Ak Parti İl Başkanı Sevgilioğlu: 'Filistin Tüm İnsanlığın Vicdan Davasıdır'
AK Parti İl Başkanlığı, Milli İrade Platformu, Memur-Sen İl Başkanlığı ve Hak-İş İl Başkanlığı tarafından İsrail'in Gazze yönelik saldırılarının yıldönümünde İsrail'i kınamak ve Filistin'e destek vermek için Nasrullah Meydanı'nda basın açıklaması düzenlendi.
Nasrullah Meydanı'nda düzenlenen ve Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan basın açıklamasında Memur-Sen İl Başkanı İrfan Bakır; “İnsanlık haysiyetinin yükünü yüklenen kardeşlerim… Siyonist İsrail, Gazze'de tam 365 gündür soykırım yapıyor… Dünya kör, dünya sağır, dünya suskun… Dünyanın bu suskunluğu çoğu çocuk ve kadın kırk iki binden fazla insanı katleden, hastaneleri, okulları, ibadethaneleri dahi bombalayan soykırımcıyı, kandan beslenen katil sürüsünü cesaretlendiriyor.
Çocukları öldürmeyi itikatlarının gereği sayan devlet görünümlü sapkın terör örgütü emperyalist sistemin koruması altında bölgeyi kan gölüne çeviriyor ve soykırım siyasetini bütün bölgeye yayıyor. Tarihin hiçbir döneminde ve dünyanın başka hiçbir yerinde katilin, soykırımcının bu kadar desteklendiği başka örnek yoktur! Batılı emperyalist güçler İslam'a ve Müslümanlara olan düşmanlıklarını İsrail denen Siyonist katil çete eliyle gerçekleştiriyor. Söz konusu Müslümanlar olunca bugüne kadar iddia ettikleri demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi bütün değerlerini çiğnemeleri bundan. Bir düşünün, kendilerinin dışındakilere ‘insanımsı' diyebilecek kadar insanlıktan çıkmış bir ırkçı bir rejim ve inançla karşı karşıyayız. Aklın, idrakin ve vicdanın rafa kalktığı bu kör bir inanç emperyalizmin desteği ile dünyayı bir cehennem çukuruna sürüklüyor. Dilimiz varmıyor ama hapishanelere doldurdukları masum kardeşlerimize tecavüze varacak kadar ileri giden bir cinnet halini hangi akıl açıklayabilir. Uluslararası sistem ahlaken, fikren, fiilen çöktü… Uluslararası kurumlar çöktü… Daha da kötüsü, insanlık bütün değerleriyle birlikte bu katil rejim ve onu koşulsuz destekleyen emperyal güçler karşısında savunmasız” dedi.
‘Mazlumun Ahı Arşa Ulaştı'
İsrail'in bir yıldır katliamlarına devam ettiğini söyleyen Bakır; “Mazlumun ahı arşa ulaştı. Anaların feryatları vicdanları ateşe verdi. Artık, ne söz yetiyor, ne kelam. Her şey gözümüzün önünde oluyor. Gazze'de olanları, Siyonist İsrail'in propaganda aygıtına kanarak ‘bizden uzakta' diyen aymazlar uyanır mı bilemeyiz ama biz gerçekleri bir kere daha hatırlatalım. Bizzat batılılar tarafından sırtı sıvazlanan Terörist İsrail, bugüne kadar, kadın, bebek, çocuk, yaşlı ve hastanelerde tedavi gören 42 bin canı katletti. Tekrar ediyorum! Batılı Başkentlerde alkışlanan katil Netenyahu yönetimindeki Siyonist İsrail, 7 Ekim'den bu yana… 17 bini çocuk, 11 bin beş yüzü kadın olmak üzere 42 bin Filistinli masum insanı katletti. Bunlar resmi rakam… 97 binden fazla yaralı, on binlerce kayıp var. Bunlar istatistiki bir rakam değil, bunların her biri insan, her biri kardeşimiz. Bunlar bizim evlatlarımız, annelerimiz, bacılarımız… Bunlar insanın vicdanını kanatan gerçekler. Okulları, hastaneleri, camileri, kiliseleri bombalarken, insanlığın