AK Partili Tunç'tan Kastamonu değerlendirmesi
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, AK Parti Kastamonu İl Başkanlığı'nın düzenlediği programda değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti Kastamonu İl Başkanlığı tarafından AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç katılımıyla Canoğlu'nda basın toplantısı düzenlendi.
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, toplantıda olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek; “Kastamonu kadim şehir, Kastamonu benim ikinci memleketim diyebilirim. Ben ortaokul ve liseyi yatılı olarak Kastamonu'da okudum. Kastamonu Göl Öğretmen Lisesi mezunuyum. Gençliğimizin, çocukluğumuzun önemli bir kısmını burada geçirdik. O nedenle liseyi bitirdikten sonra İstanbul'a gittiğimde de hep Kastamonu gözümün önünde rüyalarımda oldu hep. Kastamonu'ya gelip gitmede çok büyük bir değişimi, Kastamonu'nun güzelleştiğini gördük. Kastamonu'nun insanları gerek İstanbul'da yaşayanlar gerek memleketlerinde yaşayanlar, Batı Karadeniz olarak şöyle baktığımız zaman gerçekten olgun, sakin, mutedil yapıcı gönüldaş insanlar. İnşallah milletvekili adaylarımızla ve il başkanımızla Tosya'ya gideceğiz. Tosyalı hemşerilerimizle orada buluşmalar gerçekleştireceğiz. 14 Mayıs seçimlerinin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum."
"HAKKI KÖYLÜ ABİMİZ BENİM HOCAM"
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç şöyle sürdürdü: "Üç milletvekilimizin de Kastamonu'ya çok büyük hizmetler edeceğini şimdiden yürekten inanıyorum ve başarılar diliyorum. Önceki dönem milletvekillerimiz bizim Hakkı Köylü abimiz benim hocam diyebilirim. 2007'de genç bir milletvekiliyken Hakkı Köylü bizim Adalet Komisyonu Başkan Vekilimizdi. Ben de Adalet Komisyonu üyesiydim. Çok şey öğrendik ondan yani kanun çalışmaları biliyorsunuz Adalet Komisyonu çok aktif. Meclisin en yoğun çalışan komisyonudur. Çok şey öğrendik kendisinden. Üyelikten sözcülüğe, sözcülükten başkan vekilliğine sonunda başkanlığı bize bıraktı. Ben Adalet Komisyonu Başkanlığını Hakkı Köylü abimizden devralmıştım, Kastamonu'ya da çok büyük hizmetleri geçti. Metin Çelik kardeşimiz önceki il başkanımız aynı zamanda, bizim Bartın bölgede de koordinatörlüğümüzü yapmıştı. Mecliste de gerçekten çok büyük hizmetleri oldu. Anayasa Komisyonu'ndaki çalışmaları hukukçu kişiliği gerçekten mecliste bir kalite olarak biz tanıyoruz kendisini. Kastamonu'ya da çok büyük hizmetleri oldu. O nedenle Metin kardeşimize de çok teşekkür ediyoruz. İşte birlik, beraberlik havası, yani adaylarımız, önceki milletvekillerimiz, mevcut vekillerimiz hep beraber, hep birlikte çalışmayı sürdürüyoruz. Yine önceki dönemlerde milletvekilliği yapan abilerimiz var. Onların da Kastamonu'ya önemli hizmetleri oldu. Onlara da teşekkür ediyoruz."
