'5 milyon TL'lik yatırımı köylümüzle yaptık'
KÖY KOOP. BAŞKANI EROL AKAR KÖY KOOP. Başkanı Erol Akar, Radyo Moni 99,5 yayınlanan Haber Saati programına konuk olarak, kooperatifçilik ve yaptıkları çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu. Kastamonu'daki hayvancılık sektörünün Türkiye'de ilk 5'lerde yer aldığını vurgulayan KÖY KOOP Başkanı Erol Akar '300 binin üzerinde büyükbaş hayvanımız var. Özellikle Devrekani bölgesi başta olmak üzere bölgelerimizde hayvancılık önemli...
KÖY KOOP. BAŞKANI EROL AKAR;
KÖY KOOP. Başkanı Erol Akar, Radyo Moni 99,5 yayınlanan Haber Saati programına konuk olarak, kooperatifçilik ve yaptıkları çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu.
Kastamonu'daki hayvancılık sektörünün Türkiye'de ilk 5'lerde yer aldığını vurgulayan KÖY KOOP Başkanı Erol Akar; '300 binin üzerinde büyükbaş hayvanımız var. Özellikle Devrekani bölgesi başta olmak üzere bölgelerimizde hayvancılık önemli bir noktada. Bizim hayvancılıktan bir şeyler kazanabilmemiz için kendi altyapımız ile bir takım çalışmalar yapmamız gerekiyor. Eğer bir insan sütten para kazanabiliyorsa, hayvancılık yapıyor. Çünkü günlük, aylık bir kazanç elde etmesine ihtiyacı var. Süt ile bu işi çevirmesi lazım. Türkiye geneline baktığımızda hayvancılık politikalarında çok olumlu bir tablo görmüyoruz. Sürekli değişen hayvancılık politikası, yem maliyetleri ve diğer maliyetler ile ilgili ciddi sıkıntılar var, et fiyatları ile değişen tablolar var. Dolasıyla Kastamonu'yu bu konjonktürün dışına koymak pek mümkün değil' dedi.
'YAKLAŞIK 150 TON KAPASİTELİ SOĞUK ZİNCİR OLUŞTURDUK'
1995 yılında Kastamonu'da süt pazarlama üzerine hiçbir kooperatifin ve soğuk zincirin olmadığını vurgulayan Akar; 'O dönemde kaliteden de söz etmek mümkün değildi. O dönemlerde ilimize gelen ulusal firmalar durumu görünce ilimizi terk etmiş. Maalesef yerli firmalarımızın da düzeltmek adına ciddi bir çalışmasını görmedik. O dönemde yerli firmalarımızda kalitesiz bir sütten ne yapılabilirse, onu yapıyorlar. Çünkü soğuk zincir olmadan sütün kalitesini düzeltmek gibi bir imkanız yok. Soğuk zincirinin avantajı, sütü bir noktada topluyorsunuz ve kontrollü bir şekilde alma şansına sahip oluyorsunuz. Biz birlik olarak 1995 yılında bu çalışmaları başlattık. Bu geldiğimiz noktaya baktığımızda 34 bölgede yaklaşık 150 ton kapasiteli soğuk zincir oluşturduk. Bunu üreticilerle birlikte yaptık. Üreticilere köyde kooperatiflerini kurdurduk. Üretici köyde binasını yaptı. Elektriğini bağlattı. Soğutma tankını da biz alıverdik ve o şekilde birlik olarak soğuk zinciri oluşturduk. Ağırlık olarak bu zincirlerinin yüzde 80'ini biz birlik ve köylülerimizle yaptık. Bu ciddi bir yatırım. Yaklaşık 5 milyon TL'lik yatırımı köylümüzle birlikte yaptık. Bunun sayesinde kalitede çok ciddi artışlar oldu ve ulusal firmaları tekrardan ilimize getirebildik. Süt fiyatlarımızda Türkiye genelindeki süt fiyatlarına yaklaştı' ifadelerini kullandı.