ortak değerlerini hiçe sayan Siyonist rejim, Lübnan'a başlattığı saldırılarla sapkın inancıyla şekillendirdiği arz-ı mev'ud hedefine ulaşmak için bütün bölgeyi ateşe vermeyi planladığını gösterdi. Orada da durmayacaklar, biliyoruz. Ateş yaklaşıyor… Gazze'de rablerine şikayette bulunan çocukların ahı, insanlığı bulmayacak mı zannediliyordu. Ne demişti o küçük kız… Sizlere hakkımı helal etmiyorum. Ya 8 yaşındayken büyümek zorunda kalan o çocuk… ben çocukluğumu yaşayamadım ki demişti! Ama onlar yine de zulme ve katile karşı şerefle, inançla direndiler. Boyun eğmediler. Zillete razı olmaktansa direnmeyi ve şehadeti seçtiler. Bir tarafta sözde uluslararası hukuk, diğer tarafta 365 gündür ölümü her gün yüzlerce kez yaşayan o çocukların bilge sözleri. Sözde ateşkes çağrılarıyla barış maskesi takan Batı, arka planda kendi değerlerine savaş açmış soykırımcıya silah, para ve siyasi destek verirken, insanlığın onuru Filistinli çocukların, kadınların ve erkeklerin omuzlarında” şeklinde konuştu.
‘Gazze'de Direnen Yiğitleri Ve Şehitlerimizi Selamlıyoruz'
İrfan Bakır son olarak; “Filistin'de, Gazze'de bunlar olurken… Hala dengeleri gözetleyen, küçük çıkarlarının kaybolmasından korkan bir İslam dünyası manzarası ile karşı karşıyayız. İbrahim anlaşmasının peşinde İsrail'e ve ABD'ye yardım ve yataklık yapan bölge ülkeleri, maalesef onurumuzu zedeliyorlar. Ama gerçek ortada… Batı'yı arkasına alan İsrail, bütün bölgeyi ateşe vermeye başladı. Geçen yıl Gazze'de başlayan vahşet ve soykırım bugün Lübnan ve Yemen'e de sıçramış durumda. Bugün Üsküdar Meydanı'nda, Filistin halkının haklı mücadelesine ve direnişine destek olmak, Gazze'den sonra Lübnan'a sıçrayan, Yemen'i de hedef alan bu alçakça işgale, katliam ve soykırıma dur demek için buradayız. Türkiye, uzun zamandır bu uyarıyı yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanı'nın geçen haftaki uyarısı bu noktada çok önemli. Bir kere şunun altını net bir şekilde çizelim… Emperyalist stratejilerle Siyonist İsrail'in arz-ı mevud hedefi birbiriyle örtüşüyor. Doğu Akdeniz'deki savaş gemilerini, katil rejime yapılan silah yardımlarını başka nasıl açıklayabiliriz? Kirli bir oyunla karşı karşıyayız. Onun için tekrar altını çizmekte fayda var: Türkiye'nin savunması Gazze'den başlar! Lübnan saldırısı, savaşın yeni bir evreye geçtiğini gösteriyor. Batılı başkentlerde ise aynı kalıpta açıklamalar devam ediyor. Dün komplo denilerek küçümsenen stratejilerin bugün gerçekleştiğine hep birlikte şahit oluyoruz. Onun için, kimse olayları bizden uzak zannetmesin. Aymazlık ve gaflet sonumuz olur. Vakit teyakkuz vakti. Vakit Gazze hattına destek olma vakti. Vakit insanlık haysiyetini sahiplenme, vicdanın sesi olma vakti. Vakit kardeşlerimize sahip çıkma vakti. Bizler, Filistin dostları olarak… İnsanlık şerefinin bu katil sürüsüne karşı mutlak galip geleceğine inanıyoruz. Ama önce direniş hatlarını güçlü bir şekilde tahkim etmek zorundayız. Soykırım destekçisi markaları boykotu derinleştirerek ve yaygınlaştırarak Siyonizm'e kan pompalayan damarları kesmeliyiz. Buradan milletimizin 7'den 70'e her bir ferdine çağrıyı yineliyoruz; İsrail malı almazsan ölmezsin, alırsan çocukları öldürürler. Buradan açıkça deklare ediyoruz… İsrail, yüz yıldır Filistin topraklarında katliam yapan bir terör örgütüdür. Yerleşimci adlı terör ve gasp şebekesi eliyle tedrici olarak sürdürdüğü işgal yeni bir aşamaya geldi. 