"KASTAMONU ÇOK DAHA GÜÇLÜ TEMSİL EDİLECEK"
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç: "İnşallah yeni dönemde 14 Mayıs sonrası Kastamonu, Ankara'da çok daha güçlü bir şekilde temsil edilecek. Buna yürekten inanıyoruz. Önemli bir seçimdeyiz. Bunun önemini sadece biz söylemiyoruz. Bunu dünya gazeteleri de artık yazıyor. Dünya basını 2023'ünc en önemli olaylarından biri, hatta en önemli olayı Türkiye'de yapılacak seçimler diyor. Bütün dünyanın gözü Türkiye'de. Dost düşman 14 Mayıs'taki sonuca bakıyor. Yani o sonuca göre sevinecekler var, üzülecekler var. Özellikle bu seçimde milletimiz çok önemli bir karar verecek 21 yıldan bu yana devam eden bir AK Parti iktidarı var ve 21 yılda da Türkiye'yi nereden nereye getirdiği ortada. Yani bu icraatları inkar etmek, görmezden gelmek bir kere mümkün değil. Yani eğer çok kasıtlıysanız, karalarsınız ama bu hizmetleri gördüğü için de milletimiz yapılan 14 seçimde takdirini hep Recep Tayyip Erdoğan'dan, AK Parti'den yana kullandı ve inşallah 14 Mayıs'ta da bu 21 yıllık kazanımın üzerine ‘Daha fazlasını istiyoruz' diyecek ve yeniden bu yirmi bir yılda attığımız doğru adımların devamını sağlayacak inşallah. Bundan şüphemiz yok."
“KASTAMONU'YA KIRK MİLYARI AŞAN BİR YATIRIM GERÇEKLEŞTİ”
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç: "Türkiye'nin fiziki kalkınma yolunda çok önemli mesafeler aldığını belirten Tunç; “Hangi alanı alırsanız alın ister eğitim, ister sağlık, ister sosyal politikalar, dünyanın büyük projelerine ülkemiz sahne oldu. Enerji projelerinde şimdi Filyos, doğal gaz keşfi. Birileri hala görmezden geliyor, üzülüyor orada gaz keşfini inkar etmeye çalışan bir muhalefet anlayışı var. Zaten keşif yapıldığında da hep inanmak istemediler. ‘Millete gaz veriyor yine' dediler. ‘Seçimden seçime petrol buluyorsunuz' dediler ama şimdi oradaki o keşif ve sonrasında 3 yıl içerisinde yapılan müthiş çalışma neticesinde millete önemli bir kaynak, milletin refahını artıracak önemli bir iş ortaya çıkmış oldu. Şimdi nükleer santral devreye girdiğinde, elektrik enerjisinin yüzde 15'ni orası karşıladığında… Keşke bu projeler çok daha önce belki 50 yıl önce adım atılsaydı, şu andaki refah seviyesi milletimizin çok daha yüksek olacaktı. Her alanda büyük işlere imza atıldı. Kastamonu'da bulunan nasibini alan bir vilayetimiz. İçinde yaşanılırken belki görülemiyor ama arada bir Kastamonu'ya gelenler o değişimi fark ediyordur. İlçeleriyle, köyleriyle kırk milyarı aşan herhalde bir yatırım gerçekleşti Kastamonu'ya. Bu 41 milyar aslında güncellenmiş bir rakam değil, yani şu anda bunu güncelleseniz çok daha yüksek. Çünkü bir baraj yapıyorsunuz, milyarlar tutuyor. Bir tünel açıyorsunuz, milyar tutuyor. Dolayısıyla biz 41 milyar diyoruz ama bu şu andaki güncel rakamlara tutulsa, o yollar çevre yolları vesaire ilçelere yapılan yatırımlar çok daha yüksektir. Bütün vilayetlerimiz bu kalkınma hamlesinden nasibini aldı."
"ÇOK ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLERİ HAYATA GEÇİRDİK"
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç: "Sadece fiziki kalkınma anlamında değil, diğer özgürlükler anlamında, demokrasi anlamında, reformlar anlamında işte birçoğunu bu reformların adalet komisyonunda Hakkı ağabeyle beraber gerçekleştirdiğimiz mevzuat düzenlemeleri oldu. Yani aslında biz darbe anayasasıyla yönetiliyoruz ama darbe anayasasının aslında kabı ve zihniyeti belki ruhu devam ediyor ama içerisinde darbeci zihniyeti temsil eden çok önemli değişiklikleri biz hayata geçirdik. Yargı birliğinin sağlanması, askeri yargının kaldırılması, darbecilere yargı yolu açılması, anayasa mahkemesine bireysel başvuru, kişisel verilerin korunması gibi çocuk hakları, kadın hakları, tüm bunlar bizim dönemimizde anayasamıza yer alan ve reformcu bir parti olduğumuzu gösteren düzenlemeler ve değişiklikler. Özgürlükler anlamında, düşünce, ifade özgürlüğü, birileri diyor ‘Türkiye'de özgürlük yok' biz düşünce özgürlüğünün önündeki engelleri hep kaldıran partiyiz. Türkiye'de bir kere kılık kıyafet özgürlüğü diye bir şey yoktu. Kadınların kıyafetine karışılırdı. Tüm bunları Türkiye aştı. Artık geride bıraktık bunları. Dolayısıyla demokratikleşme anlamında da standardı yükselttik. En büyük reformumuz da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş oldu. Bu geçiş de durup dururken olmadı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş zorunlu hale geldi. Çünkü eski sistemin krizleri bizi buraya getirdi. Parlamenter sistemin en son yaşattığı kriz neydi bize? Cumhurbaşkanını 2007'de halkı meclise seçtirmediler."
"İSTİKRARI GÖRDÜK"
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç: "O da yine bir parlamenter sistem kriziydi. Halk seçecek, millet referandumda bu yetkiyi üzerine aldı. ‘Halk seçsin' dendi ve Cumhurbaşkanı'nı halk seçtikten sonra artık yönetim sistemi cumhurbaşkanlığı sistemine yani başkanlık sistemine zorunlu olarak bir geçiş sağlanmış oldu ve milletimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk uygulamasını işte bu geçtiğimiz 5 yıl içerisinde gördü. Bu 5 yılda bir istikrarı gördük. Seçimsiz bir 5 yıl geçti. Parlamento ilk kez 6 yasama yılına ulaştı. Yani demokrasi tarihimizde ilk kez 6'ıncı yasama yılına kadar uzadı. Şimdi karşımızda bir ittifak var. Bu ittifakın en önemli vaadi, belki tek vaadi de diyebiliriz. Parlamenter sisteme geri dönmek. Güçlendirilmiş diyorlar, okuduğumuz zaman eski sistemden daha kötü bir sistemi vaat ettiklerini de görüyoruz. Parlamenter sistemin krizlerini yaşayan milletimiz bunu bir kere kabul etmez. Parlamenter sistem deyince akla ilk akla koalisyonlar gelir. Zaten bu koalisyonların nasıl olduğunu da altılı koalisyon yedili masa. Bunu gösterdi. Yani kendi aralarındaki daha seçim öncesi ittifak kurmak isterken anlaşamamaları masadan kalkmaları, masanın altında birilerini saklamaları, şu anda hala devam ediyor içlerindeki tartışmalar. Seçim öncesi milletimize eskiyi gösterdiler aslında. Dolayısıyla parlamenter sistem koalisyonlar demek, bir buçuk yılda seçim demek, bir buçuk yılda seçimin yapıldığı bir ülkede yatırımların hızlanması mümkün değil Yani bakanlar değişir, hükümetler değişir. Öncelikler değişir, başlayan bir yatırım durur, yarım