'10 BİN ÇUVALA YAKIN YEM PAZARLIYORUZ'
Birlik olarak köylüyle
dayanışma içinde olduklarını söyleyen Akar; 'Fakat devletin ve yetkililerin bu konuya bakış açılarında sıkıntı var. Biz derdimiz hayvancılığı geliştirmek. Fakat vatandaş sütünü uygun fiyattan pazarlayamıyorsa, girdisini temin edemiyorsa hayvancılık nasıl gelişecek? Biz birlik olarak yem ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bugün ayda 10 bin çuvala yakın yem pazarlıyoruz. Köylünün ihtiyacı bunlar. Sütü alıp vermekle iş bitmiyor. Önce korunması, pazarlanması ve bunu işleyen firmalara intikal ettirmek çok ciddi bir süreç. Sahil kısımlarımıza baktığımızda kışın orada kimseyi bulamıyoruz. Göçlerden dolayı köyler boşaldı. Dolasıyla bizim yatırımlarımızı o bölgelere yapma şansımız yok. Çünkü o taraftan bize uygun bir talep gelmedi. Eğer uygun bir talep gelirse, zaten biz o talebi karşılarız' dedi.
'ORMAN ÜRETİMİNİN YAKLAŞIK YÜZDE 80'İNİ BİRİM KOOPERATİFLERİMİZ YAPIYOR'
Hayvancılığın ilimizde gelişmekte olduğunu ifade eden Akar; 'Eğer biz bu hayvancılığı Kastamonu'da daha ileriye götürecek isek, kesinlikle pazarlama organizasyonlarını oluşturmamız lazım. Bu her alanda böyle. Vatandaş pazarda para kazanabilecekse neden üretmesin? Bizim gibi kuruluşların ve devletin bunu desteklemesi, bu altyapıyı kollaması, bunun önünü açması gerekiyor. 305 tane birim kooperatifimiz var. 20 bine yakında ortağımız var. Ayrıca biz bölge birliğiyiz. Kastamonu, Çankırı, Bartın bölgelerini kapsıyor. Kastamonu civarında ise, 18 binin üzerinde üyemiz var. 305 birimizin 180 tanesi ormanla ilgili. Kastamonu'daki orman üretimi olan yaklaşık 3 milyon metreküpün yüzde 80'ini bizim birim kooperatiflerimiz yapıyor. Kooperatiflerimiz her iki alanda faaliyet gösteriyor. Kastamonu kooperatifçilik sayısı ile Türkiye'de ilk 4'ün arasındadır. Her türlü organizasyona uygun parçalanmamış bir altyapımız var. Hayvancılık Kastamonu'nun meselesi haline gelmelidir. Hadiseye daha büyük çaplı bakmak lazım. Türkiye'de kredi ile ilgili hiçbir probleminiz yok. Eğer sağlıklı bir proje sunarsanız, her yerden kaynak elde edebiliyorsunuz. Destekleme projelerini vatandaşlarımıza iyi bir şekilde anlatılması lazım. Küçük aile şirketlerini büyütme ihtiyacımız var. Bizim büyük şirketlere kredi aktarmakla bu işlerin çözülemeyeceğiz ortada' şeklinde konuştu.
'YEREL YÖNETİMLER DESTEK ANLAMINDA ÇOK ÖNEMLİ'
TKDK'nın bugüne kadar çok ciddi katkılar sağladığını ifade eden Akar; 'TKDK'nın dışında başka projeler geliştirilemez mi? Yerel yönetimler, özel idareler bu konuda kaynak sağlayabilirler, destek olabilirler. Yerel yönetimler destek anlamında çok önemli. Şu anda bulunduğumuz nokta, son nokta değil. Gelişmemiz sürecektir. Bizim Kastamonu'da yapmamız gereken şey, işletmeleri fizibiliteye uygun boyutlara yükseltmek. Türkiye'nin tarımı ve hayvancılığın geleceğiyle ilgili kaygılarından bir türlü kurtulamıyoruz. Çünkü ileriye dönük bir tarım perspektifi koyamadığımızdan kaynaklanıyor. Küçükbaş hayvancılığında Kastamonu Türkiye genelindeki durumdan pek farklı değil. Küçükbaş konusunda geçmişte büyük bir kayba uğradık. Fakat Kastamonu son zamanlarda küçükbaş hayvancılık konusunda ilerleme göstermeye başladı. kümes hayvancılığında da ciddi gelişmeler başladı. Bizim elimizdeki imkanlarımızla da sanayimizi geliştirmemiz lazım. Tarımsal anlamda da birçok ürünümüzü kaybettik. Bunları da tekrardan canlandırmak kolay değil' diyerek kooperatifçilik tarihçesinden bahsetti.