7 Ekim 2023'ten bu yana yaşananlar Siyonist işgalin yeni bir evresini göstermektedir. Emperyalizmiz sınırsız desteği, Siyonist şirketlerin sponsorluğu ile Gazze'de Müslüman kıyımı yapan ırkçı rejimin hedefinde bütün bölgemiz var. Onun için Terör rejiminin propaganda aygıtlarının yaydığı bilgilere rağmen çekinmeden diyoruz ki… Gazze'deki direniş, insanlığın ve bizim onurumuzdur. Gazze'de evleri, toprakları, özgürlükleri, inançları için direnenlere selam olsun! İnsanlığın sancağı yere düşmesin, haysiyeti çiğnenmesin, umutlar sönmesin diye zulme karşı göğsünü siper edenlere, korkunç soykırıma rağmen Siyonizm'e ve onlarca emperyalist devlete kahramanca direnenlere selam olsun! Birinci yılına giren soykırımı lanetliyor, Gazze'de direnen yiğitleri ve şehitlerimizi selamlıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘77 Yıllık Bir İşgali Zulüm Ve Katliam Tarihinden Bahsediyoruz'
AK Parti İl Başkanı Ahmet Sevgilioğlu ise; “Bugün, İsrail'in Filistin'e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırının birinci yılında bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu vesileyle Filistin halkının maruz kaldığı zulmü bir kez daha güçlü bir şekilde kabul etmediğimizi ve Filistin davasını savunmaya devam edeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik başlattığı saldırılar ile Filistinli savunmasız sivilleri hedef almış, uluslararası hukuku hiçe sayarak büyük bir insanlık suçuna imza atmıştır. İşlediği soykırım suçunun üzerini örtmek için de 7 Ekim'i bahane etmektedir. Bu noktada çok önemli bir gerçeğin altını çizmek istiyoruz: 7 Ekim'i meselenin sanki sıfır noktasıymış gibi ele alan bir yaklaşımı kesinlikle kabul etmiyoruz. 7 Ekim esasında İsrail katliam ve soykırım makinasının hız ve şiddetinin daha da artmasıdır. Bir yılın içinde 17 binden fazla çocuk, 11 binden fazla kadın olmak üzere 42 binden fazla masum Filistinli sivil İsrail'in acımasız ve insanlık dışı saldırılarında şehit düştü. Hiçbir şey 7 Ekim'de başlamadı! Süre giden soykırıma 7 Ekim sebep olmadı! 77 yıllık bir işgali zulüm ve katliam tarihinden bahsediyoruz. Topraklarından edilmiş; hakları ve malları gasp edilmiş; öldürülmüş; katliama uğramış milyonlardan bahsediyoruz. Böyle bir gasp ve hırsızlığın üstüne kurularak, uluslararası hamilerinden yüz bulup günümüze kadar gelen bu suç şebekesinden zaten ne hak ne hukuk ne de adalet beklenebilir. Diğer taraftan, uluslararası hiçbir kurum bu insanlık dışı durumun durdurulması için yeterli çaba sarf etmemişi insan haklarını ağzından düşürmeyen bazı Batılı devletler maalesef ki İsrail'i kınama cesareti bile gösterememiştir. Bugün hala uluslararası toplum gereken adımları atmaktan, uluslararası hukuku işletmekten son derece uzaktır. İsrail'i bölgenin ortasına Batılı güçlerce bırakılmış bir bomba misali on yıllardır bölgede istikrarsızlık ve kaos kaynağı olmayı sürdürmektedir” diye konuştu.