kalır. Dolayısıyla bu kayıp yılları tek başına iktidarlar hariç Menderes, Demirel'in bir dönemi, Özal'ın bir dönemi hariç ve AK Parti'yle 21 yıllık dönem hariç diğer dönemler hep kayıp yıllar olarak geçti demokrasi tarihimizde ve o siyasi krizler, ekonomik krizlere dönüştü. Ekonomik krizler milleti fakirleştirdi, yatırımların durmasına neden oldu ve bu ortam vesayetçi anlayışı güçlendirdi. O vesayetçi anlayış, darbeci zihniyet askeriyede, bürokraside kendine yer buldu. Siyasetin zayıflamasına neden oldu ve siyaset kurumu zayıflayınca on yılda bir darbe, on yılda bir muhtırayla demokrasimizin önü hep kesildi. Parlamenter sistem budur, demokrasiyi zayıflatan bir sistemdir. Dolayısıyla halkın doğrudan doğruya yönetime katılması değildir parlamenter sistem. Halk cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle direkt yürütmeyi 14 Mayıs akşamı belirleyecek. Koalisyon vesaire krizi yok. Yasamayı da diğer sandıkta belirleyecek. Yasama, yürütme kuvvetler ayrılığının tam şekliyle uygulandığı bir sistem. ‘Denge denetim mekanizması yok' diyorlar. Bunlar doğru değil, bütün denge denetim sistemleri, parlamenter sisteminden daha fazla. Belli bir çoğunlukla elbette ki soruşturma komisyonu kurulabilir. Bu önceki sistemde de aynıydı. Yani fark etmiyor ki. Orada da belli bir çoğunluk vardı. Yine anayasa değişikliğiyle ilgili de nitelikli çoğunluk da gene aynı çoğunluk. Dolayısıyla meclisin denetim yetkisi devam ediyor. Yargının denetim yetkisi devam ediyor. Önceki sistemde Cumhurbaşkanı sorumsuzken hiçbir işlemi yargı denetimine açık değilken, şimdiki Cumhurbaşkanı yargı denetimine açık. Her işlemi yargıya götürülebilen bir sistem. Dolayısıyla daha demokratik, demokratik hukuk devletini daha da güçlendiren bir yönetim şekli ve en önemlisi de hızlı karar alan, hızlı uygulayan… Pandemi dönemi 2 yıl evlerde kapalı kaldık. Hızlı karar alındı, hızlı uygulandı. Sosyal destekler hızlı alındı. Sağlık sistemiyle ilgili, tasarruflar hızlı bir şekilde yapıldı, şimdi deprem felaketiyle karşı karşıyayız. Seçim döneminin atmosferinde biz orayı unutmuyoruz. Cumhurbaşkanımız 2 günde bir oraya gidiyor. Yaraları sarıyoruz, ‘Şehirleri bir yıl içerisinde ayağa kaldıracağız' diyoruz. Bu güçlü yönetimin getirdiği avantajlar. Yine dış politikadaki durum, yani parlamenter sistemde dış politikayla ilgili içerideki zayıflık dışa da yansıyordu. Çünkü içeride güçlüyseniz dışarıda sesiniz daha gür çıkabiliyor. Dolayısıyla güçlü hükümet, güçlü demokrasi, hukuk devleti özellikle bizim öncelediğimiz hususlar."
“MİLLET İTTİFAKI DENİYOR AMA ADI SADECE MİLLET İTTİFAKI”
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç: “Millet İttifakı deniyor ama adı sadece Millet İttifakı. İçerisinde maalesef terörün siyasi uzantısıyla iş birliği yapan bir ittifak ve bundan da çekinmiyorlar. Kandil'den destek açıklamaları yapılıyor. Pennsylvania'dan biletler alınmış ‘15 Mayıs'ta geliyoruz' diyorlar. Tüm bunlara karşı bir tepki açıklaması duyuyor musunuz? Duymuyoruz, hiç Kandil'den rahatsız olmuyorlar. Hatta bilakis ‘Selahattin Demirtaş'ı serbest bırakacağız' diyor, ‘Kavala'yı serbest bırakacağız' diyor. Yargının terör nedeniyle mahkum ettiği terör suçlularını özgürlük vaat ediyorlar. Böyle bir durumda milletimiz bu ittifaka güvenir mi, bu