ADD'de Serkan Karayılan Dönemi

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kastamonu Şubesi 15'inci Olağan Genel Kurulu Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası Salonu'nda 2 adaylı olarak yapıldı.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan genel kurulda, Divan Başkanlığını Muzaffer Bıyıklı üstlenirken, Katip Üyelikleri Saliha Çavuş Eser ve Sema Akıncı tarafından yürütüldü. Mevcut Başkan Ülker Duran Yavuzoğlu'nun aday olmadığı olağan genel kurulda, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kastamonu Şubesi Başkanlığı için Serkan Karayılan ve Firdevs Cihan Yılmaz aday oldu.

Başkan adayı Serkan Karayılan'ın Yönetim Kurulunda, Yılmaz Turhal, Yılmaz Ataşçı, Ümit Kula, Güler Çarıkçıoğlu, Fatih Yılık ve Asuman Çerkezoğlu. Denetleme Kurulunda, Ahmet Zafer Ergün, Haydar Köseoğlu ve Bayram Gök. Genel Kurul (Kurultay) ve Bölge Danışma Kurulu Temsilciliğinde, Muzaffer Bıyıklı, Uğur Alemdar ve Turhan Karaçam. Disiplin Kurulunda Seyfettin Civelekoğlu, Mehmet Salih Karasalihoğlu ve Kemal Ramazancıoğlu isimleri yer aldı.

Başkan adayı Firdevs Cihan Yılmaz Yönetim Kurulunda, Gülcan Sözcü, Ayla Burkucu, Semahat Duran, Tufan Seydioğlu, Nebahat Şahin ve Tolga Pattabanoğlu. Disiplin Kurulunda Beyhan Arık, Hasan Sertdemir, Şadan Keleş. Denetim Kurulunda, Hamide Yılmaz, Yıldız Berber ve Mehmet Yahyaoğlu. Genel Kurul Delegeliğinde de Hüseyin Karakaş, Ayla Burkucu ve Batuhan Çemçem isimleri yer aldı.

Genel Kurula Belediye Başkan Vekili Hasan Fehmi Taş, Eğitim-İş Kastamonu Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal, Eski Baro Başkanlarından Seyfettin Civelekoğlu, eski CHP İl Başkanı Mehmet Salih Karasalihoğlu, Kunduracılar Odası Başkanı Mehmet Kalyoncu, Belediye Meclisi Üyesi Tufan Seydioğlu, İl Genel Meclisi Üyesi Recep Akgül başta olmak üzere ADD Üyeleri ile davetliler katıldı.

Açılış konuşmasını gerçekleştiren Divan Başkanı Muzaffer Bıyıklı: 'Kastamonu şubesi açıldığında ilk üyelerden biriyim. Daha sonra, 2001 - 2011 yılları arasında 8 yıl şube başkanlığı yaptım ama böylesine geniş katılımlı, güzel bir kongre yapmamıştık. Diliyorum ki derneğimiz açısından verimli bir genel kurul toplantısı olacaktır. Öncelikle gündemi oylarınıza sunmam gerekiyor. Atatürkçü Düşünce Derneği'nin işlevine yakışır bir kongre yapıyoruz. Atatürkçü Düşünce Derneği sadece Kastamonu için değil, ülkemiz için de önemlidir. Çünkü cemaat ve tarikat yapılanmalarının sivil toplum sayıldığı günümüzde, başta laiklik olmak üzere Cumhuriyet'in temel değerlerini, bütünlüğü, bilimsel ve çağdaş eğitimi, insan haklarını, kadın haklarını, çocuk haklarını, sosyal devleti, yurtta ve dünyada barışı savunan Atatürkçü Düşünce Derneği gerçek bir sivil toplum örgütüdür. Ülkemizi bir Ortadoğu ülkesi yapma hayali kuranlara karşı derneğimizin amacı, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini, Anadolu Aydınlanma Devrimi'ni, devletin kriter yapısını savunmak, Atatürkçü düşünceyi korumak, kollamak ve geliştirmektir. Ülkemizin içinde bulunduğu durum ve getirildiği nokta bize her zamankinden daha önemli görevler ve sorumluluklar yüklüyor. Bu zor görevi yerine getirmek için yapacağımız ilk iş, daha sıkı tutunmak; el ele, gönül gönüle, omuz omuza birliğimizi ve gücümüzü yükseltmektir. Bu konuda rehberimiz Atatürk'ün bize manevi miras olarak bıraktığı bilimdir, fendir, akıldır. Umuyorum buradan el ele, gönül gönüle, omuz omuza çıkacağız ve Atatürkçü Düşünce Derneği'ne yakışır bir biçimde görevimizi yürütmeye devam edeceğiz' dedi.

