'Arıyı geçim kaynağı olarak değil hobi olarak görüyoruz'

ARI YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ BAŞKANI AHMET ERDEN: Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ahmet Erden, 25 Mayıs'ta Kastamonu'da yapılacak olan 7'nci Dünya Arıcılar Günü hakkında bilgi verdi. 6 yıl önce arıları eşikten beşiğe kadar herkese sevdirmek, anlatmak, eğitim vermek için Mayısın son haftasını Dünya Arıcılar Günü olarak kutladıkları dile getiren Erden ' Dünya Arıcılar Günü'nün 7'ncisi Kastamonu'da kutlanacak....

ARI YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ BAŞKANI AHMET ERDEN: Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ahmet Erden, 25 Mayıs'ta Kastamonu'da yapılacak olan 7'nci Dünya Arıcılar Günü hakkında bilgi verdi. 6 yıl önce arıları eşikten beşiğe kadar herkese sevdirmek, anlatmak, eğitim vermek için Mayısın son haftasını Dünya Arıcılar Günü olarak kutladıkları dile getiren Erden; ' Dünya Arıcılar Günü'nün 7'ncisi Kastamonu'da kutlanacak. Buradaki amacımız herkes tarafından sadece balı için bilinen ve baldan daha önemli ürünlerin de arı sayesinde kazanıldığını anlatmak, balın dışındaki arı ürünlerini de sevdirmek. Programımızda öğle saatine kadar bilim adamlarının arılar hakkında edindiği özet bilgileri dinleyeceğiz. Öğleden sonra da ilkokul çağındaki çocuklar için tiyatro gösterisi yaparak arı, arı ürünleri ve doğayı sevdireceğiz.' dedi. 'TOZLAŞMA BİR MİLLİ SERVETTİR' Balın dışındaki arı ürünlerin en önemlilerinden olan tozlaşma hakkında bilgi veren Ahmet Erden, şunları ifade etti: 'Tozlaşma bir milli servettir. Yeryüzünde bitkilerdeki tozlaşmanın yüzde 90'ını bal arısı yapmaktadır. Einstein 'Arılar yok olursa insanlıkta 4 yıl içerisinde yok olur' demiştir. Bunun altında yatan gerçek şu ki, arılar çiçekten çiçeğe bal almak için dolaşırken kimsenin göremediği tozlaşmanın yüzde 90'ını gerçekleştiriyor. Tozlaşma olmadığı zaman meyve olmaz, meyvelerin tadı olmaz, hatta üretimde tohumların yetiştirilmesi imkansız hale gelir. Çünkü bütün bunlar tozlaşmayla olur. Avrupa'da ve Amerika'da meyve bahçeleri sahipleri arıcılardan arılarını bahçelerine koymalarını istiyorlar ve bunun için para veriyorlar. Sebebi de arıların bahçelerindeki tozlaşmayı en kısa zamanda tamamlamalarını istemeleridir. Biz de bunu yayınlaştıracağız.' 'BAL SADECE ARI ÜRÜNLERİNDEN BİRİDİR' Diğer arı ürünlerinden biri olan propolis ve arı sütünün kanser tedavisinde kullanıldığını ifade eden Erden; 'Bunlarda son günlerde çağımızın hastalığı olan kanserin tedavisinde kullanılan ürünlerdir. Arı sütünü 6 ila 12 günlük doğmuş arılar üretir. 12 gün sonra bu üretim biter. Ana arının besin kaynağı arı sütüdür. Kovanın ana arısı olmadığı zaman 6 ila 12 günlük arıların çoğu fazla miktarda arı sütü üretir. Arıcıların arı sütünün nasıl ve hangi safhada alınabileceğini bilmesi lazım. Arı sütü her arıdan alınmaz. Kastamonu'da daha önce 4 yerde arı sütü üretimi yapılıyordu. Şu an ise amatör olarak bu işi yapan üyelerimiz var. Arı sütünün kilogramı 15-20 bin liradır. Dinimizde arıdan ve baldan bahsediliyor. Kısacası balın sadece arı ürünlerinden biri olduğunu anlatmaya çalışıyoruz' şeklinde konuştu. 