‘Netanyahu Hesap Vermelidir'
Açıklamalarına devam eden Sevgilioğlu; “İsrail, kurulduğu günden bu yana, Batı'nın çifte standardını, iki yüzlülüğünü ve ikircikli tavrını gösteren bir örnek olmuştu. 7 Ekim'den bu yana da acizlik, zayıflık ve sefaletini de göstermiş oldu. Bugün bu katliama ses çıkarmayan hiçbir devletin kendini ciddi bir devlet olarak görme hakkı yoktur. Yine bugün bu soykırıma itiraz edemeyen hiçbir ülkenin insanlığa söyleyecek tek bir sözü kalmamıştır. İsrail 1930'ların Nazi Almanyası'ndan farksızdır. Tıpkı Nazi Almanyası gibi soykırımcı, saplantılı ve ırkçı bir ideolojiye sahiptir. Yine tıpkı Nazi Almanyası gibi saldırgan, şımarık, küstah davranışlar sergilemektedir. İsrail bugün Ortadoğu'da etrafına bulaşan ve tüm bölgenin düzen ve istikrarını tehdit eden bir yapıdır. Nazi Almanyası'nın durdurulmamasının dünyanın başına açtığı dertleri tarihten biliyoruz. Bugün de İsrail durdurulmadığı takdirde tüm bölgeyi ateşe atana kadar devam edecektir. Bu nedenle tüm gücümüzle haykırıyoruz; İsrail durdurulmalıdır! Netanyahu hesap vermelidir!” ifadelerini kullandı.
‘Vatandaşlarımızı Tek Bir Cephede Birleşmeye Davet Ediyoruz'
Ahmet Sevgilioğlu son olarak, “Diğer taraftan devam eden bu vahşet karşısında ortak bir adım atamayan İslam dünyasının içinde bulunduğu durumdan da dersler çıkarmalıyız. Bu anlamda güçlü bir Türkiye'nin daha adil bir dünya ve daha etkin bir İslam dünyası için ne kadar elzem olduğunu bir kez daha görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Filistin'in haklı davasını her zaman ve her platformda savunduk; savunmaya da devam edeceğiz. Türkiye, yalnızca diplomatik yollarla değil, aynı zamanda insani yardımlar ve kalkınma projeleriyle de Filistin halkının yanında olmuştur. Filistin'e yapılan insani yardımların büyük çoğunluğu bugün ülkemiz tarafından yapılmaktadır. Konuyu insani boyutlarının yanı sıra stratejik boyutlarıyla da en ince ayrıntılarına kadar ele alıyoruz. İsrail saldırganlığının ülkemize de yönelebileceği riskini tüm bölge ülkeleri gibi biz de görüyoruz. Vadedilmiş topraklar safsatasının içine ülkemiz topraklarını da katan bu suç şebekesinin planlarının farkındayız. Stratejik tüm hazırlıklarını yapan bir ülkenin özgüvenini taşıyoruz. Fakat aynı zamanda toplumsal istikrarın da hayati olduğunu bildiğimizden iç cepheyi güçlü tutmak için vatandaşlarımızı ülkemizin karşılaşabileceği uluslararası tehditler konusunda siyasi ve ideolojik tutumlarından bağımsız olarak tek bir cephede birleşmeye davet ediyoruz. Bu nedenle Cumhurbaşkanımızın yıllardır tekrar ettiği ‘bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep beraber Türkiye olacağız' şiarını bir ahitleşme olarak görüyoruz. Bu anlamda güçlü bir Türkiye'nin ve siyasi iradenin öneminin hem bölgemiz hem de insanlık için ne denli hayati olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Filistin davasına sahip çıkan Cumhurbaşkanımızın küresel çeteler ve onların yerli işbirlikçileri tarafından yıllardır neden hedef alındığını bugünlerde yeniden idrak ediyoruz. Filistin, sadece bir coğrafi bölge ya da bir halkın mücadelesi değildir; Filistin, tüm insanlığın vicdan davasıdır. Filistin'in bağımsızlık mücadelesi, aynı zamanda evrensel insan hakları mücadelesidir. İsrail'in işgal politikalarına, Filistin halkına uyguladığı zulme ve insan hakları ihlallerine karşı mücadelemiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde devam edecektir” dedi.
Basın açıklamasından Filistin'de şehit düşenler için dualar edildi.