'Bayrağı Birilerine Devretme Zamanı Geldi'

Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Ülker Duran Yavuzoğlu: ' 2 dönemdir ve 6 senedir bu kutsal derneğin başkanlığını yapıyorum, yönetim arkadaşlarımızla beraber ama bilmiyorum, hakkıyla yapabildik mi yapamadık mı; bunu sizlerin takdirine bırakıyorum. Ve artık bu bayrağı birilerine devretme zamanı geldi. İki değerli arkadaşımız var, ikisine de başarılar diliyorum, yolları açık olsun' şeklinde konuştu.

'Mustafa Kemal'in Askeri Olmak Militarizm Değildir'

Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal: '2022'den bu yana Türkiye'de Cumhuriyeti bir parantez olarak gören, Osmanlıcılık hayalleri kuran, Cumhuriyet değerleriyle barışık olmayan, düşman olan ve bu değerleri tasfiye etmeyi amaçlayan bir iktidar iş başında ve bu iktidar, son dönemlerde birtakım kendisine göre hukuk dışı, baskıcı yollara başvuruyor. Tabii ki bu baskı bizi ürkütmeyecek. Çünkü biliyoruz ki bir yönetim kendisine güveniyorsa, ayağını sağlam yere basıyorsa, o zaman daha ılımlı, daha yumuşak davranır. Ama ne zaman ki ayağının altından halının çekildiğini hisseder, kitle desteğinin kaybolduğunu fark eder ve iktidarın sağladığı olanakların elinden kaymaya başladığını görürse, işte o zaman gitmemek için hukuk dışı yollara başvurur. Bugünkü baskıların sebebi de budur. İktidarın zayıflamaya başladığını gösteren bir belirtidir. Bu yüzden hiçbirimiz bu baskıların artmasından ürkmüyoruz da korkmuyoruz da. En son hepimizin üzüldüğü bir olay gerçekleşti. Harp okulundan mezun olan pırıl pırıl teğmenlerimiz, ant içtikleri için, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' dedikleri için ordudan tasfiye edildiler. Tasfiye gerekçelerinde de 'disiplinsizlik suçları işledikleri için attık' dediler ama biz neden attıklarını biliyoruz. Onları rahatsız eden, bu kadar tasfiyeden sonra, bu kadar baskıdan sonra hl Türk Silahlı Kuvvetlerine katılan gençlerimizin Mustafa Kemal'in askeri olmasıydı. Bu onları rahatsız etti. İnadına hepimiz 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz.' Mustafa Kemal'in askeri olmak militarizm değildir, simgesel bir şeydir. İyi bir işçi, mühendis, hukukçu olursunuz; bu, sizin Mustafa Kemal'in askeri olduğunuz anlamına gelir' dedi.

'Atatürkçü Düşünce Derneği Büyüyerek Varlığını Sürdürecek'

Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal konuşmasının devamında: 'Teğmenlerimizin başına gelenleri görünce ister istemez bazı şeyleri hatırlıyoruz. Örneğin, Mustafa Kemal Atatürk Harp Okulu'nda öğrenciyken, o zaman yönetime karşı muhalif hareketlerde bulunuyordu. El yazısıyla gazeteler çıkarıp dağıtıyorlardı. Bir gün okul komutanı bu gençleri yakalıyor ve şöyle söylüyor: 'Böyle şeylerle uğraşmayın, gidin dersinizi çalışın.' Mustafa Kemal ve arkadaşları, daha tedbirli olmaları gerektiğini anladıkları için bu tür faaliyetleri bir süre durduruyorlar. Akademiyi bitirdiği zaman, aralarına sokulan bir casusun ihbarı sonucunda tutuklanıp eziyet görüyor ama daha sonra orduda birliğe katılıyor. Yıllar sonra Kurtuluş Savaşı bitip Cumhuriyet ilan edildikten sonra, Harbiye Komutanı ile Ali Fuat Paşa İstanbul'da şehir hatları vapurunda karşılaşıyorlar. Harp Okulu Komutanı diyor ki: 'O gün sizinle ilgili işlem yapmamakla ne kadar isabetli davranmışım.' İşte, Abdülhamit döneminin bir paşasının ferasetini bugünkü yöneticilerimiz maalesef gösteremediler. Eğitim-İş, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin üyesiyim. Üçü farklı özellikleri olan örgütler ama üçünün bir ortak yönü var: Atatürk Cumhuriyet değerleri, Cumhuriyet kazanımları. Eğitim-İş, eğitim alanında emekçilerin mücadelesini veren bir örgüttür, içinde eğitim emekçileri var. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ise tarikatların, cemaatlerin insafına terk edilen gençlerimize bir el uzatıyor, onlara olanaklar sağlayarak Cumhuriyet değerlerine kazandırmaya, geleceklerini korumaya çalışıyor. Bu dernek ve sendikalarımızın elbette üyelerini artırmak gibi belli bir amaçları var ama hepsinin kendine özgü bir misyonu bulunuyor. Atatürkçü Düşünce Derneği, Atatürkçü düşünceyi savunmak ve korumak üzere kurulmuş bir dernektir. Bu derneğin çeşitli sınıflardan çok sayıda üyesi var. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin de çeşitli sınıflardan üyeleri var ama çağdaşlık değerinde, Cumhuriyet değerinde birleşen üyeleri bulunuyor. Derneklerin ve sendikaların amaçları, kitleleri ve çalışma tarzları belli. Siyasi partiler ise konjonktüre göre ideolojileri doğrultusunda taktik ve stratejiler belirleyerek oylarını artırmaya çalışırlar. Bazen de birbirleriyle çelişen kararlar alabilirler. Benim anlatmaya çalıştığım, demokratik kitle örgütleri siyasi partilerle organik bağ içinde olmamalıdır. Hem bu, siyasi partilere zarar verir hem de söz konusu örgütlere zarar verir. Örneğin, bir sendika bir partinin yan kuruluşu, onun organik uzantısı olarak görüldüğünde, o iş kolundaki kendisini siyasetten uzak hisseden eğitimcileri ister istemez dışlar. Atatürkçü Düşünce Derneği belli bir siyasi partinin organik uzantısı olarak görüldüğünde, kendisini farklı siyasi partilerde tanımlayan ama Atatürkçü olan veya partisiz olan insanlarla ilişkilerinde kopukluk yaşanır. Bu, siyasi partilerimize, derneklerimize, sendikalarımıza fayda sağlamaz. O yüzden derneklerimiz, sendikalarımız, kuruluşlarımız siyasi partilerle tabii ki amaçları doğrultusunda iş birliği, eylem birliği yapmalıdır ama bunlar iç içe geçmemelidir. Bir parti güç kazanmak istiyorsa bir örgütü kontrol etmeye çalışmamalıdır, tam tersine onunla ittifak yapmalıdır. Bu kongreye geniş katılımın olması son derece sevindirici bir durum. Demek ki bu ülkede Cumhuriyet değerleri çok güçlü ve kimsenin de bunu silmeye gücü yetmeyecek. Atatürkçü Düşünce Derneği daha da büyüyerek varlığını sürdürecek. Bunun için de aday olan arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Seçilecek olan hangi arkadaşlarımız olursa olsun, bu uyarılarımızın bir üye olarak dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum ve dikkate alacakları konusunda hiçbir kuşkum yok. Şimdiye kadar yönetim kurulu görevini başarıyla yürüten arkadaşlarımıza emekleri için çok teşekkür ediyorum. Seçim sonucunda kazanacak olan yönetim kuruluna da başarılar diliyorum, yolları açık olsun. Seçim sonucu ne olursa olsun, Atatürkçü Düşünce Derneği kazansın' ifadelerine yer verdi.

'Atatürk Yalnızca Bir Komutan Değil, Evrensel Değerlerin Simgesidir'

