Bakan Tunç'tan Kastamonu Valiliği'ne ziyaret
Tosya Adalet Sarayı'nın açılışı için Kastamonu'ya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kastamonu Valiliği'ni ziyaret etti.
Valilik makamındaki ziyarette açıklamalarda bulunan Bakan Tunç; “Bugün Kastamonu'muzdayız. Sabahtan Tosya ilçemizdeydik. Tosya'da yapımı tamamlanan Tosya Adalet Sarayı'nın açılışını gerçekleştirdik. Tosyalı hemşehrilerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Tosya'ya yakışan mimaride, yöresel mimariyi de taşıyan renklere sahip önemli bir yatırım oldu Tosya için. İnşallah içerisinde de vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden en etkin, en adil bir şekilde, hızlı bir şekilde yararlanmak nasip olur. Ve orada çalışan adliye personelimize, hakim savcılarımıza, avukatlarımıza, tüm Tosyalı hemşehrilerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Oradan Kastamonu'muza intikal ettik. Sayın Valimizle birlikte milletvekillerimiz, ilimiz yöneticileriyle beraber Kastamonu'da gerçekleştirilen önemli yatırımlar var. Bunları yeniden değerlendirme fırsatı bulduk. Hem bakanlığımıza ait yatırımlar, bitmiş yatırımlar var. Tabii daha önceki hükümetlerimiz döneminde Kastamonu Adliyemiz 2010 yılında tamamlanmıştı. Taşköprü Adliyemiz 2015'te, İnebolu Adliyemiz 2019 ve bugün de açılışını yaptığımız Tosya Adliyemiz tamamlanarak hizmete girdi. Adalet binalarımızla ilgili olarak önemli bir sıkıntımız yok Kastamonu'muzda. Diğer yatırımlarda zaten hız kesmeden devam ediyor. Bugüne kadar Kastamonu'muz hükümetlerimiz döneminde, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 40 milyara aşkın tabii bu güncel rakamlar değil, güncellendiğinde daha yüksek bir rakam çıkabilir. 40 milyarı aşkın yatırım kazandı. Şu anda devam eden 40 milyar civarında yeni yatırım var, projeler var. Bunlar da hızlı bir şekilde devam ediyor. Benim ortaokul ve lise hayatım Kastamonu'da geçti. Kastamonu Göl Öğretmen Lisesi mezunuyum. Burada çok dostlarımız var, arkadaşlarımız var, öğretmenlerimiz var. Tabii Nasrullah Camii'nden buraya kadar yürürken onlarla da karşılaşmanın mutluluğunu, bahtiyarlığını yaşadık. Gerçekten Kastamonu tarih kenti, turizm kenti, kültür kenti Kastamonu, kadim bir şehir. O nedenle ülkemizin çok önemli bir değeri Kastamonu'muz. Hükümetimiz de Kastamonu'ya, Cumhurbaşkanımız Kastamonu'muza çok önem veriyor. Özellikle sizlere de selamları var. Son seçimlerde Kastamonu'muz çok yüksek oranda cumhurbaşkanımıza destek verdi. Buradan şükranlarımızı ifade ediyoruz. İnşallah o desteğe layık olabilmek için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. Ben hepinize çok çok teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun” dedi.
“BAĞIMSIZ YARGI KARARINI VERMİŞTİR”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Yargıtay'ın Gezi Davası ile ilgili ifadelerine değinen Bakan Tunç; “Ana muhalefet partisi genel başkanının Gezi Davasıyla ilgili davaya utanç verici şeklindeki nitelendirmesi bir kere onun açısından utanç verici. Gezi Davası biliyorsunuz 2013 yılında Türkiye'nin en parlak döneminde enflasyonun yüzde 5'e düştüğü faizlerin yüzde 5'e düştüğü, dünya projelerinin artık ihalelerinin, açılışlarının gerçekleştiği, dünyanın en büyük havalimanının temelinin atıldığı bir dönemde, IMF'yle defteri kapattığımız nükleer santral ihalesini gerçekleştirdiğimiz, enerjide ve ekonomide bağımsızlığımızı ilan ettiğimiz o parlak dönemde sokakları ateşe vermek isteyen, Türkiye'nin bu kutlu yürüyüşünü durdurmak isteyen bir kesim, Taksim'deki iki ağacı bahane ederek maksat o iki ağaç değildi. Kendileri de bunu zaten ifade ettiler. Ve İstanbul'u ateşe vermeye çalıştılar ve İstanbul'daki yaktıkları ateşin bütün Türkiye'yi yakacağını zannettiler. Ama bunu başaramadılar. Sokakları ateşe verdiler, dükkanları, kamu binalarını, kamu araçlarını, basın araçlarını hep beraber o günleri hatırlayalım. O Atatürk Kültür Merkezi'nde teröristlerin, terörist başlarının posterlerinin asıldığı o dönemi hatırlayalım. Bir kaos oluşturmak ve hükümete karşı bir ayaklanma girişimiydi ve orada insanlar öldü. Polislerimiz şehit oldu. Dolayısıyla onlarca insanın vefat ettiği, şehit olduğu, kamu araçlarının özel araçların, vatandaşlarımızın malına zarar verildiği, canına ve malına zarar verildiği bu olayları bir direniş olarak, bunu bir sempatik bir gösteri gibi göstermek hiçbir hukuk devletinde kabul edilemez. Bu şiddet olaylarıdır. Demokratik hukuk devleti şiddete müsaade etmez. Hukukta şiddetin yeri yoktur. Şiddet yaşam hakkının düşmanıdır. Dolayısıyla ne oldu? Hukuk devleti buna el koydu. Yargılama süreçleri ilk derece İstinaf ardından Yargıtay sürecinde de Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi karar verdi. Tabii Yargıtay'ın bu kararında beraat edenler var. Cezası onananlar var. Bakıyoruz ‘Beraat edenlerle ilgili memnuniyetimizi belirtiyoruz' diyorlar aynı kişiler, aynı siyasetçiler. Mahkumiyet alanlar için de ‘Kınıyoruz' diyorlar. Yani böyle bir çifte standart olabilir mi? O da mahkeme kararı aynı mahkemenin verdiği karar. Dolayısıyla burada yargı bağımsız. Anayasamızın 9'uncu maddesi açık. Herkes okusun. ‘Yargı yetkisi tarafsız mahkemelerce, bağımsız mahkemelerce kullanılır' diyor. Anayasamızın 138'inci maddesi açık. Hiçbir organ, merci ya da kişi mahkemelere talimat veremez. Mahkemelerin kararını eleştirebilir ama mahkemelere emir ve talimat verir şekilde onları bu şekilde talimatla karar veriyor şeklinde yaftalayamaz, karalayamaz. Bağımsız yargı kararını vermiştir. Zaten süreç içerisinde tüm deliller değerlendirilmiştir ve bu karara varılmıştır. Yargı kararına saygı duymak gerekir. Ki o beyanlar özellikle Gezi Direnişi'nin suç olmadığını söylemek, ona karar vermek Sayın Kılıçdaroğlu'nun görevi değil. Onun suç olup olmadığına karar verecek olan, Türk Milleti adına karar verecek olan bağımsız yargıdır ve bağımsız yargıda karar vermiştir. Yargının vermiş olduğu bu karara talimatla Gezi Direnişi'ni suç yaptılar şeklindeki nitelendirmede bulunmak bir ana muhalefet partisi genel başkanına yakışmaz. Yargı kararlarını eleştirelim ama saygı duyalım” şeklinde konuştu.