi Başkanı Osman Yıldız; “Bilgilendirmelerimiz mevcut kırsal programın uygulandığı 42 ilde devam ediyor. Şu anda veya sahada diğer arkadaşlarımız başka illerde bu toplantılar icra ediyorlar. İnşallah bu toplantılar sonunda Yönetim otoritesi tarafından hazırlanan IPARD III programının hedefine ulaşmasını umuyoruz ve bekliyoruz. IPARD I ve II programları oldu. IPARD I programını tamamladık başarıyla. Çok güzel bir başarı elde ettik. Aday ülkeleri arasında takdire şayan edildi. İkinci dönemi başlattık. İnşallah o dönemde bitmek üzere. Onda da başarı oranımız çok yüksek olacak. 13'üncü çağrıya çıktık. Bu çağrıyı da inşallah başarılı bir şekilde bittikten sonra IPARD III başlangıcını sağlamış olacağız. Biraz önce Sayın Başkanımızın da dediği gibi biz IPARD III programını hazırlarken aslında kırsal kalkınma hedeflerini dikkate alarak yaptık. Bakanlığımızın politikalarını dikkate alarak yaptık. Mümkün olduğu kadar üreticimizi, yetiştiricimizi, yatırımcımızı bu yöne yönlendirmeyi, özellikle kadın ve genç girişimcilerimizi buraya yönlendirmeyi hedefledik. Bu hedefimizi de tutturmak için mücadele edeceğiz. Biz bakanlık olarak kırsal kalkınmada, gerek ulusal bütçeden, gerekse uluslararası bütçeyi kullanarak çok yoğun bir destekleme yapıyoruz. Biraz önce de Sayın Bakanımızla beraber Uzman Eller Projesi kapsamında bir ziyarette bulunduk. Gurur duyduk. Genç girişimcimiz, veteriner hekimimiz üretime katkı sağlıyor. Bizlere bu anlamda büyük destek veriyor. Kendileri de burada da zaten o girişimcilerimizde. Bundan sonra da sürecimiz hızlı bir şekilde devam edecek. Hedefimiz kadınlarımızı, gençlerimizi tarım sektörüne yönlendirmek, kırsal alanda yaşam kalitesini arttırmak, süreci sağlıklı bir şekilde yürütmek ve üretime katkı sağlamak. Biliyorsunuz bakanlık olarak üretimin ve üreticinin yüz yılı mottosunu kullanıyoruz. Çok anlamlı bir şey. Türkiye yüzyılında da inşallah kırsal kalkınmada hedeflerimizi tutturmaya çalışacağız. IPARD III programı kapsamında öncelikle önlediğimiz konular aslında yine kadın ve gençlerdi. Ve yeni tedbirler ortaya koyduk. Bu tedbirler arasında en önemlisi de kırsal altyapı tedbiri daha önce uygulamadığımız yem bitkileri üreticiliği, organik tarım. Biz bu konularda yine bir önceki program gibi programlar uyguladığımız gibi yoğun destekleme unsurlarını hayata geçireceğiz. Yeni tedbirlerimiz yanında destekleme oranlarını, hibe oranlarımızı arttırdık. Çok önemli. Böylece de öz kaynak kullanımımızı minimize etmiş olduk. IPARD III programını ve bütçesi yaklaşık 555 milyon Euro civarında. Bunun yaklaşık 475ş milyon Euro'su Avrupa Birliği tarafından finans edilecek. Geri kalan kısmı ulusal finansmanı da sağlanacak. Bu da çok önemli. Gerçi önceki dönemlere göre bir bütçede azalma meydana geldi ama biz mevcut olan bütçeyi de en iyi şekilde rahatladığı şekilde kullanmayı düşünüyoruz sizlerin sayesinde. Burada daha önce faydalanmış faydalanmayı bekleyen yatırımcılarımız, üreticilerimiz ve yöneticilerimiz var. Onlara şöyle bir tavsiyede bulunuyoruz. Lütfen çok dikkatli takip edin bizi. Bizim bilgilendirmelerimizi, il teşkilatımızı, il koordinatörlerimizi, verdikleri önerileri, fiziksel unsurlarını, proje yapılarını, proje ön önceliklendirmesi dikkate alarak başvurularınızı yapmanız. İnşallah önümüzdeki dönemde seksen bir ilde IPARD uygulamasını hayata geçireceğiz. Bu çok önemli o dönemi de 2024 de başlatmayı elde ediyoruz ve süreci bu şekilde yöneteceğiz. IPARD III programı hazırlanırken de çok geniş katılımcı bir serüven yaşadık. Bir buçuk yıl gibi bir zaman dilimdeki kovid zamanıydı bu. Yaklaşık yüzün üzerinde bir toplantı yaptık. Seksen civarında katılımcı vardı. Sivil toplum kuruluşları, kamu kurumuna ve diğer kurumlar çok yönlü, çok detaylı analizler yaptık. 13 sektörde analiz yaptık ve programı öyle oluşturduk. Bu açıdan mümkün olduğu kadar en iyi sonucu elde etmeye çalıştık. Programın Avrupa Komisyonu'na gönderdikten sonra çok kısa bir süre sonra da kabul edildi. Şu an anlaşmayı bekliyoruz. Finansal anlaşma da imzalattıktan sonra da inşallah komisyonun kararıyla birlikte 81 vilayetimizde IPARD programını uygulayıp ve yol haritamıza devam edeceğiz. Bu program 2030 yılına kadar devam edecek. İnşallah sizlerin müracaatıyla, destekleriyle, yönlendirmenizi süreci sağlıkça yürüteceğiz” dedi.

“TARIMSAL ÜRETİM YAPMAK İÇİN ÇOK ÇOK FIRSATLAR VAR”

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, kırsal alana yönelik yatırımları, projeler ve eylemleri arttırarak sürdüreceklerini belirterek; “Üretim yapmak isteyen herkes için mutlaka bir fırsat var. Ama tarımsal üretim yapmak için çok çok fırsatlar var. Bunlardan faydalanmak gerekir. Türkiye'nin farklı üniversitelerinde okumuş iki kardeş veteriner hekimlik fakültesinde okumuşlar ve ideallerini kendi memleketlerinde ata topraklarında yerine getirmişler. Bunlar için fırsatımız olabilir, olmayabilir. Eksik kalır. Biz zamana ihtiyacınız olur. Ama bu zamanı kısaltıcı, özellikle de başlangıç noktasıyla ilgili sorunları işte bu tür yapılar Bakanlığımızın özellikle uygulamasında çok titiz davrandığı bu tür uygulamalar son derece önemli. Bu IPARD programlarının başka bir yönü daha var. Sizin yatırımınız disipline eder. Size bir sistematik verir. Üretiminizle alakalı yapmanız gereken veya uygulamanız gereken hususlarda herhangi bir tereddüde düştüğünüzde yanınızda olur. Yani kendinizi o yatırıma başladığınız andan itibaren yapayalnız hissetmezsiniz. Şimdi eğer bir gıda güvenliğini, bir memleketin bir milletin, bir ülkenin güvenliğinin garantisi olarak görüyor isek, hatta ve hatta bağımsızlığının garantisi olarak görüyor isek kırsal kalkınmanın da ekonominin kilit bir refah unsuru olduğunu görmemiz ve bunu düşünmemiz gerekir. Bu manada ülkemizin rekabet gücünü arttırıcı ki dünyada çok çok güzel örnekleri var. Bizim ülkemizde de var. Küçük ve orta ölçekli işletmelere kooperatiflere ve üretici örgütlerine büyük sorumluluklar düşüyor” dedi.

