35 bin ton şeker üretimi amaçlanıyor

Kastamonu Şeker Fabrikası, 22 Eylül'de başladığı 55'inci kampanya döneminde çalışmalarını son hızla sürdürüyor. Haftanın 7 günü, günde 3 vardiya olacak şekilde, 24 saat çalışan Kastamonu Şeker Fabrikası, Kastamonu ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyor. Şeker pancarını traktörlere yükleyen çiftçiler, 55'inci kampanya döneminin başladığı günden bu yana, Şeker Fabrikası önünde uzun kamyon ve traktör sıraları oluşturdu. Yaklaşık bir...

Kastamonu Şeker Fabrikası, 22 Eylül’de başladığı 55’inci kampanya döneminde çalışmalarını son hızla sürdürüyor. Haftanın 7 günü, günde 3 vardiya olacak şekilde, 24 saat çalışan Kastamonu Şeker Fabrikası, Kastamonu ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyor. Şeker pancarını traktörlere yükleyen çiftçiler, 55’inci kampanya döneminin başladığı günden bu yana, Şeker Fabrikası önünde uzun kamyon ve traktör sıraları oluşturdu. Yaklaşık bir aydır, çiftçinin gözünden mutluluk akarken fabrikanın bacasından emek dumanları tütüyor. TÜRKİYE’DEKİ 25 FABRİKADAN BİRİSİ Kastamonu Şeker Fabrikası, Türkiye’de devlete ait 25 şeker fabrikasından bir tanesi. 1963 yılında kurulan Kastamonu Şeker Fabrikası, 750 dönüm alan üzerinde hizmet veriyor. Fabrika, bu sezon 300 bin ton pancarı işleyerek 35 bin ton şeker elde etmeyi amaçlıyor. Şeker Fabrikası 123 daimi işçi, 87 mevsimlik işçi, diğer fabrikalardan gelen 50 görevli ve 450 taşeron işçinin yanı sıra; sanayi esnafı, taşımacı esnafı, köylüyü hesap ettiğimizde binlerce kişiye ekmek kapısı oluyor. “BEYAZ DUMAN ÇIKIYORSA, FABRİKA İYİ ÇALIŞIYOR DEMEKTİR” Şeker Fabrikası’nda çalışanları, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1937’de ‘Şeker fabrikalarının sayısı yirmiye çıkmaz ve şekeri ekmek kadar kolay alınır hale getirmezsek gürbüz çocuklara hasret kalacağız’ sözü karşılıyor. Bu düşünceyle 7 gün 24 saat aralıksız bir şekilde çalışıyor işçiler. Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Ali Çufadaroğlu, bacadan tüten dumanı göstererek; “Beyaz duman çıkıyorsa, fabrika iyi çalışıyor demektir. Pancar gelip de kendi kendine şeker olmuyor” ifadelerini kullandı. Fabrikanın çalışmasından duyduğu mutluluk, o andaki sözlerinden okundu. “ŞEKER FABRİKASINA SAHİP ÇIKMALIYIZ” Çufadaroğlu, Kastamonu Şeker Fabrikası’nın Kastamonu ekonomisine katkısının, pancar miktarına bağlı olarak 250-300 milyon arasında olduğunu belirterek; “Sıradaki araçları görüyorsunuz. Bu araçlara lastik satan esnaf, mazot satan istasyon, parça satan sanayi esnafı, nakliyeci, hayvancılık yapan tarımla uğraşan herkes; yüzlerce kişi kazanç sağlıyor. Çalışanlarıyla ilimize ve ülkemize katkı sağlayan fabrikamızda, yemek veriliyor; yemek için malzemeler yine Kastamonu’daki esnafımızdan alınıyor. İşte bu yüzden Kastamonu olarak şeker fabrikasına sahip çıkmalıyız” ifadelerini kullandı. Fabrikadaki işçi sayısına da değinen Çufadaroğlu; “2000 yılında bu yana fabrikamız Özelleştirme İdaresi’nde. 2007’den beri eleman alınmadı. 450 kişi taşerona başladı, 50 kişi de diğer fabrikalardan görevli geldi. Adama ihtiyaç yok da neden bu yollarla işçi alınıyor?” dedi. “BU FABRİKALAR BU ÜLKENİN GELECEĞİ” Fabrikanın Özelleştirme İdaresi’nde olduğuna dikkat çeken Çufadaroğlu; “2012 yılında fabrikalar satıldı. Eğer o satış gerçekleşseydi, ilk kapanacak fabrika Kastamonu Şeker Fabrikası’ydı. Çok mücadele verdik. Şeker-İş Genel Başkanı İsa Gök, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, kanunun ciddiyetini dönemin başbakanı Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a anlattılar. Satış, o zaman sadece başbakanımızın imzasına kalmıştı. O görüşmeden sonra satış iptal edildi. Bizler bayram ettik. Şimdi hükümetimizden ve Cumhurbaşkanımızdan ricamız, bu fabrikaların Özelleştirme İdaresi’nden çıkartılıp Sanayi Bakanlığı’na devredilmesi. Bu fabrikalar bu ülkenin geleceği” ifadelerine yer verdi. ŞEKER PANCARIDAN ŞEKERE… Şeker pancarının şekere dönüşümü ise oldukça zahmetli. Çiftçinin nasırlı ellerinden fabrikaya ulaşan şeker pancarının, sıcacık bir çaya atılan şekere dönüşüm aşamaları yazarken bile ne kadar zorlu olduğunu kanıtlıyor. Tarladan fabrikaya ulaştırılan şeker pancarlarının tartım işlemi gerçekleştiriliyor. Ardından laboratuvarda firesine ve polarına bakılan pancarlar, boşaltma makinesi sayesinde silo yapılıyor. Su vasıtasıyla fabrikanın gerekli birimine iletilen pancarlar, yıkanarak kıyıma veriliyor. Kıyım yapılan pancarlar difüzyon ünitesinde pişiriliyor. Pişen pancarlar preseler yardımıyla şurup haline getiriliyor. Atık maddeler ise küspe olarak ayrıştırılıyor. Filtrelere düşen şurup, mikrobu kırılarak şeker olacak şurup haline getiriliyor. Belirli sıcaklıklarda pişirilip rafineri kısmına gönderilerek beyaz şurup elde ediliyor ve kurutulduktan sonra bantlar sayesinde istif edilerek satışa hazır hale getiriliyor. Fabrikada çalışan işçilerden en üst kademesine kadar herkes tatlandırıcılardan dert yanıyor. Mısırdan üretilen glikoz yerine, “yerli ve milli” şekeri kullanmaya her bir vatandaş davet ediliyor.

Bakmadan Geçme