82 yaşındaki yorgan ustası 'Ölene kadar yapacağım'
82 yaşındaki yorgan ustası, 69 yıldır yaptığı yorgancılık mesleğini ölene kadar sürdüreceğini söyledi. Yorgan ustalarının maharetinin kendisini yorgancılığa yönlendirdiğini ifade eden Şerafettin Küçükbulut 'İlkokulu Kastamonu Serdar köyünde bitirdim. 13 yaşında Kastamonu'ya geldim. Annem dokumacılık yapıyordu. Annemin dokuduğu mendilleri buradaki çarşıda satardım. İplik, oya alır ve köye giderdim. Simit fırınında işe girdim. 3 ay simit fırınında...
82 yaşındaki yorgan ustası, 69 yıldır yaptığı yorgancılık mesleğini ölene kadar sürdüreceğini söyledi. Yorgan ustalarının maharetinin kendisini yorgancılığa yönlendirdiğini ifade eden Şerafettin Küçükbulut; “İlkokulu Kastamonu Serdar köyünde bitirdim. 13 yaşında Kastamonu’ya geldim. Annem dokumacılık yapıyordu. Annemin dokuduğu mendilleri buradaki çarşıda satardım. İplik, oya alır ve köye giderdim. Simit fırınında işe girdim. 3 ay simit fırınında çalıştım. 3 ay sonra artan simitleri akşam satarken yorgancıya girdim. Bakınca yorganlar benim hoşuma gitti. Birisi oturmuş yorgan dikiyordu, benim de hoşuma gitti. Oradaki ustaya, 'beni çırak alır mısın' dedim. O da, 'yarın gel, başla' dedi” dedi. “HER ZAMAN İYİ İŞ YAPMAYI SEVERİM” Kısa süre içinde işi öğrendiğini ifade eden Küçükbulut; “Ben 1 hafta içinde ustadan öğrendiğim gibi bir tane yorgan döşedim, bir tane de yorgan diktim. Tam kapının karşısına astım. Patron şöyle bir baktı, 'şu yorganı bir indirir misin' dedi. İndirdiğimde, 'bu yorganı kim dikti' dedi. Usta yorganı benim ellerim dikti dedim. 'Sen bana gelmeden bu işi öğrendin değil mi' dedi. Bana bir yüzük, bir de iğne verdiniz, yüksüğü parmağıma taktım, iğneyle de yorgan diktim dedim. 'Sen iyi bir usta olacaksın' dedi 3 sene sonra ondan ayrıldım, başka bir ustanın yanına gittim. Daha sonra İstanbul’a gittim ve orda çalıştım. 1958 yılında ilk dükkanımı oraya açtım. Ben 1958’den beri bu mesleği yürütüyorum, her zaman iyi iş yapmayı severim ve müşterilerime dua ederim” diye konuştu. “BU YORGANLAR EL EMEĞİ, GÖZ NURUDUR” “Bu yorganlar el emeği, göz nurudur” ifadelerine yer veren Şerafettin Küçükbulut, “Makineye oturur dikersin, aşağı atölyeye inersin içerisine artık pamuk, yün koyarsın. Ondan sonra onu yorgan haline getirirsin, sonra tezgahın üstüne çıkıp yorganı dikmeye başlarsın. Yorganı diktikçe yorgan kendini gösterir, yorgan olur. Bu deliği görmezse yorgan haline gelemez. 13 yaşından beri ben mesleğe emek veriyorum. Emeğim boşuna gitmemiştir. Bu dükkan benimdir. Ben bunu iğne ve elime taktığım yüksük ile para kazanarak aldım. Evimi aldım, çoluk çocuğumu evlendirdim. Mesleğe ölene kadar devam edeceğim. Allah'ım ne zaman huzuruna çağırırsa o zaman bırakırım. Daha sonra aynı mesleği yapan oğlum gelir, bu mesleği devam ettirir” şeklinde konuştu. (iha)