“SİZLER ÜRETMEK İSTEYİN BİZ YANINIZDAYIZ

Artık dünyanın eski dünya olmadığına vurgu yapan Bakan Yumaklı; “Artık dünya, eski bildiğimiz dünya değil. Yani bütün her şeyin dengesinin değiştiği, iklimin değiştiği, ülkelerin arasındaki ilişkilerin değiştiği, hatta ve hatta aile bireylerin arasındaki ilişkinin değiştiği bir dönemdeyiz Dolayısıyla o değişikliklere göre kendinizi dizayn etmeniz gerekir. Biz bunlara yeni normal dedik. Yani Kastamonu'nun tamamına bir yıl daha yağması gereken yağmur sadece Bozkurt'ta yağabiliyor mesela ve orayı silip süpürebiliyor. Ve buna kendinizi hazırlamanız lazım her açıdan. Bu sadece ‘Derenin ıslahını yaptık, artık biz hazırız' diye değil. Ben Devrekani'yle yanılmıyorsam eskiden tarla varmış, şimdi yok artık yani. Başka türlü problemler çıkmaya başladı. Şimdi yeni normal dediğimiz şey artık sizin kendi hayatınızı, kendi uygulamanızı, bundan sonraki tahayyüllerinizi dizayn edeceğiniz hususlar demek. İklim değişti. Salgın hastalıklar başladı. Bugün Rusya'yla Ukrayna arasında yarın başka ülkeyle başka ülke arasında problemler oluşur. Oluşmayacağına dair bir garantisi yoktur. Dolayısıyla bütün bunlar dikkat ediyorsanız ülkelerin gıda konusunda böyle bir kendilerinin içine doğru dönmesine sebep oldu. Adına biz gıda milliyetçiliği dedik. Yani kendi ihtiyacı olmasa bile gidişatı görüp ‘Şu ürünle alakalı ihracat yasağı koydum diyebiliyor' ülkeler artık. Sizin paranızın olması hiçbir şey vadetmez, alamazsınız. İşte biz hükümet olarak, devlet olarak bunların planını, programını yapıyoruz. Bugün beraber olmamıza vesile olan bu programda bunların her birinin mikro bileşenleri ama çok önemli. Hani derler ya; ‘Bir mıh, bir nalı, bir nal, bir atı, bir at, bir komutanı, bir komutan, bir orduyu, bir orduda bir ülkeyi kurtarır.' Mıhtan başlıyoruz yani. Şimdi çok basit görmeyin. Buradaki eğer üretmek için içinde gayreti, ideali olan varsa biz bakanlık olarak tarımsal üretim yapmak isteyenlere şunu diyoruz. Türkiye yüzyılı üretimin ve üreticinin yüz yılı olacak ve sizler üretmek isteyin biz yanınızdayız” ifadelerini kullandı.

“KASTAMONU'YA 687 MİLYON LİRALIK HİBE DESTEĞİ SAĞLANMIŞ”

Gıda Arz Güvenliği ile ilgili de konuşan Bakan Yumaklı; “Bir kere Türkiye olarak kendimizi rehavete kaptırmamak kaydıyla şöyle bir rahatlığımız var. Biz hamdolsun gıdayla ilgili bir sorun yaşamayız. Çünkü bizim Anadolu'nun bereketli toprağını karış karış alın teriyle işleyen üreticilerimiz var. İkincisi de üreticisini ve yetiştiricisini her daim gözeten, onların bir şeyler yapması için, onların üretebilmesi için gayret edende bir devletimiz var. Son 21 yıllık rakamlar üreticilerimize 845 milyar liralık tarımsal üretim desteği verildi. Kırsal kalkınmada 90 binin üzerinde proje desteklendi. Tarım arazilerinin satış ve miras yoluyla bölünmesi engellendi bir kurala bağlandı. Tarım dışına çıkartılan arazilerin oranı da hem azaltıldı hem de bu konuda son derece de katı kurallarımız var. Orman köylüsünün unutmadık. ORKÖY kapsamında Orman köylülerine yaklaşık 15 milyar liralık hibe desteği sağlandı. TARSİM var, diğer uygulamalar var. Daha niceleri. Peki Kastamonu'ya bütün bunlardan ne düştü? Kastamonu'ya yaklaşık 12 milyar liralık bu 21 yılda tarımsal destek verildi. IPARD kapsamında 489 proje yapılmış Kastamonu'da. 687 milyon liralık hibe desteği sağlanmış. 1.3 milyarın üzerinde yatırımında tamamlanmasına vesile olmuş. 2006 ile 2023 yıllarının arasında 621 kişi de TKDK'nın dışında Bakanlığın bir de ayrıca kırsal kalkınmayı desteklemeyle alakalı kırsal kalkınma yatırımlarını destekleme programı çerçevesinde de 621 kişi yüzde 50 destek almış ve toplam 58 milyon liralık hibeden faydalanmış. Yine yüzde 50 hibe oranı olan Ulusal Makina Ekipman desteği verilmiş. Uzman Eller Projesi kapsamında da 25 projeye destek sağlanmış. Yeter mi? Yetmez. Daha fazlası için çalışmamız gerekir. Yine söylüyorum. Bir daha söylüyorum. Üretmek isteyen için bakanlığımızın uhdesinde olan ya da yönetiminde olan destek mekanizmalarından mutlaka faydalanın. Bugün kendisini ziyarete gittiğimiz o kardeşimizin olduğu köyde muhtara da söyledim. Buradan da söyleyeyim. Devlet olarak o eski herkesin kafasında olan, hani ne diyelim? Devletin sert yüzü yok artık. Devlet vatandaşı için var. Bütün muhtarlar, bütün belediye başkanları bunları lütfen kendinize iş edin. Bizim il ilçe müdürlüklerindeki arkadaşlarımızı davet edin. TKDK koordinatörlerini davet edin. Ne yapabiliriz diye onlarla toplantılar yapın. Size anlatmalarını isteyin” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE'DE 776 BİN HEKTAR EKİLMEYEN, İŞLENMEYEN ARAZİ VAR”