Atatürkçü Düşünce Derneği Başkan Adayı Serkan Karayılan, Cumhuriyetin kazanımlarına olan bağlılıklarını güçlendireceklerini belirterek: 'Bugün burada, Atatürkçü düşünceyi yaşatmak, Cumhuriyetimizin ilkelerini her alanda daha güçlü bir şekilde savunmak ve bu değerleri yarının nesillerine aktarmak için önemli bir sorumluluğu üstlenmek üzere toplandık. Hepimizin bildiği gibi, Atatürk yalnızca bir komutan ve devlet adamı değil, aynı zamanda evrensel değerlerin, çağdaşlığın, bilimselliğin, barışın, özgürlüğün ve eşitliğin simgesidir. Bugün, Atatürk'ün gösterdiği yolda ilerlemek, bu değerleri her alanda savunmak ve gençlerimize aşılamak her zamankinden daha büyük bir önem taşımaktadır. Kastamonu'nun tarihsel zenginliğini ve kültürel birikimini, Atatürkçü düşüncenin ışığında daha etkin bir şekilde sahaya yansıtmak, bu toprakların geçmişine ve Cumhuriyetimizin kazanımlarına olan bağlılığımızı güçlendirmek için var gücümüzle çalışacağız. Bugün, bir araya gelerek bu amaca hizmet edecek yeni bir vizyonun ilk adımını atıyoruz. Atatürkçü Düşünce Derneği'mizin bugün gerçekleşen kongresi, bizlere Cumhuriyetimizin ilkelerinin ışığında, bu değerleri savunma sorumluluğu yüklemektedir. Bizler, Atatürkçü düşünceyi ve Cumhuriyetimizin kazanımlarını savunarak, bu derneği daha güçlü ve etkin bir hale getirmek için bir aradayız. Derneğimizin kadim mirasını daha da büyütmek, her yaş ve kesimden vatandaşımıza ulaşmak ve Kastamonu'yu ulusal ve uluslararası düzeyde Atatürkçü düşüncenin simgesi haline getirmek için her türlü zorluğa karşı birlikte, omuz omuza çalışacağımıza olan inancımızı yinelemek isterim' dedi.

'Aydınlık Bir Türkiye İçin Hep Birlikte Mücadele Edeceğiz'

Atatürkçü Düşünce Derneği Başkan Adayı Serkan Karayılan konuşmasının devamında: 'Bundan önceki dönemlerde, derneğimizin değerlerine ve Cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkmanın, Atatürkçü düşünceyi savunmanın ne denli önemli olduğunu gördük. Günümüzde bu, daha da değerli ve geleceği hiç olmadığı kadar etkileyecek ölçüde hayati bir hale gelmiştir. Bizler, Atatürk'ün yolundan sapmadan, yalnızca onun ilkelerini savunmaya, yaşatmaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya devam edeceğiz. Her türlü dış etkiye karşı, içeriden ya da dışarıdan gelen her türlü ima ve çabaya karşı Atatürkçü düşünceyi savunmaya ve bu düşünceyi, Cumhuriyetimizin teminatı olan ilkelerle yaşatmaya devam edeceğiz. Söz konusu Cumhuriyet ve Atatürk'ün mirası olduğunda, partiler üstü bir duruş sergilemek, ideolojik ayrımcılıktan uzak durarak, sadece ve sadece Atatürkçü düşüncenin birleştirici gücünden yararlanmak bizim temel hedefimizdir. Bu yol, hem geçmişimize saygı hem de geleceğe umutla bakmamızı sağlayacaktır. Gelecek güzel günler, aydınlık bir Türkiye için hep birlikte mücadele edeceğiz. Atatürk'ün izlediği yolda, Cumhuriyetimizin değerlerinden asla taviz vermeden, tüm gücümüzle çalışacak, toplumumuzu ve gençlerimizi Atatürkçü düşüncenin ışığında aydınlatacağız. Bu vesileyle, Atatürkçü Düşünce Derneğimize geçmişten bugüne emek veren her bir büyüğüme teşekkür ediyorum. Ebediyete intikal edenlere rahmet diliyorum. Şubemiz Başkanı Ülker Yavuzoğlu'na ve ekibine, gençlik kollarımıza, tüm emek verenlere teşekkürlerimi sunuyorum. Hep birlikte daha güçlü, daha özgür ve daha aydınlık bir Türkiye için el birliğiyle yola çıkıyoruz. Bu mücadele, sadece Kastamonu'nun değil, tüm Türkiye'nin geleceği için verilen bir mücadeledir. Hep birlikte, daha güzel günler bizleri bekliyor! Bu yolda, siz değerli üyelerimizle el birliğiyle çalışarak, birlikte mücadele edeceğimize olan inancımla desteğinizi bekliyor ve Atatürkümüzün MAVİ'sinde, MAVİ listede buluşmak üzere saygılarımı sunuyorum' şeklinde konuştu.