ittifaka milletimiz cevabını 14 Mayıs'ta verecek. Özellikle Kastamonu, buralar da çok şehit verdik. Yani dolayısıyla şehitlerimizin kemiklerini sızlatan bir propaganda maalesef şu anda yapılıyor. Dolayısıyla 14 Mayıs'ta milletimiz öyle bir cevap verecek ki hiç kimse tahmin edemeyecek. Şu anda anket şirketlerini bile yanıltacak bir tablo ortaya çıkacak, biz bunu görüyoruz. AK Parti'nin şu seçimlerdeki sloganı ‘Doğru zaman, doğru adam' gerçekten tam doğru bir zamandayız. Yani etrafımızda savaşlar var. Rusya, Ukrayna savaşı devam ediyor. Bir taraftan Rusya, Ukrayna savaşı çıktığında taraf tutalım diyen bir ittifak var karşımızda. Bir taraftan da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan dengeli politikayla ülkemizin menfaatlerini koruyalım diyor. Şimdi hangisi doğru, birisi taraf tutalım savaşın içerisine dahil olalım adeta diyen bir politika. Yanlış olduğu da ortaya çıktı. Doğru politika hangisiydi? Dengeli, arabulucu ve Birleşmiş Milletler'in de takdirini kazanan tahıl krizini esir takasını çözen güçlü bir ülke ve lider konumu tescillenmiş oldu. Yıllarca biz terörle mücadele ederken hemen güneyimizde Suriye'deki iç karışıklıktan istifade ederek bir terör devleti kurulması çabalarına başladı küresel güçler. Orada bir PKK devleti kurulduğunu gördüğümüzde ne yaptık, Hemen Suriye'ye müdahale ettik. 30 kilometre derinlikte askerimiz orada. Suriye'de ne işimiz var diyen kimdi? Kılıçdaroğlu, ‘YPG bize mi saldıracak.?' diyen bunlardı. Biz onların dediğini yapsaydık, gitmeseydik Suriye'ye, işte hep beraber mecliste asker gönderme tezkeresine ‘evet' demeseydik orada bir PKK, PYD devleti kurulmuş olacaktı. Demek ki yanlış politikayı öneren bu ittifak karşımızdaki doğruyu yapan da biziz. Azerbaycan'a can kardeşlerimize yardımcı olmaya gidiyoruz 31 yıllık işgali orada sona erdirmek için destek vermeye gidiyoruz. Bunlar Cumhuriyet Halk Partisi diyor ‘Erdoğan cihatçı gönderiyor' böyle bir kara propaganda ‘Libya'da ne işimiz var?' diyen bunlardı. Libya'ya biz eğer gitmeseydik, oradaki hükümet devrilseydi. Doğu Akdeniz'deki haklarımızı korumak için yaptığımız deniz yetki anlaşmalarını biz yürürlükte tutabilecek miydik? Doğu Akdeniz peşkeş çekilmiş olacaktı. Dolayısıyla hep doğru adımlar attık ama muhalefet hep yanlış politikaları önerdi."
"DOĞRU ADIMLARLA YOLA DEVAM"
AK Parti Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç: "O nedenle hep doğru adımlarla ‘yola devam' diyoruz. Gerçekte çok anlamlı, doğru zamandayız. Cumhuriyetimizin yüzyıl geride kaldı. Çok büyük bir tecrübe, çok büyük hizmetler oldu. Cumhuriyet dönemimizin başından beri ama son 21 yılda bu cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıran, fiziki kalkınma hamlesiyle ülkemize lig atlatan bir dönemi yaşadık. Şimdi tam bu zamanda geri mi gideceğiz, tekrar devam mı edeceğiz? Bunun tercihini milletimiz yapacak. Ben inanıyorum ki bu doğru zamanda milletimiz doğru adamla yola devam diyecek. Kastamonu bu konuda çok daha ileride. Özellikle il başkanımızın da bahsettiği yüzde seksen hedefini burası yakalayabilir. Önceki seçimlerde de zaten bu oranlara yakı. İnşallah milletvekilliği seçiminde de üçte üç başarı sağlanarak Kastamonu çok daha güçlü bir şekilde mecliste temsil edilecektir. Adaylarımıza başarılar diliyorum."