Gıda milliyetçiliği konusunun çok daha artarak devam edeceğini ifade eden Bakan Yumaklı; “Bugün bir ülkenin sadece dünyanın bütün buğday stoklarının yarısını kendi stoklarında tuttuğunu söyleyebilirim. Bunu ticaret için yapmıyoruz. Bu nedenle bizim de aynı şekilde üretimimizi düşürmememiz, aksine artırmamız ve kaynaklarımızı en şekilde kullanmamız gerekir. Biz 5 Nisan'da kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmak adına Tarım Kanunu'nda bir değişiklik yaptık. Bunu da bu vesileyle sizlerle paylaşmak istiyorum. 5 Nisan'daki Resmi Gazete'de yayınlandı bu. İşlenmeyen arazilerin üretime kazandırılması. Türkiye'de 776 bin hektar ekilmeyen, işlenmeyen arazi var. Bunların işlenmesi, bunların üretime dahil edilmesi, ekonomiye katılması için bu kanundaki değişiklikte bir takım uygulamalar var. Örneğin 2 sene boyunca ekilmemiş herhangi bir arazi varsa devlet diyecek ki bunun mülkiyetiyle alakalı hiçbir tasarrufumuz yok. Mülkiyet senin kardeşim. Ama iki sene geçmiş. Ben bunu uydu görüntüleriyle kendi kontrol mekanizmalarımla tespit etmişim. Şimdi artık bunun üst kullanımını ben senden alıyorum. Ne yapıyorum? Örneğin Devrekani diyelim. Devrekani'de böyle bir tespit oldu. Devlet dedi ki, ey ahali, burada bir toprak var. Bunu kiralıyorum ben. Ne ekecek? Herhangi bir şekilde bir ekmeğiyle alakalı ya da üretimle alakalı bir şeyi olan varsa gelsin. Oranın rayiçinden az olmamak kaydıyla, orası kira verilecek. O kira mülkiyet sahiplerinin hesabına yatırılacak. Ne oldu? Boş duran yer üretime, ekonomiye kazandırılmış oldu. İkincisi tarımsal üretim yapılan bütün yerlerin kayıt altına alınması. Bizim memleketimizde çok. Sadece benim içinde olduğum bir tapu var. 56 kişi var tapuda. Yani ne birbirinden izin alabilirsin, ne orada üretim yapabilirsin? Mümkün değil. Yani çiftçi kayıt sistemine kaydetmek için o 56 kişiden işte ben eğer niyetliysem, 56 kişiden bir muvafakat alacağım, ondan sonra gideceğim. Hiç kimse uğraşmıyor. Ama şimdi biz ona bakmayacağız. Orada kim üretim onu tespit edeceğiz, ondan taahhütname alacağız, onu çiftçi kayıt sistemlerimize kaydedeceğiz ve böylece bu ülkede bütün bu altyapı olmaksızın yapılamayacağını düşündüğümüz ama artık bunun zeminini hazırladığımız tarımsal üretimin planlamasına geçeceğiz. Yani artık bu memlekette devletin makro bakışında nerede hangi ürün üretilmesi gerekiyorsa bunun yönlendirilmesi, bunun planlanması yapılmış olacak. Amacımız stratejik ürünlerde arz güvenliğini sağlamak ve fiyat dalgalanmasını önlemek. konuya bağlayayım. Bugün bunları yapan ülkeler bir tanesi dünyadaki hemen hemen tarımsal üretimin büyük çoğunluğunun stoklarına sahip. Yani eğer biz bunları yapmazsak yarın bir gün belki yakın gelecekte olmayabilir. Ama bizim çocuklarımız bu risk altında, bizim görevimizde, bizim vebalimizde onları engellemek” dedi.

“SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ÜRETİM İSTİYORUZ”

Suyun önemine de değinen Bakan Yumaklı; “ Su verimliliğiyle alakalı seferberlik başlatmıştık. Ama daha sonra maalesef ülkede bir deprem yaşadık. Biraz ara verdik ama yeniden bu uygulamaya başlayacağız. Amacımız da şu. Gerek tarımsal üretimde, gerek sanayi üretiminde, gerekse bireysel kullanımında kullanım suyun verimli şekilde kullanmasını sağlamak. Peki bunu yapmazsak ne olur? Bunu yapmazsak paranız olduğunda eğer nasıl ki satılmayan herhangi bir ürünü alamıyorsanız suyunuz olmadığında da buna dair üretimle ilgili hiçbir faaliyetiniz, hiçbir tahayyülünüz olamaz. Dolayısıyla suya göre tarım ki en fazla suyu tüketen kesim olması hasebiyle önemli. Sözleşmeli üretim, Türkiye'de uzun zamandır oturtulmaya çalışılan bir husus. Planlamayla beraber de sözleşmeli üretimi yaygınlaştırılmasını sağlayarak böylece 5 temel politikamızı hayata geçirmiş olacağız. Sürdürülebilir bir üretim istiyoruz. Bu üretimin verimli olmasını istiyoruz. Bu üretimden aldığımız ürünün kaliteli olmasını istiyoruz. Bütün bunların hepsinin kayıt altında olmasını istiyoruz. Ve tarımsal üretim alanına, sektöre yatırım yapmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“TARIMSAL ÜRETİMDE GENÇLERİMİZİN VE KADINLARIMIZIN YER ALMASINI İSTİYORUZ”

IPARD programları kapsamında bugüne dar 1 milyar Euro'dan fazla hibe ödemesi gerçekleştirildiğini söyleyen Bakan Yumaklı, “Yaklaşık 60 bin kişiye de istihdam sağlanmış oldu. Yüzde 99,3 gibi, bu fonun kullandırılma oranı var ki diğer aday ülkelerinin arasında da bu bir rekor. Aslında buradaki iştahı ve hakikaten amaçlandığında, sonuca ulaşılacağını da gösteriyor. Yaklaşık biraz önce söylediğim rakamlarla beraber 1 milyar Avro, IPARD II programının 13'üncü ve son çağrı ilanına çıkıldı. Bu programda da yine 700 milyon Euro'dan daha fazla bir hibe ödemesi gerçekleştirilmiş oldu. İnşallah önümüzdeki yılsonuna kadar da son çağrıların ödemelerini tamamlayacaklar. Ve ikinci programı da kapatacak arkadaşlarımız. 2030 kadar devam edecek olan IPARD III programı içinde işte hazırlıklarını arkadaşlar devam ettiriyorlar. Vatandaşlarımızdan gelen yoğun bir talep oldu. IPARD programının coğrafi kapsamının tüm ülkemizde genişletilmesiyle alakalı bu çalışmalar da başlatıldı, sürdürülüyor. Yeni programda yüzde 75'e varan hibe oranları ve destekleme alanları ki biraz önce yine arkadaşlar söylediler. Artık çok daha seçiciyiz. Üretimden hızlıca sonuç almak istiyoruz ve tarımsal üretimin içerisinde gençlerimizin ve kadınlarımızın daha fazla yer almasını istiyoruz. Elbette tarım ve çevre konularında da yine organik tarım gibi konularda IPARD kapsamına alınmış olacak. Yem bitkileri, yumurtanın işlenmesi yani çok farklı ama eksikliğini duyduğumuz hususlarda da desteklemeler devam edecek. Bu programı Tarım Reformu Genel Müdürlüğümüz yürütüyor. Ve aynı zamanda da Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu'muz koordinasyonunda. Bu üçüncü programında başarılı olmasını diliyorum şimdiden. Ve o çağrımı yeniliyorum herhangi bir şekilde üretimle ilgili fikri, tahayyülü, hayali olanlar mutlaka bizim il koordinatörlüklerine, tarımsal kalkınmanın ya da bakanlığımızın tarım il müdürlüklerine başvursunlar. Onlardan bilgi alsınlar halihazırda herhangi bir üretim yapan kardeşiniz varsa takıldığı tökezlediği ya da merak ettiği hususlarda da yine bu söylediğim çerçevede ilgili arkadaşlara başvursunlar” dedi.

Özel Haber

Bakmadan Geçme