'POLİNASYONU ÖNE ÇEKECEĞİZ' 7'nci Dünya Arıcılar Günü'nde arıcılar olarak baldan, arı sütünden, propolisten daha fazla gelir getiren polinasyonu öne çekeceklerini vurgulayan Erden; 'Böylece hem arıcı kazanacak, hem yeryüzündeki bitkiler kazanacak, hem de bu ürünlere ihtiyacı olan tüketiciler kazanacak. Arı zehri de romatizmal ağrıların tedavisinde kullanılıyor. Bunları anlatacağız' diye konuştu. 'PETEKLİ BAL YEMEMEKLE BAL MUMUNUN YÜZDE 50'SİNİ TASARRUF EDECEĞİZ' Bal mumunun geçtiğimiz yıllarda ithal edildiğini,  oysa ki üretmesi çok basit bir ürün olduğunu dile getiren Erden, şunları kaydetti: 'Bal mumu konusunda 1-0 önde başlamayı düşünüyoruz. Petekli bal yememekle bal mumunun yüzde 50'sini tasarruf edeceğiz. Petekli bal mumunun damak zevki dışında insana bir yararı yok. Hatta çocukların bağırsaklarında sorun yaratabiliyor. Petekli balın vücuda bir yararı olmadığı gibi sindirim yoluyla vücuttan atılıyor. Eğer süzme bal yersek bal mumundan tasarruf etmiş oluruz. İthal edilen mumlara da para vermemiş oluruz.' 'ÖNCELİK DAHA ÇOK KURSA KATILANLARA TANINIYOR' Çiftçi eğitimlerine ağırlık verdiklerini belirten Ahmet Erden, sahte bal konusunda tüketicilerin laboratuvarlardan daha ziyade bal aldığı üreticilere, marketlere güvenmesini istedi. Düzenledikleri arıcılık kursları hakkında bilgi veren Erden; 'Her alanda olduğu gibi arıcılıkta da yenilikler meydana geliyor. Bizler bu konudaki bilgileri bu kurslarda üreticilerimize elimizden geldiği kadar aktarmaya çalışıyoruz. Bu kursları vererek kurs belgesi olmayan kişilere belge düzenlenip veriliyor. Son yıllarda devletin çıkardığı hibe destekleri verilirken yetiştiricilerin bu kurslardan yararlanıp yararlanmadığı inceleniyor. Öncelik daha çok kursa katılanlara tanınıyor. Kurslarda bal dışındaki arı ürünlerini anlatıyoruz. Mevsim iyi gitmediğinde arılarını başka bölgelere götüren yetiştiricilere nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlatıyoruz' dedi. 'YETİŞTİRİCİLER ARICILIĞIN PEŞİNDEN GİTMİYOR' Seyyar arıcılıkta bölge değiştirmenin çok önemli olduğunu ve Kastamonu'da bunun yapılmadığını söyleyen Erden, sözlerini şu şekilde sürdürdü: 'Çünkü biz arıyı geçim kaynağı olarak değil hobi olarak görüyoruz.  İlimizde tarım iş kolları ağırlıklı yapılıyor. Yetiştiriciler biz arıcılığın peşinden gittiğimizde bu iş kollarından feragat etmiş olacağız diye düşünüyor. Bu nedenle maalesef başka bir bölgeye, başka bir ile giderek seyyar arıcılık yapılmıyor. Başka illere giderek seyyar arıcılık yapan üreticilerin sayısı 5'i geçmiyor. Bu üreticilerde gittikleri Akdeniz bölgesinden fire vermemek için 2 ay sonra geri dönerler.' 'KALİTEYİ BOZMADAN BAL MİKTARINI ARTTIRMAMIZIN TEK YOLU SEYYAR ARICILIK VE BİLGİ' Kastamonu'nun Türkiye genelinde endemik bitki zenginliği açısından öne çıkan illerden olduğunu dile getiren Ahmet Erden; 'İlimizde endemik bitki yoğunluğu olduğu için ballarımız çok kaliteli. Kaliteyi bozmadan bal miktarını arttırmamızın tek yolu seyyar arıcılık ve bilgi.  10 arılı zayıf bir kovandan iyidir 1 arılı güçlü bir kovan. Ben eğitimlerde üyelerimize hep bunu anlatıyorum. 1 güçlü arı bal verirken 10 zayıf arı anca kendini besler. Arıları güçlendirmenin yolu teknik arıcılıktır. Kurslarda bu konuda da bilgi veriyoruz. Kurslarımız sayesinde arıcılıkta verim artıyor. Geçtiğimiz iki yıl Arıcılar Birliği olarak Doğanyurt'ta arıcılık kursu verdik. Bizim kurs verdiğimizi öğrenen Orman Bölge Müdürlüğü Orköy adı atında yetiştiricilerin hepsine 30 tane arı dağıttı. Doğanyurt'un balının kilogramı 100 ila 120 liradan satılıyor' dedi. 'SADECE ARICILIKLA UĞRAŞAN ÇOK AZ KİŞİ VAR' Kastamonu'da arıcılığın gelişmesi için geçim kaynağı olarak görülmesinin şart olduğunu vurgulayan Erden, ilimizde arıcılığın sadece Doğanyut ve Cide'de geçim kaynağı olarak görüldüğünü belirtirken; 'Diğer sahil ilçelerinde bu şekilde görülmüyor. Ben 800 üyemizi gezdim. Sadece arıcılıkla uğraşan çok az kişi var' şeklinde konuştu. 'PROJE ARICILARI DA KAPSARSA DAHA GENÇ DİNAMİK İNSANLAR ARICILIK SEKTÖRÜNE GİRER' Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun tüm gençleri köylerine döndürmek için bir proje hazırladığını ifade eden Ahmet Erden, bu projenin arıcıları da kapsamasını istedi. Kastamonu'da arıcılığın gelişmesi için bu projeye çok güvendiğini ifade eden Erden; 'Bu proje arıcılar üzerinde de uygulanacaksa eğer bizim üyelerimizin yüzde 50'si köye döner. Kastamonu bu şekilde arıcılıktan ve bal sektöründen ekmek yer ve arıcılıktan para kazanır. Bu proje arıcıları da kapsarsa daha genç dinamik insanların bu sektöre gireceğine inanıyorum. Bizim üyelerimizin hepsinin yaş ortalaması yüksek. Köylere hep emekliler geliyor ve bu işle uğraşmaya çalışıyor. Büyükşehirlerde hamallık yaparak geçimlerini sağlayan gençlerimiz var. Bu proje sayesinde sıla hasreti çekmeden köylerinde arıcılık yapabilirler' değerlendirmesinde bulundu. '33 ARICI TRAKTÖR ALDI' Kastamonu'da TKDK tarafından 2011 yılından bu tarafa bir proje başlatıldığını söyleyen Ahmet Erden; 'İlk projeyi veren Kastamonu Arı Yetiştiricileri Birliği'dir. Biz diğer illerdeki örnek dosyaları getirip 2 tane danışman çalıştırarak kendi imkanlarımızla proje ürettik. İlk projeyi teslim eden bizim Küre'den bir üyemizdir. 33 arıcı bu desteklerden traktör aldı' dedi. 'FUARDA SADECE KASTAMONU VARDI' Geçtiğimiz aylarda İstanbul'da düzenlenen Bal ve Arı Ürünleri Fuarı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Ahmet Erden; 'İstanbul'da ki fuarda diğer illere göre çok daha öndeydik. Geçtiğimiz yıl sezon balımız olmadı. Tüm üreticilerimizden daha önce topladığımız bal ile oraya gittik. Kastamonu'yu çok iyi bir şekilde temsil ettiğimizi düşünüyorum. Orada tüm üreticilerin 1 kilogram da olsa balı vardı. Kestane balı denildiği zaman Kastamonu akla gelir. Halk arasında deli balı diye tabir edilen orman gülü balı denildiğinde Kastamonu akla gelir. Bir de Trabzon, Artvin, Ordu'nun bazı ilçeleri, Bartın, Zonguldak akla gelir. Fakat fuarda sadece Kastamonu vardı' diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bakmadan Geçme