10 bin yıldır DNA'sı bozulmayan Siyez

Genetik yapısı değiştirilmemiş, rengi açılmamış ve besin değerlerini kaybetmemiş 'Siyez Bulguru' bulgur cinsleri arasında en kaliteli ve sağlıklı olanı. 10 bin yıldır DNA'sı bozulmamış olan genetik olarak en basit buğday çeşidi. Başakçıkları tek taneli olan ve kavuzlu bir yapıya sahip olan Siyez Bulguru, Siyez Buğdayının kaynatıldıktan sonra kurutulması ve tamamen geleneksel yöntemlerle taş değirmenlerde yarılması (kırılma değil) sureti ile elde ediliyor. Tek başakçıklı olması ve sıkı kavuz yapısı itibarı ile hastalık ve zararlılara dayanıklı, kurak şartlarda ve fakir topraklarda rekabet gücü yüksek bir tür olarak bilinen Siyez Buğdayı'nın, yapılan çalışmalarda yüksek yağ içeriğine ve ekmeklik buğdaya göre daha fazla sarı lutein oranına sahip olduğu ortaya konmuştur. Ayrıca tam tahıl tüketimiyle ilişkili sağlık yararları ve düşük glisemik indekse sahip olmasının yanında, fonksiyonel gıda olarak da protein, fenolikler, tokoferoller ve karotenoidler açısından diğer buğday türlerine göre daha zengin bir yapıda olduğu tespit edilmiştir. SİYEZ'İN FAYDALARI Bu besin deposu günümüzde sadece Kastamonu'nun İhsangazi İlçesi'nde yetiştirilmektedir. Tamamen organik olan ve DNA'sı bozulmamış olan Siyez Bulguru'nun faydalarını ise; yüksek antioksidan içeriğe sahiptir. Hücre yapısını korur, yaşlanmayı geciktirir. İçerdiği B1, B2, B6, B12 vitaminleriyle sindirim ve sinir sistemi için hayati öneme sahiptir. Karbonhidrat değeri düşük, protein değeri yüksektir. Glisemik indeks değeri, (besinlerin kan şekerini düşürme yüzdesi) çok düşüktür. Kolesterol içermez. Posa / Lif bakımından zengin bir gıdadır. Yüksek miktarda mineral ve selüloz sayesinde kabızlığı önler ve bağırsak kanserinden korur. İçerdiği folik asitten dolayı, çocuk ve hamile kadınlar için çok önemli bir gıda maddesidir. Slow Food Biyoçeşitlilik Vakfı, İhsangazi Siyez Bulguru'nu Türkiye'deki ilk Slow Food Presidia'sı olarak ilan etmiştir. Türkiye'nin ilk ve tek presidium ürünü İhsangazi Siyez Bulguru, 25-29 Ekim 2012 tarihlerinde İtalya'nın Torino kentinde gerçekleştirilen Terra Madre-Salone Del Gusto Festivali'nde Türkiye'yi temsil etmiş ve dünya kamuoyunun beğenisine sunulmuştur.