'Yüzümüzü Halka Dönmek Zorundayız'

Atatürkçü Düşünce Derneği Başkan Adayı Firdevs Cihan Yılmaz ise: Konuşmalarıma başlamadan önce, 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve ülkemize başsağlığı diliyorum. Hepimiz için karanlık anıları içinde barındıran bir Ocak ayını daha geride bırakmış bulunuyoruz. Derneğimizin kurucusu, değerli hocamız ve demokrasi şehidimiz Prof. Dr. Muammer Aksoy'u ve basınımızın yılmaz, korkusuz kalemi Uğur Mumcu'yu da böyle bir Ocak ayında menfur saldırılara kurban vermiştik. Her birinin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Kıymetli yol arkadaşlarım, maalesef çok zor zamanlardan geçiyoruz. Ülkenin Kurtuluş Savaşı'nın Başkomutanı, Kurucu Cumhurbaşkanımız olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bağlılıklarını ifade eden, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyen teğmenlerin ve komutanların ordudan ihraç edildiği, muhalif siyasal parti mensuplarının, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alındığı, bazılarının hapse atıldığı, basın temsilcilerinin susturulmaya çalışıldığı Halkın; vergilere, enflasyona, yolsuzluklara, yasaklara ve yoksulluğa mahkûm edildiği, yargının siyasallaştığı ve iktidarın bir aparatı hline getirildiği bir dönemi hep birlikte yaşıyoruz. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bu siyasi, ekonomik, toplumsal, hukuki ve kültürel sorunların temelinde, iktidarın Atatürkçü düşünceden ve Cumhuriyet'in kuruluş felsefesinden uzaklaşması yatmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyetimizi, kuruluş ilkeleriyle yeniden ayakları üzerine dikmek ve otoriter anlayışa karşı güçlü ve erdemli bir dayanışmaya ihtiyacımız var. Bunu başarmak zorunluluktur ve bizler bu iradeye sahibiz. Atatürkçü düşünceyi bu topraklarda yeniden hkim kılmak için, kurumlarla güçlü bir iletişim kurmak, yüzümüzü halka dönmek zorundayız. Atatürkçülük, bir duruş ve adanmışlık ister. Mustafa Kemal Atatürk, 1925 yılında Kastamonu'da ne demişti? 'Hakiki devrimciler onlardır ki; ilerleme ve modernleşme devrimine sevk etmek istedikleri insanların ruh ve vicdanlarındaki gerçek eğilime sızmasını bilirler.' Atatürk ve onun değerleri bu denli hedefe koyulmuşken, bu bayrağı taşıma işi, yalpalayanlarla, canı istediğinde meyledenlere olmaz . Çelikten bir duruş, sarsılmaz bir iradenin hakim olması gerektiği inancındayım. Gün, mücadele günüdür! Gün, şehrimizdeki tüm ilericilerle bir arada durma günüdür. İşte tam da bu nedenle, Şehit Şerife Bacıların, Halime Çavuşların, Hafız Selman İzbeli'lerin şehri Kastamonu'da, Atatürk sevdalısı, baskıya, dayatmaya, esarete boyun eğmeyen bir Cumhuriyet kadını olarak, bir anne, bir büyükanne ve bir anneanne olarak bu göreve talibim. Evlatlarımızın ve bu toprakların geleceği için söyleyecek sözüm, yapacak işlerim var! Atatürk'ün emaneti Cumhuriyet'i sonsuza dek yaşatmak ve onun devrimlerine sahip çıkmak için, Atatürkçü Düşünce Derneği çatısı altında birleşmeye ve mücadele etmeye kararlıyız. İnanıyorum ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve inkılaplarının ışığında, bilimin rehberliğinde, hukukun üstünlüğüne ve özgür düşünceye inanan herkesle omuz omuza verecek, Cumhuriyetimizi yeniden ayakları üzerine dikeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, bugüne kadar yaptıkları çalışmalardan ötürü Ülker Duran Yavuzoğlu başkanımıza ve yönetim kurulundaki arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçte de bilgi ve deneyimleriyle yanımızda olmalarını temenni ediyorum. Kongremizin hayırlı olmasını diliyor, Her birinizi 'Milletin kayıtsız şartsız egemenliğini korumayı kendine ilke edinen, hukukun üstünlüğüne inanan, laik Cumhuriyete ve Atatürk devrimlerine sonsuza dek koruyacak bir Cumhuriyet kadını' olarak selamlıyorum' dedi.

ADD'nin Yeni Başkanı Serkan Karayılan Oldu

Atatürkçü Düşünce Derneği'nin genel kurulunda oy sayımı tamamlandı. Seçimde Firdevs Cihan Yılmaz 75 oy alırken, Serkan Karayılan 115 oyla başkanlığa seçildi.

Özel Haber

Bakmadan Geçme