'25 Kasım, milyonlarca kadının yarattığı umuttur'

KESK KADIN MECLİSİ ADINA YEŞİM AKIN KESK Kadın Meclisi adına Yeşim Akın ve yönetim üyeleri 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla İl Başkanlık binalarında basın açıklaması düzenlediler. KESK Kadın Meclisi adına basın açıklamasını yapan Yeşim Akın '25 Kasım, ataerkil şiddete karşı direnen kadınların isyanıdır. 25 Kasım, sermaye sömürüsüne karşı emeğine...

KESK KADIN MECLİSİ ADINA YEŞİM AKIN; KESK Kadın Meclisi adına Yeşim Akın ve yönetim üyeleri 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla İl Başkanlık binalarında basın açıklaması düzenlediler. KESK Kadın Meclisi adına basın açıklamasını yapan Yeşim Akın; '25 Kasım, ataerkil şiddete karşı direnen kadınların isyanıdır. 25 Kasım, sermaye sömürüsüne karşı emeğine sahip çıkan kadınların simgesidir. 25 Kasım kadınların eşit ve özgürce bir arada yaşama kararlılığıdır. 25 Kasım, erkek egemen sisteme ve tecavüzcülerine karşı mücadele yürüttükleri için katledilen Mirabel kız kardeşlerin direniş mirasına dünyanın dört bir yanında alanlara çıkarak sahip çıkan milyonlarca kadının yarattığı umuttur. Biz kadınlar bu yıl 25 Kasım'ı baskıların gölgesinde karşılıyoruz. Her türlü hukuksuzluğun ve keyfiliğin dayatıldığı, cinsiyet eşitsizliğinin derinleştiği, taciz ve tecavüzün artmakla beraber yasal kılıflarla meşrulaştırılmaya çalışıldığı bir süreçte hayatlarımız üzerinde cinsiyetçi bir abluka kurulmak isteniyor' dedi. 'HUKUKSUZ VE KEYFİ BİR BİÇİMDE İŞİMİZE SON VERİLİYOR' İş güvencelerinin yok edilmek istendiğini söyleyen Akın; 'Hukuksuz ve keyfi bir biçimde işimize son veriliyor. Esnek-kuralsız ve güvencesiz çalışma kadın emeğine dayandırılarak yaygınlaştırılmak isteniyor. Kadın örgütlülüğü, kadın kurumsallaşması ve kazanımları yok edilmek isteniyor. Sokaklar ve alanlar kadınlara kapatılarak, sesimizi ve itirazımızı duyurmamız engellenmek isteniyor. Yazarlar, akademisyenler, sendikacılar, gazeteciler kısaca mücadele eden kadınlar hukuksuz bir biçimde gözaltına alınıp tutuklanarak kadın mücadelesine gözdağı verilmek isteniyor. Kamusal alan muhafazakrlıkla yeniden şekillendirilerek kadınlar ev içine hapsedilmek isteniyor. Erkek şiddeti artarak devam ediyor. 2016 yılının ilk on ayında en az 220 kadın erkekler tarafından katledildi. Hükümet kadına yönelik şiddetle mücadele etmek bir yana, şiddete uğrayan kadınlarla dayanışma içinde olan ve şiddetle mücadele eden onlarca kadın derneğinin kapısını mühürlüyor. Haksız tahrik indirimleriyle, tecavüzü tıbbi patolojiye indirgeyen hadım yasalarıyla, yakın zamanda ise bir utanç belgesine imza atarak cinsel istismarı aklayan, tecavüzü ve çocuk evliliklerin meşrulaştırılmak istendiği yasa önergesiyle kadın düşmanlığına hız kesmeden devam ediyor. Hükümet temsilcilerinin hemen her gün kadını aşağılayan yeni söylemleri kadına yönelik şiddeti arttırıyor. Kadınların giydikleri kıyafetler nedeniyle sokak ortasında uğradığı şiddet, bizzat Başbakan'ın söyleminde övgüyle karşılık buluyor. 'Adam gibi ölmek var, bir de madam gibi ölmek var' söylemi,  adamlık ölçüleriyle davranıp her gün en az üç kadını katleden katillere davetiye çıkarıyor' diye konuştu. 'ERKEK ŞİDDETİ İDEOLOJİKTİR' Erkek şiddetinin ideolojik olduğunu vurgulayan Akın; 'Kaynağını erkek egemen anlayıştan, gücünü erkek egemen siyasetten alır. Biz kadınlar, cinsel istismarı aklayan yasa tasarısına engel olduğumuz gibi erkek yargının, erkek siyasetin ve erkek egemen anlayışın hayatlarımızı karartmasına izin vermeyeceğiz. Biz KESK'li kadınlar, toplumsal muhalefete yönelik başlatılan susturma, korkuya esir edilme,  biat ettirme politikalarına, kamunun piyasacı,  tekçi,  mezhepçi ve cinsiyetçi biçimde yeniden yapılandırılarak iş güvencemizin ortadan kaldırılmasına, esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışmanın dayanağı yapılan kadın emeğinin sömürülmesine, eğitim alanı başta olmak üzere,  kamusal alanın tamamında geliştirilen muhafazakr ve anti laik uygulamalara, hadım yasalarıyla, haksız tahrik indirimleriyle, rıza yaşını düşüren yasal tasarılara,  tacizi, tecavüzü ve kadın cinayetlerini meşrulaştıran erkek yargıya, kürtajı fiilen yasaklayan, çocuk yaşta evliliği ve çok çocuk doğurmayı teşvik eden yasal düzenlemelerle kadın bedenini denetim altında tutmayı hedefleyen siyasal anlayışa, ne giyeceğimizden, ne söyleyeceğimize, hatta nasıl öleceğimize dahi karar veren adamlık siyasetine, karşı; ifade özgürlüğümüze, örgütlenme özgürlüğümüze sahip çıkıyoruz! İşimize, geleceğimize ve kazanımlarımıza sahip çıkıyoruz! Susmayacağız, yılmayacağız, direneceğiz ve biz kazanacağız! Baskılara karşı kadınların örgütlü mücadelesi kazanacak!' ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme